scanfan
Yönetici
- 25 Eyl 2013
- 7,210
- 75,901
Balık Çeşitleri
(Samanyolu Dergisi İlavesi)
Yayın yılı: 1970'ler
Ücretsiz ek
10x14 cm., 68 sayfa, 16 MB, CBR
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
(Yadi)
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
(Mega)1970'lerin "Samanyolu dergisi" şöyle bir şeydi:
1970'li yıllarda "Samanyolu" adında kadınlara hitab eden haftalık bir dergi çıkıyordu. Bizim eve çok seyrek girerdi, ancak bu dergi her sayısında "elbise patronları" verdiği için kadınlar arasında elden ele dolaşırdı. Tam hatırlamıyorum ama galiba saman kağıdına basılıyordu. Bu dergi ara sıra da buradaki gibi küçük boyda kitapçıklar verirdi. Bu parasız ilâvelerin konuları da haliyle el işleri ve ev işleriyle ilgili olurdu (örgü, dantel, yemek, saç boyama vs). Bu dergi seksenli yıllara gelindiğinde hala yayımlanıyormuş. Şimdilerde çıktığını sanmıyorum.
Buradaki "Balık Çeşitleri" başlıklı kitapçık saman kağıdına özensiz bir biçimde basılmış, yine özensizce katlanmış, kenarları düzensiz kesilmiş (hatta hiç kesilmemiş!), hemen tüm sayfaları eğriydi. Buna ilâveten zamanın etkileriyle kağıdı nemlenmiş, cilt zımbaları paslı, sayfaları sararmış hatta bir yaprağı da kopuktu. Olduğu gibi taramaya çalıştım. Sadece eğrilikleri gidererek kırpma yaptım. Yıpranma etkilerini yani eski görünümünü ortadan kaldıracak müdahelelerde bulunmadım. İçindeki bilgiler belki birinin işine yarar, belki birilerinde de bazı anıları canlandırır.
"İçindeki bilgiler belki birinin işine yarar" dedim ama yemek konusunda fazla bilgim olmadığı için bunu bir temenni olarak söyledim, belki de kitapçık çok da değerli bilgiler içermiyordur! Bunu şunun için söyledim, gazeteci yazar "Selahattin Duman" bir yazısında eski yıllarda çalıştığı gazetenin patronunun ısrarı ile gazete ile ücretsiz verilmek üzere "fenni tavukçuluk" konusunda bir kitapçık hazırladığını yazmıştı. Bunu haliyle sağdan soldan derlediği bilgilerle, hem de iki gecede hazırlamış. Umarım buradaki "Balık Çeşitleri" kitapçığı aynı yöntemle yazılmamıştır. Selahattin Duman'ın ilgili yazısı aşağıda.
---alıntıdır---
Tavukçuluk sektörüne katkı..
Selahattin Duman
26 Mayıs 2012
İyi bir gazeteci tavukçuluktan, arıcılıktan ve çiçek bakımından anlamalıdır.. Hatta öyle iyi anlamalıdır ki bu konuda istendiğinde kitap yazabilecek düzeyde olmalıdır.. Benim gibi, derken övünmüyorum.. Bu sektörlere yaptığım katkılar aklıma geldi de..
Bizim gazetede gördüm haberini.. "Türk tavukları Türkiye'yi aştı.." diye başlık atmışlardı..
Tavukçuluk, sizin bilmediğiniz bir sebepten ilgi ve uzmanlık alanıma girdiği için haberi bir solukta okudum.. Atabey, Atak ve Atak S adını verdiğimiz üç tıp yerli tavuk tipi yaratmışız..
Bunların tamamı yumurtacı..
Öyle yem eşeleyip, bir şey vermeden horozun kaprislerine boyun eğen tavuklardan değil.. Sadece Türkmenistan'a bunlardan dört yüz bin adet civciv satmışız..
Ne mutlu bize.. Ayrıca ne mutlu bana..
***
Bu sektör bu günlere gelmişse bunda benim de katkım vardır.. Neden derseniz, bir vakitler "Tavukçuluk nedir? Fenni tavuk nasıl yetiştirilir?" adlı bir eseri kaleme alıp "mahlûkat edebiyatımıza.." katmıştım..
Hem de öyle tembel akademisyenlerin yaptığı gibi üç beş yıl çalışır gibi yaparak değil.. Tam iki gecede..
Kalkınma çaresi..
O vakitler çalıştığım gazetenin sahibi; bir yandan yeni aldığı "ikinci el" dev teknenin iç tefrişatını yaptırmaya çalışıyor diğer yandan da oldukça tembel bulduğu ahalimizi "ekonomik olarak kalkındıracak" yöntemler arıyordu..
Bizim gazete zaten mevcut büyükler içinde en ucuzuydu..
Yani okurun kısm-ı umumisinin cebi delik, cepkeni idare eder.. Şimdi kalkıp da bunlara "Siz de kendinize ikinci el tekneler bulup, yenileyin.. İster turizmde kullanın ister kazanç ekleyip satın.." diye akıl verecek değil ya!
Aklına daha pratik bir kalkınma yolu olarak "tavukçuluk" gelmiş..
Eeee! Ne yapacağız da millet bu sektöre dalacak? Çaresi gazete ile birlikte kupon vermek.. O kuponları biriktirenlere birer adet "Fenni Tavukçuluk" kitabı hediye etmek..
Müessese Müdürü'ne "Promosyon için tavukçuluk kitabı bulun.." talimatını vermiş.. O da haldır haldır kitap arıyor..
***
Kitap yok mu piyasada? Var olmasına var da gözü kör olmayasıca yayıncıların tamamı telif ücreti istiyor..
Hem vatandaşı kalkındıracak akıllar vereceksin hem de böyle bir kitap için telif ücreti ödeyeceksin.. Bu bizim müessesenin kitabında yazmadığından daha ekonomik çareler aranmaya başladı..
O günlerde ben de kendim için "Selahattin Duman'ı Kalkındırma Vakfı.." kurmuştum lakin benden başka kurucu üye olarak sadece Kemal Yıldırım'ı bulabilmiştim..
Üçüncü bir kurucuyu öldür Allah bulamıyorum..
İş başa düşüyor..
Müdürümüz, amirimiz Kemal Kınacı'nın kitap aradığı haberi böyle bir çaresizlik ortamında kulağıma geldi.. Koştum odasına.. Böyleyken böyleymiş, doğru mu diye sordum..
Evet cevabını alınca da "O kitabı ben sana iki gecede yazarım.. Ne verirsin?" dedim.. Bir maaş tutarında para verirmiş ama benim tavukçulukla ne alâkam varmış?
Çocuk musun müdürüm? Bu memleketin fenni tavukçuluğunu ben bilmezsem kim bilecek? Peder emekli olmasına beş altı sene kala kafasına "İsrail usulü fenni kümes yapma.." fikrini takmış..
Hem de portakal sandığından..
Bu projeyi yazlıkta kim duyduysa tatili zehir oldu.. Konu komşu uyku uyumuyor.. Beni sorarsanız her daim bu projeyi dinliyorum.. Hem de yevmi olarak..
Tavukçuluk olayını ben bilmeyeceğim de Ziraat Fakültesi'nin kravatlıları mı bilecek?
***
Ben sayfa çizeceğimden gazeteden ayrılamıyorum.. Kemal'e "Koş lan.." dedim.. "Kapağında ne kadar tavuk resmi olan kitap varsa al.. İş yapacağız.."
Arşivde bir tane tavuk, horoz, civciv, kümes fotoğrafı bırakmadık.. Kemal topu topu iki kitap bulabilmiş..
Aslında üç dört kitap daha alabilirmiş ama canı ekmek arası döner ile ayran çektiğinden tercihini midesinin lehine kullanmış..
Al elime kalemi..
Hem akademik çalışmamı baltalıyor hem de sıkılmadan kitaplara verdiği parayı geri istiyor.. Parayı veremedim ama "tavukçuluk bilincini geliştirecek.." bilgiler verdim.. Ödeştik..
Kitapları o gece eve götürdüm ve çalışmaya başladım..
O zaman şimdiki gibi bilgisayar neyim yok.. Kör daktilo.. Kâğıdı takacaksın takır tukur yazacaksın.. Hata filan yaptın mı silemezsin.. Düzeltemezsin..
Vakit de yok.. Benden beklenen kitap yüz sayfanın üzerinde.. Elimdekilerden de ancak o kadar çıkıyor.. Ancak kitaplara göz atıp yazacak vaktim var, kurguya bile zaman yok..
Aslanlar gibi yazdım kitabımı..
İçinde beslenmeden tutun, tavuklara cinsel bilgilere kadar ne ararsan var.. Ancak bilgilerin birbirini tuttuğunu söyleyemem..
***
Temsil kitabın bir yerinde "Bol yumurta alabilmek için damızlık niyetine filanca cins horozların kullanılması şarttır.." diye yazmışım..
Başka bir yerinde ise "Horozun cinsi önemli değildir.. Önemli olan kümesin sürekli güneş görmesi.." akıllarını vermişim..
Horoz, tavuk, döllenme, yumurta..
Bunların hepsi hayvan cinselliğine giriyor.. Gazetede de Dr. Arthur diye uydurma isimli bir cinsel bilgiler uzmanının köşesi var.. Daha o zamanlar Haydar Dümen'i tanımamışız..
Adamın yazıları ilgi görüyor..
O kadar ki bir okur "Ulan pezevenk.. İnsan senin aklına uyarsa Türkiye'nin milli sapığı olur.." diye mektup yazmış..
Ondan da esinlendiğim şeyleri biraz kümese uyguladım..
Tavuklar için rahat bir cinsel atmosfer tarifi yaparken "Kümesin içine kırmızı ışık veren bir ampul takmak yumurta üretimini artırır.." akıllarını dahi verdim..
Okur kümes yapmasa bile yatak odasında uygular, diye.. İki gece sonra kitabım hazırdı..
Huzur içindeydim ve özgüvenim artmıştı.. Kitabı Kemal Kınacı'ya teslim ederken "Abi.. Modern arıcılık üzerine kitap lazımmış, diye duydum.. Doğru mu?" diye sormam ondandır..
Son düzenleme: