Akbaba Dergisi 1963 Sayı 114 ( 3 Ekim 1963 )

[murtaza5]

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Saygılarımla.​

 

[halit]

Çok teşekkürler sayın murtaza5.

 

[Beymelikli18]

Şiirde harika paylaşımda harika. Teşekkür ederiz üstadım.

 

[HACILI]

Murtaza bey üstadım maşallah size. Nazar değmesin inşallah.
Bu güzel paylaşımlarınız için çok çok teşekkürler.
Ellerinize ve emeklerinize sağlık.

 

[dedo11]

Sayın murtaza5 ;


"Gençti. Ve yakışıklıydı. Ve de akıllıydı. Ve de zanparaydı. Ve iyi bezik oynardı.
Eczacılık Okulunu bitirmişti. Öğrenciliğinde tavlamadık kız , avlamadık laboratuvar bırakmamıştı. Tavladığı kızlardan hatıra eşyası ve seks bilgileri , avladığı laboratuvarlardan da eşantiyon ilaç toplardı." Şemsi Belli anlatısına bu satırlarla başlıyor...

Dedo11 yorumu :
1- Böyle satırlarla anlatıya başlamaya bizde "Küt diye" konuya girme denir...
2- Şemsi Belli ( daha önce de yazmıştım ) 'yi ben 1970 li yıllarda şair olarak tanımıştım. Ankara Tandoğan'daki mitinglerde "ANAYASO" şiiri okunurdu...
3- İlk paragrafta bilmem siz de ayrıdına vardınız mı ? "Ve" ler cümle başlarında ve büyük harfle başlıyor. Bu tür anlatıyı ben de severim... Ankara Cumhuriyet Lisesi'nde öğrenciyim. Edebiyat öğretmenim Nesrin Barlas. Kendisini MHP li diye tanıtıyor ve ona hayran olan MHP eğilimli öğrenciler "Komando Karı" diye adlandırıyorlardı. İşte bu kadın tam bir öğrenci deyimi ile ; bana takmıştı. Yazılı kağıtlarıma ne yazarsam yazayım ( inanın 10 üzerinden 10 yazılı kağıtlarıma ) 4 verirdi. Amaç beni sınıfta bırakmaktı. Neyse konumuz bu değil. Bu konuları da "Anı Öykü" diye tasarladığım kitabımda toplamayı düşünüyorum. Konu ne peki ? diyeceksiniz. Konu İşte bu öğretmen benim "kompozisyon"
yazılılarımda böyle "Ve" sözcüğünü büyük kullanmama İFRİT OLURDU. Tabi yazdığımıa sıfır ( 0 ) verirdi. Ben de hep böyle yazmaya devam eder ve bunu savunurdum. Şemsi
Belli'nin bu yazısı beni 1970'li yılara götürdü.




"-- Allah sizin cezanızı versin işallah. Eşeklere uya uya bu hale geldik , hala da akıllanmadık.. Ne haliniz varsa görün.."

Bu satırlar Adnan Veli'nin "Eşek Safası" adlı anlatısından...

Dedo11 yorumu :
1 - O dönem Ada'ya gidip Eşeğe binerek gezme modaymış. Ben o dönemi elbette bilemem. Ben gittiğimde Paytonla gezmiştim. Şimdilerde akülü araçlar var ama ben gitmedim. Ve denemedim...
2- Cümlede "Eşeklere uya uya bu hale geldik , hala da akıllanmadık.." cümlesine dikkat !!!!!!!!!!
3- Anlatıda Eşeğin yolunu bilme yeteneğine değiniliyor. İnanın bu doğru... Çocukluğumdan bilirim...


"Sabahın erken saat. Ağacamiinin önünden Beyoğlu'nun bu saatlerdeki tenhalığını seyrediyorum. Önümden kızlı , erkekli işçiler geçiyor. Arada homurtularla telaşlı bir otobüs , birkaç dolmuş , pırıl pırıl bir hususi...
İstiklal caddesi yorgun yorgun uzanıyor. Apatmanların uykulu bir hali var. Kaldırımlar keza. Bütün gece bu cadde , bu kaldırımlar öylesine çiğnenmiş , öylesine yorulmuş ki , şimdi uykuların en derininde gibi."

Bu edebi değeri çok yüksek satırlar değerli üstad Orhan Kemal'in anlatısından...


Dedo11 yorumu : "homurtularla telaşlı bir otobüs" , "pırıl pırıl bir hususi..." bu tanımlamalara - tamlamalara bakarmısınız ?
Bir konuda açıklama yapalım : Buradaki "Hususi" Özel otomobil anlamındadır...
İstiklal Caddesini ve kaldırımlarını tanımlaması inanılmaz güzel !!!

Daha fazla uzatmayayım...


Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...