Akbaba Dergisi 1961 Sayı 464 ( 2 Şubat 1961 )

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,893
5,287


Sayın murtaza5 ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :



"Ne yapsın?

Yeni asistan olduğum günlerin birindeydi. İmtihanda, talebelerin başında bulunuyor, kopya yapmaması için kontrol ediyordum. Bir ara arka sıralarda oturan yaşlıca ve yakışıklı bir talebenin, önündekinin kağıdına baktığını gördüm, Yanına gittim :
-- Utanmıyor musunuz? dedim. Diğer talebelere nisbetle yaşlısınız da !...
Dünya umurunda değilmiş gibi başını kaldırdı :
-- Vallaha efendim, dedi, kızın babası : "Fakülte bitmeyince vermem" diyor da, başka bir şey demiyor. Utanması falan kalmadı bu işin. İmtihanı verip kızı alacaağım. Başka şey düşündüğüm yok!

*Not : Sonra öğrendim imtihanı vermiş, kızı almış..."
Bu satırlar "Bir Fıkra Anlatır mısınız?" dan... Anlatan Doç. Dr. Reha Poroy



İhtiyaç!

Bir adam, baş ağrılarından şikayetle bir doktora müracaat eder. Doktor, uzun muayeneler somunda beyinde bir ameliyata lüzum olduğunu, adamın beynini aldıktan sonra gerekli ameliyeyi yapıp tekrar takacağını bildirir. Fıkra bu ya, beyni çıkardıktan sonra da iki üç gün gezip gelmesini, tedavi edilmiş beyni o zaman takacağı söyler.
Aradan günler, aylar geçer hasta dönmez. Doktor müthiş meraktadır. Her tanıdığına sorar, haber alamaz. Derken bir gün Ankara'da Kızılay meydanında adam görür. Koşup yanına gider.
-- Aman dostum, nerelerdesin. Meraktan çatlıyacağım. Sen beyinsiz ne yaparsın?
Hasta salak salak güler :

-- Merak etme doktorcuğum! Ben şimdi D.P. ye mebus oldum. Beyne hiç ihtiyacım yok!..."
Bu satırlar "Bir Fıkra Anlatır mısınız?" dan...Asistan Ersin Çomoğlu anlatıyor.
Dedo11 Yorumu : Siz sadece tarikat şeyhlerinin mi "Kendinizi bana bir ceset gibi teslim edin." dediğini zannediyorsunuz. Her seviyeden yönetenlerin tümü böyle kendini teslim eden , BİAT eden insan istiyor. TAM BİAT EDENİN ise BEYNE NE İHTİYACI OLUR. Zaten BİAT isteyen istediklerinin beynine gerek duymaz ki?



"Hangi Dünya?

Falih Rıfkı Atay, Yeni Basın Kanununu kötülerken : "Dünyada böyle şey yoktur" diyor.
İlhan Selçuk Akşam gazetesinde cevap verdi : Amerikada daha zorlusu bile varmış!..
Ama Atay üstat bunun da cevabını verir :

-- Benim, dünya dediğim, hepimizin üstünde yaşadığımız dünya değil, benim içinde yaşadığım "Dünya" dır!"
Bu satırlar 12 sayfadaki Yaşar Özen'in "Suya Çizgi" köşesinden.
Dedo11 Yorumu : Kim doğru söylüyor Falih Rıfkı Atay mı , İlhan Selçuk mu?
Bence her ikisi de doğru söylüyor sonuçta. Çünkü her iki anlamda da kullanılabilir "dünya" sözcüğü.
Ama benim üstünde durduğum konu : "
Her insanın kendine göre bir dünyasının ( maddi, manevi ) olduğu. Bunu bu gün Çapa Hastanesinde renga renk balıkları akvaryumda seyrederken düşünmüştüm. Düşünün o balıkların dünyası o su dolu akvaryum. Başka bir şey bilmiyorlar ki istesinler.. Ama asıl önemlisi onlar balık , onlar hayvan , onlar için bu hoşgörülebilir. Ama insanların çok büyük çoğunluğu da böyle... İşte onları kabul edemiyorum... Bu da bana acı veriyor."


"Çetin Altan'ın evinde, işçi meselelerine ait 50 çilt kitap olamaz ya, diyelim ki, 50 değil de 500 cilt kitap var. Ama havyar yiyip viski içtiğini ilan eden yazara, kitap ne yapsın? Kitaplardan bu kadar, gerisi onun ferasetine kalmış... Ama insan viskiyi fazla kaçırdı mı, ferasetini de kaçırır!"
Dedo11 Yorumu : Aziz Nesin'in "Hoş Geldin Peyami Safa!" adlı yazısından...
1 - Çetin Altan'ın solculuğunun tutarlı olamıyacağı , hatta dönek olacağını ilk keşfeden Aziz Nesin ustanın önünde saygı ile eğilirim..
2 - Marx yaklaşık şöyle der : "İnsanın düşüncesi ( bilinci ) çevreyi oluşturmaz ancak insanın düşüncesini ( bilincini ) içinde yaşadığı ortam oluşturur." ( Bir sarayda yaşayanla bir kulübede yaşayanın aynı şekilde düşünemiyceğini" söylüyor. İnanın buradaki "Saray" sözcüğü benim uydurmam veya başka imalarda bulunmamın nedeni değil. Bu düşünceyi pekiştirmek için o düşünür kendisi örnek olarak veriyor. Bu aşamadan sonra bilinç ( düşünce ) dönüp ortamı , çevreyi dönüştürmeye , değiştirmeye yarar... Çetin Altan'ın yaşadığı ortam ( ve oğulları diğer Altanlar da ) da tutarlı insan yetiştirmeye uygun değil. Aziz Nesin usta buna vurgu yapıyor.



***Not : Baktım okumaya baştan başlayınca neredeyse yazacaklarımın tümü Yusuf Ziya Ortaç'ta veya bir iki yazı ötesinde bitiyor. Bu kez de dergiyi tersinden okuyayım dedim. Bu oku(yorum) böyle oluştu...


Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...




 
Üst