Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bahadır Büyük Boy Burhan Yayınevi (25/04/1967) Sayı 74
1967 li yıllar, çizgi romanın şaha kalktığı, hemen hemen tüm çocukların Teksas Tommiksçi olduğu yıllar
Ceylan ve 1001 Roman dergilerini, Karaoğlan'ı, Teksas, Tommiks, Tex, Kinova ve daha bir çok çizgi romanı basmaya yetişmiyor matbaalar
Bu arada Karaoğlan'a rakip olmaya çalışan Bahadır da, keniden yer bulmaya çalışıyor piyasada
O yıllarda ne oluyor, nasıl oluyor şimdilik anlayamıyorum
Bahadır kabuk değiştiriyor, kapağında dönemin vamp artistlerinin, ünlü türkücülerin fotoğrafları, iç sayfalarda o döneme göre erotik sayılacak sinema ve magazin yıldızlarının iç gıcıklayıcı fotoğraflarıyla magazin dergisiyla karışık çizgi roman mecmuasına dönüşüyor
İstanbul piyasasını bilmiyorum ama Anadolu piyasasında, hitap ettiği kuşakta tepki toplamış oldu
Henüz ergen olmamış yaştaki okurları için çizgi romandan çalınan sayfalardır bu magazin ve çıplaklık içeren sayfalar
O yıllarda bulunduğum Anadolu illerinde pek yaygın olan bir dergi değildi bu Bahadırlar
Ama şimdi çok nadir ve değerli olan büyük boy 2. seri 166-186 arası sayılar Karaoğlanlar hakkında çok iyi anımsıyorum böyle bir tepki vermiştim
Çizgi roman ve Karaoğlan okumak için satın aldığım Karaoğlan mecmuasındaki magazin ve sinema sayfalarını, bana atılmış bir kazık olarak nitelendirmiştim
Değerli paylaşımlar ardı ardına
Bursa'dan sevgili dostlarımdan
gelmiş. Gerçekten müteşekkiriz,
bu dergilere çıplak elle dokunmak
bile özen isterken, çıkarıp taramak
paylaşmak cesareti öyle kolay bulunmaz.
Var olun dostlar.
Değerli profesörün analizi öyle derin ve işi özünden yakalamanın kinayeden matuf eleştirelliği ki, bu gerçekçiliğin en dışa vurumudur da.
Değerli profesörümüzün düşüncelerine aynen katılıyorum. Zaten Bahadır'ın Hint yıldızı macerasından sonraki bu dönüşümüyle; kendi dönüşümü içinde iğneyle kuyu kazar gibi aradığımız Bahadır çizimleri de, tam bir fiyasko olup; eser, müellif karekterinde olan bir çaba ve uğraş olmaktan çoktan çıktığının da habercisiydi.
Çizgi romanlarda kapak çizimleri bana hep dergiden önce gelmiştir. Bahadır da öyleydi.
Bu eindirime ve değerli pofesörün gerçekten hayli değerli yorum katkısına teşekkürler...