Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Harbi dergi Akbaba diyara heybetiyle düşüzledi.
Toriğini çalıştıran bu aynalı hazineyi kaçırmaz.
Üstadım yine şeklini yaptı. Böyle bol anafor , kimseye nasip olmaz.
Sonsuz teşekkürler.
Demek ki 1972'de dahi parlamenterlere emekli maaşı bağlanması tartışılıyormuş. Merak edip şimdi baktım, 1966 yılından bu yana tam 12 kez "kıyak emeklilik" yasası geçirilmiş Meclis'ten. Bazıları Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş. 12 Eylül sonrası muratlarına ermişler. Ama koşulları daha da iyileştirmek için yılmadan devam etmişler. Hele son düzenlemeyle sadece 2 yıl milletvekilliği yapan birisi (emeklilikle ilgili prim ve yaşa dair asgari koşulları yerine getirmek suretiyle) 52 bin TL (önümüzdeki günlerde açıklanacak zam ile 78 bin TL) emekli maaşına hak kazanmış. Üstelik 150 vekilimiz de yakın zamanda EYT'den yararlanarak bu maaşı almaya başlamış (aynı anda milletvekilliği maaşı da alarak)! Görüldüğü gibi, yıllar geçse de Türkiye'de tartışılan konular ve sorunlar değişmiyor.
Paylaşımınız ve emekleriniz için sonsuz teşekkürlerimi sunarım @murtaza5 üstadım, elleriniz dert görmesin...
"Ama Türkiye'de güvenliği sağlamanın başlıca yolu diye güvenlik mahkemelerinin kurulmasını ve o amaçla Anayasanın değiştirilmesini savunurlarken de şu gerekçeye dayanıyorlar. "Güvenlik mahkemeleri Fransa'da da var!"
O mahkemelerin Cezayir Savaşı sırasında çok özel bir amaç ve bizim durumumuzla hiç ilgisi bulunmayan çok dar bir görevle kurulmuş olamaları bir yana , üstünde anlaşmanmız gereken önemli sorun şudur :
-- İç işlerimizi düzenlerken Batı'yı yahut oradaki belirli bir ülkeyi ( söz gelimi Fransa'yı) örnek alacak mıyız , almayacak mıyız?
Alacaksak , her çeşit özgürlüğü , anlayışı , hoşgörüsü ile birlikte örneğin bütününü benimseyelim lütfen.
Almayacak isek , işimize geldikçe kendi isteklerimizi savunmak için Batı'nın şu ya da bu uygulamasını birbiririmize gerekçe diye yutturmaya kalkmaktan vazgeçelim.
Anayasa değiştirilip güvenlik mahkemeleri kurularak yurdumuzda güvenlik sağlanabilir mi , sağlanamaz mı , bilmiyoruz.
Pek sanmayız.
......... Güvenliğin tek kaynağı , güven verebilmektir."
Dedo11 Yorumu : Daha derginin başında bulunan AKBABA imzalı başmakaleye saplanıp kalmamın nedini var. Burada sözü geçen DGM = DEVELET GÜVENLİK MAHKEMELERİ'dir. Özgürlükleri ve yurttaşlar hakkını yücelten ve koruyan 1961 Anayasasında yoktur. O zaman da gericilerin ve askerlerin ( Askerler birkaç sene önce 12 Mart Muhtırası verilmiş. ) istekleri doğrultusunda 1973 yılında anayasaya eklenen bir madde. 12 Eylül Askeri darbesi sonrası onların istekleri doğrultusunda oluşturulan 12 Eylül 1982 Askeri Darbenin anayasasında da yer alır. İşte yukarıdaki başyazı bu mahkemelerin kurulmak istendiği dönemde bu mahkemelerin kurulmasına karşı olan bir yazı.
Ben ve arkadaşlarımız kaldırılana dek yıllar yılı bu mahkemelerin kaldırılması için her yürüyüşte , mitingde , gösteride "DGM'ye HAYIR !" diye pankart taşıdık , sloganlar attık. Günümüzde asker düşmanı rolü kesen her kesimden insanlar ise bu yasayı ve kurumu ve uygulamalarını destekledi.
Bu günkü Cumhuriyete karşı çıkanların cirit atmasını ve Cumhuriyetin ne kadar savunmasız kaldığını görenler ; "İşte DGM lerin ne kadar gerekli olduğu ortaya çıktı" diye düşünebilir . İnanın ben de ömrümün büyk bölümünde DGM lere karşı mücadele vermekle geçmesine rağmen ben de bunu düşündüm. Benim özelliğim hiç benimsemediğim tarafın düşüncelerini de düşünüp üstünde onlardan daha fazla zaman ayırırım. Böyle olmasa doğruya insan erişebilir mi? Evet bu soruyu kendime sordum. Uzun uzun düşündüm. Geçmişe döndüm. Bakın biz neden DGM lere karşı çıkmıştık.
1 - DGM yasası içinde insan hak ve özgürlüklerinin korunmasına hiç yer yoktu. Oysa Hukukun , adaletin biricik amacı "insanının haklarını" , "insan hak ve özgürlüklerini" korumak için vardır.
2 - DGM ler adı değiştirilmiş "SIKIYÖNETİM MAHKEMELERİ"dir. Zaten yasada "Sıkıyönetim ilanı halinde bu mahkemelerin üyeleri , doğrudan SIKIYÖNETİM MAHKEMESİ'ne atanırlar.
3 - DGM'lerin yargı erki ise şöyle oluyordu : DGM'ler bir asıl , bir yedek üyesi , birinci sınıfa ayrılmış ASKERİ HAKİMLER arasından tanmaktadı. Cumhuriyet Savcı yardımcıları ise Cumhuriyet Savcıları ve ASKERİ HAKİMLER arasından atanmaktadır.
4 - Sivillerin yargılandığı mahkemelerde ASKERİ hakim ve Savcıların bulunması zaten AHİM'in de vurguladğı gibi başlı başına insan hakları konusunda kabul edilebilir değildi. Neden ? Çünkü ASKERİ Hakim ve Savcılar emir komuta zinciri içinde olan kişiler olup bu kişiler yasaların gerektiğini özgür iradeleri ile karar veremezler.
5 - Gerekli bir özelliği öyle kullanırsınız ki millet ondan nefret eder. Kimse onun yanında yer almaz. Böylece işlevsiz hale gelir. Düşünün 12 Eylül Askeri darbesi DGM leri öyle kullandı ki. Kimse onları savunamadı. Ondan nefret etti. Şimdi ise gerekli olduğu zaman bile devleti koruyacak kimseyi bulamazsınız. 12 Eylül diktatörleri ATATÜRK konusunda da yaptıklarını hatırlayınız. ATATÜRK ten nefrete neden olmamışlar mıydı ? Bunda şaşmayınız çünkü 12 Eylül Askeri darbesinin amaçlarından biri de budur...
6 - Günümüze yaklaştığımızda ise bu kez başka bir aşırılık topluma kabul edildi. Bunda Liboşların da katkıları inkar edilemez. Bu kez "ASKERİ MAHKEMELERİ" toptan kaldırdılar. Şimdi içinizden diyeceksiniz ki "Dedo11 de ne diyeceğini şaşırdı. Hem DGM ye karşı olduğunu hem de nedenleriyle anlatıyor. Şimdi de Askeri Mahkemelerin kaldırılmasını eleştiriyor" Dostlar , arkadaşlar dikkat ediniz "Askeri Mahkemelerin" kaldırılmasına karşı çıkıyorum. Nedenlerini açıklamaya çalışayım.
a) Askeri mahkemeler sadece ve sadece ASKERLERE uygulanır.
b) Askeri mahkemeler sadece ve sadece askerlere işledikleri ASKERİ SUÇLAR için uygulanır.
c) Askerler askeri suçların dışında işledikleri suçlar için ASKERİ MAHKEMELER yetkili değildir.
d) Askeri mahkemeler SİVİL yurttaşlar için yetkili değildir.
Sanırım konu anlaşılmıştır. Askeri mahkemeler kaldırılsa ne mi olur ? Askerler hatta Genel Kurmay başkanı yargılanıp "Terör örgütü kurmaktan içeri tıkılır"
7 - Dikkat edilirse DGM lere karşı çıkılmasının birçok nedeni olmasına rağmen günümüzde de önem kazanan şu iki ana nedeni dikkatinize sunuyorum.
ASKERİ ÜYELER direkt atanıyor. ASKERİ üyeler ast üst şeklinde emir komuta zincirine bağlıdır. Yani erkler ayrımı ( Kuvvetler ayrımı YASAMA , YÜRÜTME , YARGI ) yok oluyor ...
Diyeceksiniz ki günümüzde de 7. maddede değinilen sakıncalar geçerli değil mi , bu kez de SİVİL GÖRÜNÜMDE yaşanmıyor mu?
Bu da sizin karar vereceğiniz bir konu...
Bu okuma günlüğü de daha ilk sayfada doldu.
Buradan Anayasa Hukuku derselerimi bizzat kendisinden aldığım hocam MÜMTAZ SOYSAL'A selam olsun ( ölmüş olması ona selam durmama , selam göndermeme engel değil ) !!!!!