Akbaba Dergisi 1972 Sayı 47 ( 8 Kasım 1972 )

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,893
5,287


Sayın murtaza5 ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :

"Son yıllarda Batının antropoloji uzmanlarının araştırmaları sonunda açığa çıkan bir gerçek var :
Milyonlarca yıl önce ecdadımız halim selim yaratıklar iken ağaç dallarında yaşar ve tatlı meyveler yerlermiş. Daha sonra iklimin kuraklaşması ve ormanların azalması yüzünden ovalara inmek zorunda kalınca avlanmayı öğrenmiş et yiyen yırtıcı canavarlar olmuşlar. Yani şekerli şeylerden hoşlanma bugün de barışa yatkın yumuşak huy kalıntısı , tatlıdan hoşlanmamak ise yırtıcı eğilim belirtisiymiş."

Dedo11 Yorumu :
Evrimsel bakış aslında sağlam çıkarsamalara dayanıyor. Düşünün ete gereksinim duymayan canlı neden et barındıran kaynağı ( hayvan ) elegeçirmeye onu öldürmeye çalışsın ? Otçul olan canlı ot kaynakları ile idare eder. Ancak yine de bu onun diğer canlılar ile hatta kendi benzeri canlılar ile mücadele içine , savaş içine girmesine gerek olmadığını göstermez. Çünkü alan hakimiyeti için bile kendi benzerleri dahil öbür canlılar ile mücadeleye girmesine gerek duyabilir. Hele hedef besin miktarı az ise bunun için kıyasıya savaş vermesi gerekebilir ? Yine de bilim adamlarının söyledikleri bir ölçüde ilk başlarda geçerli olabilir. Günümüze yansıtması ise o kadar da bilimsel görünmüyor... Düşünün ... Ne diyorlar çağımızda insanlar için ; "Besin diye yemediği halde , rakibini öldüren tek canlı İNSANDIR." Çünkü günümüzde yırtıcılığın , savaşın sadece ve sadece genetik nedenleri yoktur. Sadece ve sadece genetik nedenlere bağlamak hedef şaşırtmaktır. Çünkü savaşların görünürde dinsel , mezhepsel vs. bir sürü nedeni , gerçek toplumsal , siyasal , sistemsel nedenleri vardır.


"-- Tarihi kaynaklar incelendiğinde , ilk el öpmenin doğu ülkelerinde bir padişahın icadı olduğu görülmektedir... Padişahın ekzema olduğu , bu yüzden de durmadan elini kaşıdığı , koskoca padişahın elinin bağlanmayacağını gören saray tabiblerinin , padişahın yanına dalkavukları toplayarak , durmadan onlara ellerini öptürdüğünü , böylece de padişahın elini kaşımasının önlendiğini yazmaktadır... Akşama değin padişah hazretlerinin elinin belki on onbeş bin kez öpülüşü , sonradan padişahta bir alışkanlık meydana getirmiş olup , o günden sonra da padişah nerede kimi görse elini uzatmış ve öptürmüştür..."
Bu satırlar Muzaffer İzgü'nün "Kıllı El Nasıl Öpülür?" adlı anlatısından...
Dedo11 Yorumu :
Anlatılan nedenler pek mantıklı gemezse de el öpmenin doğu toplumuna özgü olduğu ( kadınların değil , erkeklerin ) ortada. Ben babamın , annemin dışında sadece ve sadece öğretmenlerimin elini öptüm. Başka hiç ama hiç kimsenin elini öpmedim... Çünkü bunun dışındakilerin elini öpmenin öpen kişinin aşağılanmasına veya çıkarı için böyle bir boyun eğmeyi kabul etmesine neden olmaktadır. Her iki durum da karakterli insan için yakışır olmadığı ortada. Bu nedenle tertemiz nedenlerle öpülmesi gereken eller dışında sizin de el öpmemenizi dilerim... Bu satırları bitirirken şunu da eklemek gerek... Ben karşımdaki insanları da yukarıdaki durumlara düşürmemek için hiç ama hiç kimseye hatta çocuklarıma , hatta torunlarıma bile el öptürmedim. El öptürmem...


7. Sayfada : Nurettin Türker ikinci yazısında "Sonradan Görmeler Nasıl Görür ?" yazısını merakla okudum...


13. Sayfada : Suavi Süalp'in "Hadise nasıl çıkar?" yazısı var.
Dedo11 Yorumu : Suavi Süalp'in adına dikkat. Onu nerede görürseniz okuyunuz lütfen... Müthiş bir kalemi ve anlatım tarzı vardır...

13. Sayfada :
MODERN BİLMECELER

1 - Bir solucanla kirpi evlenirse ne olur?
-- Dikenli tel olur.
2 - En güzel ağrı hangi ağrıdır?
-- İlk göz ağrısı.
3 - Ağaca çıkmış bir fil nasıl iner?

-- Bir yaprağın üstüne oturup sonbaharın gelmesini bekler.
Dedo11 Yorumu : Gençliğimizde bu tür bilmeceler çok modaydı. Ama biz bu tür bilmecelere "AMERİKAN BİLMECESİ" derdik...


Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...





 

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,254
7,339
Sn. @murtaza5 , geçmişe ait önemli dergi paylaşımlarınızı keyifle okumaktayım. Geçmiş yıllarda , çizimlerini büyük beğeniyle takip ettiğim sanatçılarımızdan biri de Münif Fehim. Bilindiği gibi bu sanatçımız 1930'lu yılların Akbaba dergisi dahil birçok dergide ( örneğin 7 Gün , Tarih Dünyası , Yeni Muhit vs. ) çizimleriyle yar almış. Elinizde bu dergilerden örnekler varsa , paylaşırsanız , sevinirim.
 
Üst