Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Paylaşım için sonsuz teşekkürler üstadım.
Rahmetli Suavi Süalp'ın bende yeri apayrı.
(Doğaçlama tarzı) mizahıyla diğerlerinden farklı olduğunu hemen gösteriyor.
Oğuz Aral da şöyle anlatıyordu o günleri:
‘’... Kendisine Gırgır’da birlikte çalışmayı teklif ettim. Kapaktan manşet verdik; ‘’Suavi Süalp Gırgır’da’’ diye. Ama ondan sonra Suavi’yi koydunsa bul yerinde. Bekle bekle Suavi gelmez. Neden sonra kapıda o güleç yüzüyle gözüktü: ‘Oğuz geç kaldım ama öyle espriler buldum ki, gülmekten kırılacaksın’ dedi. Ceplerini karıştırmaya başladı. Anladığım kadarıyla esprileri yazdığı kağıtları arıyordu. Paralar filan çıktı cebinden. Neden sonra pantolonunun çakmak konulan cebinden küçük bir kağıt buldu. Başladı bana okumaya; ‘seçme saçmalar... senin de çekilecek bir tarafın kalmadı... imza: halat’ deyip gülmeye başladı... Okumaya devam etti. Okudukça okuyordu. Bir aralık düşündüm, bu kadar çok şey bu küçücük kağıda sığar mı diye. İmkansız sığmazdı. Elindeki kağıdı aniden çekip aldım... Bir de gördüm ki elimdeki kağıt bomboş değil mi?.. Suavi süalp o kadar espriyi doğaçtan yapmıştı... Zaten mizahı bu idi... Onları yaz dedim... Aynı güzellikte yazamadı... Espriyi o an doğaçtan yapmıştı çünkü... Oturup bir masaya espri üretecek, bunun için uğraşacak biri değildi... Espriyi her an, konuşurken yapan bir tarzı vardı. Mizaha ‘’saçma’’yı sokması en önemli yanı idi... Yerinden hiç sarsılmaz gibi görünen kalıp sözleri sonu bir uyakla biten bir cümle ile abuk sabuk bir hale sokmak, Suavi’nin mizahımıza soktuğu bir üslup idi... Ve sonraki kuşağa kalacak en önemli yanı bu ‘’üslup’’tur... Şimdi frenklerin yapmaya çalıştığı ‘’absürd mizah’’ gibi bir tarzı Suavi yıllar önce getirmişti...’’
Not: Oğuz Aral, Gırgır’ı 1972’de çıkardığında ortalığı kasıp kavuran ‘’tek kişilik’’ bir mizah dergisi vardı. Bir kişinin tek başına yazıp çizdiği absürd çizgi romanlardan oluşan bu 16 sayfalık derginin adı: ‘’Salata’’, derginin yazarı çizeri de; Suavi Süalp’ti... Oğuz Aral, bir süre sonra en büyük rakibi olan ‘’Salata’’yı, bu derginin tek elemanı olan Suavi Süalp’i transfer ederek çökertmişti.
Sayın teks55 'in Suavi Süalp üzerine notlarını da zevkle okudum...
Aslında Suavi Süalp üzerine bir önceki sayıda ben de yazacaktım. Ancak yeterli zaman bulamadığım için yazamadım ( kötü huyum var ; işi iş olsun yapmama diye bir huyum var. O işe yeterince ( kendimce ) zaman ayırmalıyım... Bu da benim aslında eksik yanım... ) Ben Akbaba'yı kaydederken o sayıda bana göre en öne çıkardığım konu veya ismi o sayının sonundaki paranteze kaydediyorum. Bakınız önceki sayıyı nasıl kaydetmişim.
Akbaba Dergisi (1970) Sayi 027 24 Haziran 1970 20s (Suavi Sualp) cbr
Ayrıca o sayıda bu kadar seneden sonra yaptığı yeniliği duyuran yazıdaki yenilikleri de yazacaktım , olmadı...
Bu sayıda ben öne şu başlığı çıkaracaktım :
3. Sayfadaki "Korkudan vergi alınacak..." yazısı üzerine yazacaktım ve soracaktım : "Korkudan vergi alınsaydı , en çok kim vergi vermek zorunda kalırdı ? Halktan en çok korkanlar verirdi bence ..."