Yumruk moru pek yakışmış.
Foruma renk katıyorsunuz,tebrikler teşekkürler.
Foruma renk katıyorsunuz,tebrikler teşekkürler.
Son düzenleme:
Piskoposlar, bu rengi çok beğenmişlerdi. Ortaçağ'ın başlarında başpiskoposlar, kendi sınıflarına uygun olarak mor rengi seçmişlerdi, bu seçim hâlâ önemini sürdürüyor.
Katolik kilisesinde bir din adamı, hiyerarşide ne kadar yükselirse, cüppesindeki mor tonlar ve beneklerin sayısı da artıyordu. Piskoposlar leylak rengi giyinirken, erguvan giysili kardinaller, ayrıca mor ametist taşı olan bir yüzük takıyorlardı.
Yas rengi eflatun, Katolik inancına göre, büyük perhiz sırasında ve Noel'de, tövbe ve pişmanlığı simgeliyor.
Doğru yola dönüş ve pişmanlığın rengi, daha sonra kadın hareketinin de simgesi haline geldi. Kadın hareketinin üyeleri, eylemlerine kilisenin de desteğini alabilmek için ayin günlerinde eflatun bir boyun bağı ya da papazların boyun atkılarından takıyorlardı. Kilisenin dışındaysa, bu kadın hareketinin üniforması eflatun askılı pantolondu.
Feminist kadınlar hareketlerinin simgesi olarak, neden özellikle de eflatun rengi seçmişlerdi? Tanrıbilim ve psikanaliz uzmanı Ingrid Riedel'e göre, bu psikolojinin altında, insan psikolojisinin derinlerinde bir yerlerde hâlâ varlığını gizlice koruyan bir simge yatıyor: "hermafroditler" ...
Hermafrodit, Yunan mitolojisinde yarısı kadın yarısı erkek bir tanrıydı ve iki cinsliliği simgeliyordu. Hırçın erkeğin rengi kırmızı ile sakin kadının rengi mavinin bireşimi olan bu renk, daha Ortaçağ'dayken, "zıtlıkların birleşme noktası"nın simgesi sayılıyordu. İki rengin karışımı olan mor, iki gerçekliğin ortasında yer alıyor ve aralarında bir köprü oluşturuyordu. Renk psikolojisi uzmanı Harald Braem'e göre, erkeksi kırmızı ile kadınsı mavinin karışımı, kadın hareketi için hakların eşitliğini simgeliyordu.