Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Harbi dergi kendi gününde, kendi saatinde mekana düştü.
Mazide yaşananları her daim diri tutar ki ders çıkarılabilsin ve tarih acı şekilde yine tekerrür etmesin.
Paylaşımlar için sonsuz teşekkürler üstadım.
"Sakın o bahçeler dolusu , denizler dolusu , plajlar dolusu kahkaları gülme sanmayınız. Tebessümün ışığı vardır , ama sesi yoktur. O , dudaklarda nadide bir çiçek gibi açılır , gözlerde bir yıldız gibi ışıldar : Çirişli patikska yırtar gibi cartlamaz! ...............
Eskiler , insanı 'Gülen hayvan' diye tarif etmişler. Tebessümü ararken , biraz da insanlığımızı mı arıyoruz?... Acı şey...." diye yazıyor Yusuf Ziya Ortaç
Dedo11 yorumu : Gülümseme ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi...
"Kol saatimi satmak evden çıkmıştım. İnsan , geçim sıkıntısından dara girip de bir eşyasını satmak zorunda kalınca içimde bir yeniklik acısı duyuyor ; hayat savaşında yenik düşmenin , başarısızlığın buruk , ezik acısı... Siz de de böyle olur mu bilmem , satmak istediğim bir eşyalım , yenikliğimin utandırıcısı bir belgesi gibi elimde büyür de büyür..." diye yazıyor anlatısında Aziz Nesin
Dedo11 yorumu :Bu duyguyu ben çoook ama çoook küçükken 1958 lerde 1959 larda yaşadım. Babama önce baskı yaptılar Demokrat Partiye geçmeyince ( kendisi Altı Okçuydu ) Önce Ceylanpınar Devlet Üretme Çiftliğindeki lokalini kapatıp sokağa attılar.Sonra da Yaşar Kemal'in deyimi ile "Zilli Kurt" a dönüştürdüler. Bütün dost ve arkadaşları selam bile vermemeye başladı. Gün geldi yiyecek parası bulamadık. Bunun üzerine babam evdeki sandalyeleri ( o dönemde Ceylanpınarında elbette evlerde koltuk yoktu. Hatta sandalye bile yoktu. ) birer ikişer satıp onun parasıyla eve ekmek vb. alıp getirmeye başladı. Onun ne kadar acı çektiğini hiç unutmadım...
Akbaba Sanat sayfasında "Akbaba Anketi - III" te bu sormuş :
1 - Dilimiz nereye gidiyor?
2- Uydurma kelimeri tutuyor ve konuşurken de kullanıyor musun?
Bu sorulara değişik kişiler yanıtlamış. Ben en ilginci olan Suut Kemal Yetkin'in yanıtını aşağıya alıyorum :
-- Dilimiz nereye çekilirse oraya gidiyor.
-- Yazarken kullanıyorum , çünkü okuyanlar anlıyor. Konuşurken kullanmıyorum ş çünkü duyanlar anlamıyor.. Dedo11 yorumu : Yorum yazmayacağım. Yazarsam yine tartışma başlatacğım. Ona da girmek istemiyorum. Ama şu kadarını söylemeden geçmeyeyim : Ben Öztürkçe'den yanayım.
Yine uzadı. Burada kesecektim ama Tiryaki Sözleri görünce vazgeçmek zorunda kaldım. Beni etkileyenleden birkaç Cenap Şahabettin'den Özlü Söz :
-- Çok para ile aldığın herşeyi kıymetli sanma : Pahalı başka , kıymetli başkadır.
-- Akıl başta değil baştadır. Ama aklı başa yaş getirir.
-- Kavak ağacını beğenen ve seven pek az kişi gördüm : Çünkü dosdoğrudur.
-- Zekasız kuvvet yıkabilir , ama yapamaz.