Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
"Aslında lafı bu kadar uzatmak da gereksiz. Cumhuriyetimizin ellinci yılında af sadece bir merhamet konusu değil , yıllardan beri çeşitli terslikler ve haksızlık yaratmış karmakarışık bir dönemin artık kapatılması için gerekli olmuş bir tedbirdir. Bu tedbir dar hesaplar ve hasisçe düşüncelerle kısıtlamaya çalışmak , yararını şimdiden yok etmekten başka bir sonuç vermez."
Bu satırlar başmakaleden..
Dedo11 Yorumu : Neymiş "Cumhuriyetimizin ellinci yılında af sadece bir merhamet konusu değil" buradaki "ellinci" sözcüğünü alın "yüzüncü" sözcüğünü geçirin... Aynı şeyler yüzüncü yılı için de gerekli değil mi? Ama ne yazık ki bu konu gündeme bile gelmedi... Yazık ...
"Amma bi adam otuzikisine gada beka duru mu?" "Yaaa..." Konuyla en çok ilgilenenler de kasabanın ileri gelenlerinden Şerefali efendi , Musdufali efendi , Ademali efendi ve Emnali efendiydi... Bu Ali'li efendilerin her birinin bir gızı vardı, hem de tastamam kaymakama layık kızlardı.Ten deseniz , etle beslendikleri için kağıt gibi , boy deseniz bol vitaminle beslendikleri için upuzun, göz derseniz badem , ağız deseniz hokka... Pekiyi , adam hem yıllardır bekar olurdu da bu gözünün önündeki kızlardan birini görmez , ona evlenmek için talip olmaz mıydı? Amma olmuyordu işte..."
Bu satırlar Müzaffer İzgü'nün "Kasabanın Çiçek Gibi Kızları" adlı anlatısından.
Dedo11 Yorumu : Bu Ali'li efendilerin rekabetini Müzaffer İzgü'nün kaleminden okuyunuz lütfen...
50 YILIN AKBABA ANTOLOJİSİ'nin bu sayıdaki konuğu Naci Sadullah Daniş. Naci Sadullah "Hep Maç Yüzünden" başlıklı anlatısında evli çiftler ve erkek özgürlüğü için uydurulan MAÇ yalanı... Gerisi yazıda...
"Uyruğu Amerikan , kendi Fransız olan New Orleans şehrinin yetmişbeş kilometre kadar batısında, Teksas yolu üzerinde Beyaz Gül adlı bir motel var."
Bu satırlar Refik Erduran'ın "Gül'ün Dikeni" başlıklı yazısından...
Bir fıkra : Ampul Bir sağlık müfetişi , yanında müdür olduğu halde akıl hastanesi geziyordu. Koğuşlardan birine , birden başını havaya kaldırınca bir adamın avize kordonuna sarılarak tavandan sarktığını ve korkunç hareketler yaptığını gördü.
Müdüre dönerek sordu :
-- Ne yapıyor bu?...
-- Bir şey değil , diye cevap verdi müdür. O çok sakin bir delidir. Yegane kusur , kendisini 200 mumluk bir ampul sanmasıdır.
-- Böyle şey olmaz , derhal indirin onu oradan.
müdür , dudak büktü : -- Fakat şimdiden şunu söyleyeyim ki , eğer indirirsek , ortalık şimdiki gibi aydınlık olmayacak , her şeyi böyle net göremiyeceğiz!..."
Dedo11 Yorumu : Bunu Türkiye'nin şimdiki haline uyarlayınız... Ne kadar benziyor...