ÇAPKIN HIRSIZ
1959 yılında Türk çizgiroman dergi okuru ilk kez mizahi bir çizgiroman kahramanı ve onun kendi başlığını taşıyan bağımsız dergisiyle karşılaşmıştı: Çapkın Hırsız. Bu güzel ve belli ölçülerde şaşırtıcı başlangıcı yapan kişi sonradan Türk mizahına getireceği Salata ekolüyle damgasını vuracak olan Suavi Süalp'dir. Çapkın Hırsız, Duran Yayınevi tarafından yayınlanan ve çarşamba günleri okuyucusuna sunulan büyük boy haftalık, kendi adını taşıyan bir dergide boy göstermeye başlamıştır.
Suavi Sualp'in anlık, içgüdüsel ancak çok keskin gözlem yetenekleriyle desteklenmiş bir mizah anlayışının öncüsü niteliğindeki Çapkın Hırsız, kendine has mizah unsuru serileyen bir başlık haline gelmiştir. Başlıkta annesi tarafından bir parka terk edilen bir bebekken bir hırsızın bulduğu, ve hırsızlar arasında yetişen Cevat (1970'lerdeki Salata'da yayınlanırken Hakkı) isimli birinin öyküsü anlatılmaktadır. Dedesi ve babasından gelme genetik bir çapkınlık özelliğine sahip Çapkın Hırsız, sanatçısına daha sonraları hazırlayacağı Salata mizah dergisinin de yolunu açacaktır. Mizahı belli kesimlerin uygulama ve hareketlerinden değil de, toplumu oluşturan halkın bizatihi kendisinden çıkarak ve ona sunan bir tarzın uygulanmaya çalışıldığı başlıkta, kenar mahalle insanının küçümsenerek tanımlanan insan tipine mercek tutuluyordu. Çapkın Hırsız, kültür erozyonuna muhatap olmuş kesimlerin çoğunlukla argoya kaçan, küfürle dolu yamultulmuş jargonunun da desteğiyle yapılan eleştirel mizahla yoğrulmuş alaylı ve esprili bir başlıktır.
Duran Yayınevi tarafından 1959 yılında basılan bir Çapkın Hırsız dergisi kapağı.
Önceleri pencere hırsızlığının püf noktalarını ustası Sert Surat Hamdi'den öğrenen Hakkı, daha ilk işinde girdiği evdeki yatak odasındaki yatağında uyuyan bir kadına karşı kendine hakim olamayarak zamparalık denemesinde bulunmuştur. Böylece adı Çapkın Hakkı'ya çıkan karakter, papyonlu takım elbisesi içinde modern bir Arsene Lupin olmuştur. Artık bir kadının kendi kilosunun üç katı kadar sevilmeyi arzu ettiğine inanan, üstelik bunu denedikçe de doğruluğunu gören Hakkı, şöhreti giderek yayılan bir hırsız olmuş, hatta evde yalnızlıktan canı sıkılan kadınların yolunu gözlediği biri konumuna gelmiştir. Ancak tesadüfler sonucu hayatını kurtardığı ve sonradan aşık olduğu kızın polis olduğunu öğrenince onu psikolojik yönü zorlu, duygusal başka maceralar bekleyecektir.
İlk ortaya çıkışından sonra yaklaşık altı ay yayında kalan serisinde ilk yedi sayı tamamen dört renkli olarak basılmış, 18. sayısına kadar tek renk, sonrasında ise siyah-beyaz iç sayfalarla yayınlanmıştır. Kapak illüstrasyonları ve senaryo dahil herşey Süalp'in elinden hayat bulmuştur. Çapkın Hırsız, Süper Yayınevi logosuyla 1972' de yayınlanan Salata dergisinde yeniden ortaya çıkmış ve maceraları biraz elden geçirilmiş olarak ve siyah-beyaz formatta yinelenmiştir. Ayrıca 1982 yılı başında Hayrettin Önder'in çıkardığı 1001 Özel adlı yayında Çapkın adı altında giriş macerası tekrarlanmıştır.
1959 yılında Türk çizgiroman dergi okuru ilk kez mizahi bir çizgiroman kahramanı ve onun kendi başlığını taşıyan bağımsız dergisiyle karşılaşmıştı: Çapkın Hırsız. Bu güzel ve belli ölçülerde şaşırtıcı başlangıcı yapan kişi sonradan Türk mizahına getireceği Salata ekolüyle damgasını vuracak olan Suavi Süalp'dir. Çapkın Hırsız, Duran Yayınevi tarafından yayınlanan ve çarşamba günleri okuyucusuna sunulan büyük boy haftalık, kendi adını taşıyan bir dergide boy göstermeye başlamıştır.
Suavi Sualp'in anlık, içgüdüsel ancak çok keskin gözlem yetenekleriyle desteklenmiş bir mizah anlayışının öncüsü niteliğindeki Çapkın Hırsız, kendine has mizah unsuru serileyen bir başlık haline gelmiştir. Başlıkta annesi tarafından bir parka terk edilen bir bebekken bir hırsızın bulduğu, ve hırsızlar arasında yetişen Cevat (1970'lerdeki Salata'da yayınlanırken Hakkı) isimli birinin öyküsü anlatılmaktadır. Dedesi ve babasından gelme genetik bir çapkınlık özelliğine sahip Çapkın Hırsız, sanatçısına daha sonraları hazırlayacağı Salata mizah dergisinin de yolunu açacaktır. Mizahı belli kesimlerin uygulama ve hareketlerinden değil de, toplumu oluşturan halkın bizatihi kendisinden çıkarak ve ona sunan bir tarzın uygulanmaya çalışıldığı başlıkta, kenar mahalle insanının küçümsenerek tanımlanan insan tipine mercek tutuluyordu. Çapkın Hırsız, kültür erozyonuna muhatap olmuş kesimlerin çoğunlukla argoya kaçan, küfürle dolu yamultulmuş jargonunun da desteğiyle yapılan eleştirel mizahla yoğrulmuş alaylı ve esprili bir başlıktır.
Duran Yayınevi tarafından 1959 yılında basılan bir Çapkın Hırsız dergisi kapağı.
Önceleri pencere hırsızlığının püf noktalarını ustası Sert Surat Hamdi'den öğrenen Hakkı, daha ilk işinde girdiği evdeki yatak odasındaki yatağında uyuyan bir kadına karşı kendine hakim olamayarak zamparalık denemesinde bulunmuştur. Böylece adı Çapkın Hakkı'ya çıkan karakter, papyonlu takım elbisesi içinde modern bir Arsene Lupin olmuştur. Artık bir kadının kendi kilosunun üç katı kadar sevilmeyi arzu ettiğine inanan, üstelik bunu denedikçe de doğruluğunu gören Hakkı, şöhreti giderek yayılan bir hırsız olmuş, hatta evde yalnızlıktan canı sıkılan kadınların yolunu gözlediği biri konumuna gelmiştir. Ancak tesadüfler sonucu hayatını kurtardığı ve sonradan aşık olduğu kızın polis olduğunu öğrenince onu psikolojik yönü zorlu, duygusal başka maceralar bekleyecektir.
İlk ortaya çıkışından sonra yaklaşık altı ay yayında kalan serisinde ilk yedi sayı tamamen dört renkli olarak basılmış, 18. sayısına kadar tek renk, sonrasında ise siyah-beyaz iç sayfalarla yayınlanmıştır. Kapak illüstrasyonları ve senaryo dahil herşey Süalp'in elinden hayat bulmuştur. Çapkın Hırsız, Süper Yayınevi logosuyla 1972' de yayınlanan Salata dergisinde yeniden ortaya çıkmış ve maceraları biraz elden geçirilmiş olarak ve siyah-beyaz formatta yinelenmiştir. Ayrıca 1982 yılı başında Hayrettin Önder'in çıkardığı 1001 Özel adlı yayında Çapkın adı altında giriş macerası tekrarlanmıştır.