Akbaba Dergisi 1973 Sayı 14 ( 21 Mart 1973 )

[murtaza5]

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

YIL-1973
YIL-2024
TARİH TEKERÜR EDİYOR...

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Saygılarımla.​

 

[dedo11]

Sayın murtaza5 ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) : (30.03.2024 - Cumartesi)


"Aile içindeki otoritesini hep "kabahati aynı işlemle cezalandırma" ilkesine dayalı bir ceza ve adalet anlayışı uyarınca kullanan iri yarı bir erkek düşünün :
Karısı şirretlik ederse o da şirretleniyor...
Oğlu cam kırarsa o da oğlanın bütün oyuncaklarını kırıyor...
Kedi birini tırmalarsa o da kediyi tırmalıyor, köpek birini ısırırsa o da köpeği ısırıyor...
Ve bütün eleştirileri şöyle gerekçelerle karşılıyor :
-- Eden bulur...
-- Göze göz, dişe diş...
-- Çıtına çıt...
Kimse de çıkıp şunları sormuyor adama :
-- Sen şirretle şirret, hayta ile hayta, itle it olacaksan otorite hangi ahlak üstünlüğüne dayanacak? Niçin saygı duyalım sana? Sonra, karşılıklı şartlar eşit mi ki suçla ceza aynı oluyor? Eden nasıl etmiş, bulan nasıl bulacak? Göz kimin , diş kimin, karşılıklı çıtlar ne türlü çıt?"

Bu satırlar "Akbaba" imzalı "Dişler Denk mi?" adlı başmakaleden...
Dedo11 Yorumu : Yoruma önce şöyle giriş yapayım :
Konu edinilen anlatının kahramanları ( mı alçakları mı ? ) şöyle :
1 - "Filistin göçmenlerinin en zıvanadan çıkmış gerilla örgütü olan Kara Eylül grubu üyeleri" (Akbaba'nın deyişi ile)
2 - Dünyanın en acımasız DİNCİ FAŞİST DEVLETİ İSRAİL ( Benim deyişim )
3 - ( Yazıda geçmiyor ) Ve Dinci faşist Devlet İsrail'in ardındaki tüm BATI ve ABD emperyalist devletleri...
Günümüzde 2. ve 3. madde aynen korunuyor. 1. Maddedeki ad ise "HAMAS" olmuş o kadar...
Daha fazla söze gerek var mı? Yok diyenler bu kez yanıldı.
Elbette ki var 4. maddeyi eklememiz lazım şimdi...
4 - Başta ABD ( NATO ) ve BATI devletlerinin ve de dolayısyla İsrail'in uşakları TÜM ( AMA TÜM ) MÜSLÜMAN DEVLETLERİ!!!!!! ve DEVLETLERİ AYAKTA TUTAN ALÇAK TOPLULUKLARI ...



"-- Çok severim iyilik yapmasını. Veririm... Sırtımdan ceketimi veririm! Ayağımdaki ayakkabıyı veririm, cebimdeki mendilimi veririm... Çakmağımı veririm, kalemimi veririm, tarağımı veririm... Ama onlar iyilik bilmeyeceklermiş... Bilmesinler!.. Yukarıda Tanrı var, o görür."

Bu satırlar Kenan Akıncı'nın "Bizde Elli Tane Var" adlı anlatısından...

Dedo11 Yorumu : Gençliğimde bu tür vermişliğim çoktur. O dönemde bizde pardüsü ve parka modaydı. Ankara'nın kışında beni gören arkadaşlar ve hatta sevgilimle her buluşmamızda ceketle gezdiğimi görüp sorarlardı. "Pardüsün ne oldu?" , "Parkan ne oldu?" , ".... ne oldu?" hep aynı yanıt "verdim." Evet verirdim ve yenisini alabilenedek ( zaten en kısa sürede onu da verecek birilerini bulana dek ) ceket ile gezerdim Ankara'nı -12 , -20 derecesinde...
Verecek birşeyim olmasa bile Polis Radyosundan ( o dönem böyle bir radyo vardı. ) duyduğum "RH(+) B ihtiyaç vardı. Vermek isteyenler ... Hastahanesine başvursunlar." o hastaneyi bulur , o hasta adına kan verir ve hasta yakınlarına bile görülmeden sıvışırdım. Gelelim niye yapardım , sorusuna ?
Sinirlerine hakim olamayacaklar bundan sonrasını lütfen okumasın :
1 - Ben kendimden bir şeyler verirken "İYİLİK" olsun diye yapmazdım. İYİLİK diye yapılan "İYİLİK" "SAF İYİLİK DEĞİLDİR" de ondan... Bunun üzerine kitap yazılır. Ben sizin yorumunuza bırakıyorum.
2 - Kendinize şunu sorun : Birine vermek, yardım etmek yapanın yapılana yaptığı eylem mi yoksa kabul edenin edene yaptığı mı , bunu da lütfen uzun uzun düşününüz..
3 - "Ama onlar iyilik bilmiyecekmiş... Bilmesinler!..." bu duygu ile kendi ile sizin adlandırdığınız "iyilik" , "yardım" yapacaksanız hiç yapmayınız!!!
4 - Geldik en çok tepki çeken kısım bu olacak biliyorum ama yine de yazacağım ( ben de böyleyim işte. Sanırım beni tanımışsınızdır artık. )
"Bilmesinler!... Yukarıda Tanrı var, o görür."
a) Ben insanlara "iyilik" , "yardım" vb. eylemlerde bulunurken Tanrıyı düşünmem ve onun için yapmam. Çünkü onun için yapıyorsanız aslında siz SAF İYİLİK, SAF YARDIM yapmıyorsunuz. Acize iyilik yapıyor eşsiz gücü olandan iyilik bekliyorsunuz, aciz birine yardım ediyorsanız eşsiz gücü olandan yardım istiyorsunuz... Yalan mı ?......
b) Yani iyilik yapıp , yardım yapıp karşılığını Tanrıdan bekliyorsanız siz İYİLİKSEVER , YARDIMSEVER mi oluyorsunuz?
c) Erdemli davranışta yapılan iyilikte , yapılan yardımda KARŞILIK BEKLENİLMEZ...
d) Karşılık beklenilerek yapılan iyilik , yapılan iyilik ayıp değil mi ?... ( Karşılığını sınırsız gücü olandan beklemek de bunun en ayıbı değil mi?)
e) Yapılan iyiliğe , yapılan yardıma karşılık beklemek ÇIKARCILIK DEĞİL Mİ ... ÇIKARCILIK AYIPLANACAK BİR DAVRANIŞ TÜRÜ DEĞİL MİDİR?
f) Üstelik sizi uyanıklar sizi yaptığınız çok düşük seviyeli bir iyilik , çok düşük seviyeli yardım vb. İçin bekletiye giridiğiniz karşılık aynı seviyede bile olsa çok ayıplanacak bir davranışken sizin beklentiye girdiğiniz karşılık ise erişilmesi bile düşsel olan CENNET gibi hayale , hesaba gelmez
derecede büyüklediğiniz bir yer için yapmak , üstelik sınırsız güç sahibi TANRI'ya yaranmak , onun desteğini arkanıza almak için yapılınca SAF İYİLİK , SAF YARDIM olduğunu hala iddia edecek misiniz..

Yine sizi şaşırttım , şine sizi kışkırttım , yine sizi kızdırdım , yine sizin alışagelmiş düşünce kalıplarınızı kırmaya çalıştım .... Ben buyum !!!




Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...