Colinmccay

Yönetici
27 Haz 2009
7,005
11,232
ffelicitae3ee5fbfff3a9962860b19.jpg

 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,716
36,269
İstanbul
Bu parça, Al Bano & Romina Power çiftine "1982 San Remo müzik festivali"nde ikinciliği getirmişti.

Sanırım "Felicita"yı dinlemiş olup ta, melodisini hatırlayamayan kimse çıkmayacaktır aramızda. Bundan mütevellit hatırladığım başka bir şey de; Ertürk Yöntem'in sunduğu "Perde Arkası" programında parçanın melodilerini mırıldanan sokak çocuğu "Feliçita Mehmet"dir. Bundan bir kaç sene önce ortalıklarda öldüğüne dair söylentiler dolaşıyordu. Neyse ki kendisi yaşıyormuş ve sokaktan kurtularak Adana'daki baba ocağına geri dönmüş. :) www.youtube.com/watch?v=n1A5m4vc9X4
 
Son düzenleme:

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,716
36,269
İstanbul
Özellikle 1982'de, ülkemizde popülaritesi tavan yapmış bu ikilinin posterlerini bir çok dergide görmek mümkündü. Bunlardan birisini, sevgili Murtaza ağabeyimizin katkılarıyla burada paylaşmak istiyorum.

13 Eylül 1982 tarihli HEY dergisinin 31'ci sayısına aittir..

HEY_1982_YILI_SAYI_45_13_EYL_L_1982_31.jpg
 
Son düzenleme:

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,538
Feliçita mutluluk demek bildiğim kadarıyla. Feliçita Mehmet vardı Uğur DÜNDAR'ın sokak çocuklarıyla ilgili programında sürekli Mehmet ve Mehmet in en sevdiği şarkı Feliçita. Arada polis radyosundan Alpay çalınır Hayalimdeki Resim, sonra Eylül'de Gel (bu arada cuntacıların çok hoşuna gittiğine de eminim, 12 Eylül de gel manasında ) FM radyo istasyonlarının olmadığı arada diğer ülkelerin Türkçe yayınları radyodan Zagrep radyosunda lilimarlen türküsü. Sovyet radyo istasyonlarından Türkçe haberler (mümkünse kısık sesle dinlenilir.) TRT'nin denetiminden geçen halk müziği ile sanat müziği şarkıları. Arabeskin ve ideolojik müziklerin yasak olduğu dönemler. Bulabildiğimiz her yabancı şarkı elden ele kasetlerde kopyalanır. Kasetten kasete kopyalarken sessiz bir oda bulunulur yoksa ortamı da kaset çeker. Arada kaset sarar, kalemle sarılır kopan yerler bantlanır. O sıralar halkın tek eğlencesi akşam bir kaç saat televizyon. Üç İstanbul'da jurnalci Vasfi vardı. Hala aklımda bir kaç replik yanındakine "Bu Vasfi çok jurnalcidir. Peygamber'i Allah'a jurnaller!" derdi. Adile teyzenin masal saati Tonton çizgi filmi. Esteban, Şeker Kız Candy, Clementine çizgi filmleri. Yerli dizilerden Küçük Ağa. İlk yerli müzik gruplarının ortaya çıktığı zamanlar; Beş Yıl Önce On Yıl Sonra, Dadaşlar, Moğollar, Kurtalan Ekspres. Yabancı şarkılardan aranjmanlar. Bir çok şarkının araklama olduğunu sonradan öğrenmiştik. En bilineni de "Bir Başkadır Benim Memleketim"di. İsrail şarkısı olduğunu öğrenince şaşırmıştım memleket adına biraz da mahcubiyet duyarak. Haftada bir gün Western elde ele dolaşan çizgi romanlar. Cenk Koray'lı tele kutular, Erkan Yolaç'lı evet-hayır yarışmaları. Haberlerde üç beş şaki yine yok kesti. Özal'dan icraatın içinden. İlk duyduğumuz şahlanıyoruz dediğimiz şarkıların hemen tamamının çeviri balonlama olduğunu öğrenince yaşadığımız üzüntü. Belgeselerde çalan müziklerin peşine düşmek. Kartal'ın Gölgesinde çalan bir beste yıllarca arıyoruz. Yok bu şarkı kime ait.Jackie Chan'i bulsam soracağım, film Çin'de de olsa gidiniz. Sonradan Jean Michelle Jar Oxygien albümü olduğunu öğrenmenin derin huzuru defalarca başa sarıp sarıp dinlemenin dayanılmaz mutluluğu. İpek Yolu müziklerini arıyoruz. Yıllarca ulaşamadan sonra Kitaro olduğunu (onun da bir manga kahramanını örnek alarak bu ismi kullandığını sonradan öğreniyoruz.) bütün kasetlerini topluyoruz. Silk Road volüme 1.Best oflarını kasetçilere sipariş geçiyoruz. Kasetçi abi "Ne anlıyorsunuz bundan?" diyor, "Söz yok, bir şey yok!". Sonradan bir müzik "Aman Allah'ım sanki büyülü. Bestecisi kim bunun? Kimin bu şarkı?" Sırf bu müzik için yayın takip ediyoruz. Kim Allah'ım bu nasıl güzel bir eser. Vangelis le tanışıyoruz. Şarkıda To Unknowen Man büyülü bir şarkı. Binlerce kez dinlemişimdir. Kitaro'dan Sundanca gibi vazgeçilmezim oluyor. Vangelis'in bütün kasetlerini topluyorum. Bir yandan kitap okuyorum bir yanda kasette Vangelis bazen şarkının büyüsüne kendimi kaptırıyorum. Öyle ki birileri açık bırakmış oluyor gözlerimin vanasını. Kasetçi, abi yeni bir yabancı kaset geldi gel bir dinle. Tamam diyorum aman Allah'ım bu da müthiş kim bu Yanni diye biri Yunanlıymış galiba diyor. Onun da bütün kasetlerini topluyorum. Onun da Mermaid şarkısı başka boyutlara getirip götüren bir eser. Bir şarkı patlaması var. The Final Countdown ne müzikti. Alphaville ve diğerleri. Yerli sanatçılarda neredeyse fabrika gibi. Fatih Kısaparmak'ın Gecenin Kemanı, Ahmet Kaya'nın Hani Benim Gençliğim, Mustafa Kaya'nın Çocuklar Gibi, Bora Ayanoğlu' ndan (bana göre dünyanın en büyük bestecilerinden biridir.) Fabrika Kızı hele Alpay yorumu yarabbim o ne ses, o ne yorum, insanın kalbine bütün hücrelerine beynine işleyen bir şarkı. Hele de o klibi. İpek Yolunun insanı ruhuna götüren melodisi. Film izlemeye başladıkça oradaki müzikleri arar oluyoruz. Chi Mai Ennion Moriconne büyük usta. Le vent le cri. Her şarkı biraz daha insan yapıyor. Coğrafya kaderinizdir demiş ya İbni Haldun. Şarkılar da öyle kaderinizdir. Ne dinliyorsanız osunuzdur. Sonra klasik batı müziği dinle biraz daha biraz daha daha da daha. Selamlar.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

ayberk

Süper Üye
14 Nis 2011
310
389
Eyüp Sultan
Hiç unutmam bu şarkının ilk çıktığı dönemde TRT'deki bir eğlence programında "Feliçita, anana babana limonata" diye tiye alınmış şarkısı söyleniyordu. :)
 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,716
36,269
İstanbul
Feli-ita-Mehmet-Facebook-profil-resmi.png


FELİÇİTA MEHMET'İN HİKAYESİ... (ALINTIDIR)

TRT'li yıllardı o yıllar, Ertürk Yöndem “ adlı yapımcı 'Perde Arkası' adlı programı için canlı sokak röportajı yaparken belki de kariyerinin röportajını bir kaç dakika sonra yapacağından habersiz insanlara mikrofon uzatıyordu. Kalabalığın arasından uzanan cılız bir el mikrofonu kaptığı gibi 'Feliçita'yı söylemeye başladı, hemen hemen 'Feliçita' hariç şarkının bütün sözlerini uyduruyor, takıldığı yerlerde melodiye ağzıyla taklit ediyordu 'Na na na na na Feliçita Feliçita' Mehmet'ti adı, tahminen 12-13 yaşlarında, esmer ve zayıf bir çocuktu. Şarkıdan sonra hikayesini de anlattı; öz ailesinin yanında mutsuz bir çocukluk geçirmiş evden kaçmış, sokaklarda yatıp kalkıyordu Mehmet. Feliçita’nın Türkçe karşılığı 'Mutluluk'tu, muhtemelen ondan habersiz mutlu bir şekilde söylüyordu şarkıyı. Olanca sefilliğine rağmen gözlerinin içi parlıyordu 'Feliçita' derken..

Bütün Türkiye zaten tek olan bu televizyon kanalına kilitlenmişti insanların kimi acı acı gülümseyerek, kimi gözyaşları içinde seyrediyordu Mehmet’i, sonra ne mi oldu?? Günlerce haftalarca Feliçita Mehmet’le yattı kalktı bütün ülke. Her yerde o konuşuldu.. adına bir sürü programlar yapıldı kelimenin tam anlamı ile bir şehir efsanesi oldu Feliçita Mehmet. Birkaç kez onu bulup çıkardılar televizyona, daha bir sefil hallerini kazıdılar milletin yüreğine. Yıllar sonra sokaklarda öldüğüne dair haberler yayınlandı..

Kendisine 'Feliçita' denilmesini isteyen Mehmet'in hikâyesi.

"Ailemde huzursuzluk büyüktü. İki üvey, beş öz kardeşim vardı. Annem iki kez evlenmişti. Adana'daydık. Beni ve beş kardeşimi yetiştirme yurduna vermişti. Sevmiyordum orayı" diye başlayan konuşma, yurttan kaçışın ipuçlarını da veriyor aslında. Feliçita, sokağa giden yolda 'kaçmak' sözcüğünü kullanmıyor hiç. "Yurttan tatile çıktım" derken Adana'dan İstanbul'a kaçtığını anlatmak istiyor aslında. O zamanlar daha 11 yaşında Feliçita.

Kendisi her ne kadar fark etmese de bu 'tatil' onu 19 yıl sokaklarda bırakacak bir yaşamın da başlangıcı olmuş.
"İlk önce Adana içlerinde takıldım. Sonra işi büyütüp İstanbul'a geldim" derken gözleri kaçamak kaçamak bakıyor. İlk geceyi anlatıyor Feliçita. Bu arada öğreniyoruz ki sokağa kaçan her çocuk için 'ilk gece' en zor gecedir:
"Kendimi korumak için cebimde bıçak taşıyordum. Küçüktüm ama sokağın tehlikeli olduğunu biliyordum. İlk gece Haydarpaşa Garı'nda kaldım. Yerde yattım, hiç uyuyamadım o gece. Ama dönmeyi de istemedim. Çöplerden bulduklarımla beslendim."
Feliçita Mehmet'in sokak serüveni zaman zaman kesintiye uğramış. Polise yakalanınca evin yolu görünür gibi olmuş. Çünkü her defasında Feliçita'yı otobüse bindirmek için garaja götüren polisler başarısızlığa uğramış. Feliçita, 'Tuvalete gideceğim' bahanesiyle kaçmış.
"Peki hiç özlemedin mi evini, kardeşlerini?" diye sorunca, zaten yurtta kaldığını, orayı da özlemediğini ama kardeşlerinin hasretini çektiğini söylemeden edemiyor.
"Sokaklar tehlikeli. Sapığı var, her çeşit insanı var. Var da var! Benim köpeklerim vardı. Onlara sarılır yatardım. Hem kışın seni ısıtır, hem de tehlikelerden korur" diyen Feliçita Mehmet'in yaşam- öyküsü roman olacak türden.
Feliçita bir dönem ortalıkta görünmeyince, herkes öldüğünü düşünmüş. Öyle ki bu konuda gazetelerde yazılar dahi yazılmış. Ama o bir anda ortaya çıkıvermiş.
Aslında kendisiyle barışık biri. Hatta bunu etrafındakiler de onaylıyor. Gülerek, "Bazen bir mal alırsın, bir tanesi çürük çıkar.
İşte bizim ailedeki çürük de benim"
diyor. Askerlik serüveni çarşı izni alıp ortalıktan kaybolması nedeniyle sık sık kesintiye uğrayan Feliçita Mehmet, sonunda bu görevini de tamamlamayı başarmış.
Şimdilerde, evlilik hayalleri kuruyor. Adana'da bir 'iş' sahibi olmayı, yuva kurmayı çok istiyor.
Soyadının yazılmasını istemeyişinin nedeni de burada gizli:
"Daha önce iki kez nişanlandım. Adımı 'sokak çocuğu', 'tinerci' diye çıkardıkları için bozuldu nişan. Bu sefer inşallah tamamına erer."diyen Feliçita Mehmet, maalesef yurdum insanı kanıksadı sokak çocuğu kavramını ve aradan geçen yıllar sayısını artırdı Feliçita Mehmet’lerin... devletin aczine, insanların vurdum duymazlıkları da eklendi, şimdilerde ilgisizlikten bir kenara itilmiş kendi kaderlerine terk edilmiş yüzlerce belki binlerce Feliçita Mehmetler kapladı kentlerin sokaklarını devlet üzerine düşeni ne zaman yapar bilinmez ama bizler en azından saçlarını okşayabiliriz Feliçita Mehmet'lerin, az şey sayılmaz, sevgisizlikten sokaklara düşmüş bu çocuklar için, en azından bunu yapmalıyız...
 
Son düzenleme:

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,210
75,901
Bizi eski güzel günlere götüren bu sevimli parça için teşekkürler sevgili "Colinmccay" ve sevgili "Baltimora".

Romina Power'ın babası 1940'lı-50'li yılların ünlü aktörü Tyrone Power'dı. Onu daha çok Zorro'lu, korsanlı serüven filmlerinden hatırlarız, TRT bir zamanlar bu filmleri hep gösterirdi. Bir de 1957'de "Beklenmeyen Şahit" (Witness for the Prosecution) diye bir film çekmişti ki, Marlene Dietrich ve Charles Laughton da vardı, on kez seyretseniz bıkmazsınız. Tyrone Power 1958'de daha 44 yaşındayken İspanya'da bir film setinde kalp krizi geçirip öldü. Romina Power 1951 doğumluymuş.

Tyrone Power kızları Romina ve Taryn'le 1957 tarihli
Yaşamak İçin (Seven Waves Away) filminin setinde.

tyrone-romina-baba-k-z.jpg
 
Son düzenleme:

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,486
4,897
Osmaniye
Ne kadar duru bir güzellikti Romina Power. Uzun düz saçlarıyla bizi bizden alır yanında kendinden çok yaşlı ve ciddi görünen Al Bano'ya yakıştıramazdık ilk bakışta. Sonra da yok ya yakışıyorlar düşüncesine sahip olurduk yavaş yavaş. Çocuklarının kaçırıldığını konuşurduk aramızda.

Şu an baktım da yıllar Romina'ya da acımamış.

Romina-Power.png
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,486
4,897
Osmaniye
Feliçita mutluluk demek bildiğim kadarıyla. Feliçita Mehmet vardı Uğur DÜNDAR'ın sokak çocuklarıyla ilgili programında sürekli Mehmet ve Mehmet in en sevdiği şarkı Feliçita. Arada polis radyosundan Alpay çalınır Hayalimdeki Resim, sonra Eylül'de Gel (bu arada cuntacıların çok hoşuna gittiğine de eminim, 12 Eylül de gel manasında ) FM radyo istasyonlarının olmadığı arada diğer ülkelerin Türkçe yayınları radyodan Zagrep radyosunda lilimarlen türküsü. Sovyet radyo istasyonlarından Türkçe haberler (mümkünse kısık sesle dinlenilir.) TRT'nin denetiminden geçen halk müziği ile sanat müziği şarkıları. Arabeskin ve ideolojik müziklerin yasak olduğu dönemler. Bulabildiğimiz her yabancı şarkı elden ele kasetlerde kopyalanır. Kasetten kasete kopyalarken sessiz bir oda bulunulur yoksa ortamı da kaset çeker. Arada kaset sarar, kalemle sarılır kopan yerler bantlanır. O sıralar halkın tek eğlencesi akşam bir kaç saat televizyon. Üç İstanbul'da jurnalci Vasfi vardı. Hala aklımda bir kaç replik yanındakine "Bu Vasfi çok jurnalcidir. Peygamber'i Allah'a jurnaller!" derdi. Adile teyzenin masal saati Tonton çizgi filmi. Esteban, Şeker Kız Candy, Clementine çizgi filmleri. Yerli dizilerden Küçük Ağa. İlk yerli müzik gruplarının ortaya çıktığı zamanlar; Beş Yıl Önce On Yıl Sonra, Dadaşlar, Moğollar, Kurtalan Ekspres. Yabancı şarkılardan aranjmanlar. Bir çok şarkının araklama olduğunu sonradan öğrenmiştik. En bilineni de "Bir Başkadır Benim Memleketim"di. İsrail şarkısı olduğunu öğrenince şaşırmıştım memleket adına biraz da mahcubiyet duyarak. Haftada bir gün Western elde ele dolaşan çizgi romanlar. Cenk Koray'lı tele kutular, Erkan Yolaç'lı evet-hayır yarışmaları. Haberlerde üç beş şaki yine yok kesti. Özal'dan icraatın içinden. İlk duyduğumuz şahlanıyoruz dediğimiz şarkıların hemen tamamının çeviri balonlama olduğunu öğrenince yaşadığımız üzüntü. Belgeselerde çalan müziklerin peşine düşmek. Kartal'ın Gölgesinde çalan bir beste yıllarca arıyoruz. Yok bu şarkı kime ait.Jackie Chan'i bulsam soracağım, film Çin'de de olsa gidiniz. Sonradan Jean Michelle Jar Oxygien albümü olduğunu öğrenmenin derin huzuru defalarca başa sarıp sarıp dinlemenin dayanılmaz mutluluğu. İpek Yolu müziklerini arıyoruz. Yıllarca ulaşamadan sonra Kitaro olduğunu (onun da bir manga kahramanını örnek alarak bu ismi kullandığını sonradan öğreniyoruz.) bütün kasetlerini topluyoruz. Silk Road volüme 1.Best oflarını kasetçilere sipariş geçiyoruz. Kasetçi abi "Ne anlıyorsunuz bundan?" diyor, "Söz yok, bir şey yok!". Sonradan bir müzik "Aman Allah'ım sanki büyülü. Bestecisi kim bunun? Kimin bu şarkı?" Sırf bu müzik için yayın takip ediyoruz. Kim Allah'ım bu nasıl güzel bir eser. Vangelis le tanışıyoruz. Şarkıda To Unknowen Man büyülü bir şarkı. Binlerce kez dinlemişimdir. Kitaro'dan Sundanca gibi vazgeçilmezim oluyor. Vangelis'in bütün kasetlerini topluyorum. Bir yandan kitap okuyorum bir yanda kasette Vangelis bazen şarkının büyüsüne kendimi kaptırıyorum. Öyle ki birileri açık bırakmış oluyor gözlerimin vanasını. Kasetçi, abi yeni bir yabancı kaset geldi gel bir dinle. Tamam diyorum aman Allah'ım bu da müthiş kim bu Yanni diye biri Yunanlıymış galiba diyor. Onun da bütün kasetlerini topluyorum. Onun da Mermaid şarkısı başka boyutlara getirip götüren bir eser. Bir şarkı patlaması var. The Final Countdown ne müzikti. Alphaville ve diğerleri. Yerli sanatçılarda neredeyse fabrika gibi. Fatih Kısaparmak'ın Gecenin Kemanı, Ahmet Kaya'nın Hani Benim Gençliğim, Mustafa Kaya'nın Çocuklar Gibi, Bora Ayanoğlu' ndan (bana göre dünyanın en büyük bestecilerinden biridir.) Fabrika Kızı hele Alpay yorumu yarabbim o ne ses, o ne yorum, insanın kalbine bütün hücrelerine beynine işleyen bir şarkı. Hele de o klibi. İpek Yolunun insanı ruhuna götüren melodisi. Film izlemeye başladıkça oradaki müzikleri arar oluyoruz. Chi Mai Ennion Moriconne büyük usta. Le vent le cri. Her şarkı biraz daha insan yapıyor. Coğrafya kaderinizdir demiş ya İbni Haldun. Şarkılar da öyle kaderinizdir. Ne dinliyorsanız osunuzdur. Sonra klasik batı müziği dinle biraz daha biraz daha daha da daha. Selamlar.


Kendi hayatımı okumuş gibiyim. Aynısını daha doğrusu büyük bir çoğunluğunu yaşadım. Okuduklarım bir zaman makinası gibiydi. Teşekkürler...
 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,716
36,269
İstanbul
"Feliçita Mehmet" Haberi (Milliyet / 5 Mayıs 2020)

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Ceyhan Belediye Başkanı Hülya Erdem; sıkıntılı günler geçiren "Feliçita Mehmet"i evinde ziyaret ederek kendisine gereken desteği vereceklerini açıklamışlar. Çeşitli haber sitelerinin haricinde bugünkü Milliyet gazetesi de bu konuya değinmiş.

(5 Mayıs 2020 tarihli Milliyet gazetesinden alıntıdır.)
49859329377_35896f9b8f_o_d.png
 

Ray Luca

Aktif Üye
11 Tem 2016
360
1,371
Çengelköy
Haberi biraz önce gazetede okumuştum.
Burada da Felicita Mehmet'i görünce tesadüfe bak dedim.
Tesadüf değilmiş meğerse aynı habermiş. :)
 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,716
36,269
İstanbul
TRT Haber Merkezinden Ertürk Yöndem'in hazırlayıp Sunduğu "Haber Program" adlı TV programının "Onlar da Çocuk" adlı bölümüne çıkan "Feliçita Mehmet" ile ilgili bir kupür ve kupurün olduğu sayfanın tamamı.. Bu arada sayfadaki çizgi bantlar da dikkat çekiyor.. :)

49873654542_2bb374c131_o_d.jpg


49872794133_615e46862a_o_d.jpg
 
Son düzenleme:

Ray Luca

Aktif Üye
11 Tem 2016
360
1,371
Çengelköy
Alberto Moravia'dan Kıskançlık tefrika ediliyormuş.
Eski gazetelerde okuyacak çok şey vardı.
Ya da benim okuyacağım ne çok şey vardı diyelim. :)
 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,716
36,269
İstanbul
Alberto Moravia'dan Kıskançlık tefrika ediliyormuş.
Eski gazetelerde okuyacak çok şey vardı.
Ya da benim okuyacağım ne çok şey vardı diyelim. :)
Kesinlikle bizlerin okuyacağı daha çok şey vardı üstadım. Şimdiki gazete içerikleri maalesef bana da hiç hitap etmiyor. Teknoloji var, kağıt kalitesi var ama ruh yok bir çoğunda..
 
Üst