Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Yusuf Ziya Ortaç "Kuruculara Selam!" adlı başmakalesi var. Dedo11 Yorumu : Keşke tüm adlar verilebilseydi. Kimler var kimler o kurucu mecliste. İşte onlar dünyanın en demokratik anayasasını yapıyor.
Behçet Kemal Çağlar, Alp Kuran, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, (İlhami) Adnan Başer Kafaoğlu, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, (Hasan) Cahit Talas, Bedrettin Tuncel, Fehmi Yavuz, Bahri Savcı, Enver Ziya Karal, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Münci Kapani, Münci Kapani, Mümtaz Soysal, Tarık Zafer Tunaya, Turan Güneş, Turhan Feyzioğlu, Coşkun Kırca, Doğan Avcıoğlu, say say bitmez . Tüm listeyi görmek isteyenler (
) bu adresten erişebilirler. Ne kadar bu ülkenin değerli elemanı varsa bu anayasanın oluşturulmasında , hazırlanmasında katkıda bulunmuş. İnanın bu insanların değerini anlatmaya kimsenin gücü yetmez... Ömrü yetmez... Birçoğunun eserleri ile beslendim. Örnek Mümtaz Soysal'dan "Anayasa Hukuku" dersini aldım. Örnek Beşir Hamitoğulları'nın "Çağdaş İktisadi Sistemleri-Strükterel Bir Yaklaşım" kitabını satır satır okumuş kendisi ile çok ama çok uzun tartışmalara girmiştim... 27 Mayıs sonrası hazırlanan ve kamu oyuna sunularak kabul edilmiştir. Mimarları ise değindiğim gibi her birinin yanında dünyanın en değerli
insanları bile önünü ilikler... Gelelim günümüze ... Günümüzün hele Türk usulu Cumhurbaşkanlığı Sisteminin kurucusu ( Anayasasını hazırlayan - Varolan anayasayı ona uygun hale getiren) kim biliyor musunuz ? Ben yazayım : "Burhan kuzu"... Bir yukarıdaki insanlara bak bir de buna ....Yoruma devam etmemin gereği var mı...?
Aziz Nesin'in "Kul-Köle" adlı anlatısında bir apartmandakilerin birbiri hakkındaki dedikodularını anlatıyor...
6. Sayfadaki bir karikatüre dikkatinizi çekmek istiyorum. Karşılıklı bir durum var. Bir öğrenci ( bilen , aydını simgeliyor ) karşısında ise mağara adamı görünümünde "Cehalet" var. Tabi ki her seferinde cehaletin gücü karşısındakini yok etmeye yetiyor. Yazık ...
"Kendisini zaman zaman yermiş bir kalemi -tıpkı evine misafir çağırır gibi- sahibi olduğu sütunlara davet edebilmek toleransı yok mu?.. İşte fikir piyasamızın dehşetle mahrum kaldığı ve şiddetle muhtaç olduğu "meziyyet" budur! ......... Muzdarip bir milleti güldürmek kadar zor bir işi kırk yıldır omuzlarında taşımak kahramanlığı göstermiş bir dergi bu! İnsanları kandırmak kolay, ama insanları güldürmek zor. Hele bizimki kadar bahtsız bir memlekette insanları güldürmek, güldürebilmek... Zor da değil, marifet de değil, mucize!" Bu satırları Naci Sadullah'ın "Rinkteki Adam" yazısından aldım. Dedo11 Yorumu : Yazıda güzel-özlü söz olabilecek tümceler ( cümle ) var. Bunları yorumlamak yerine renklerle öne çıkarmakla yetindim...
Bir fıkra : Yılan ! Hayvanat bahçesinde hayatında ilk olarak bir yılan görmüş olan küçük çocuk bağırdı : -- Anneciğim bak! Burada köpeği olmayan bir kuyruk oynayıp duruyor... Dedo11 Yorumu : Yılanları görmek için artık hayvanat bahçesine gitmeye gerek yok. 2 nedenle böyle yazdım. 1 - Artık hayvanat bahçesi yok... 2 - Yılanlar sadece sürüngen olarak yok her kılıkta var ve her yerde var...
Yukarıda da adı geçen hocaların hocası Tarık Zafer Tunaya bir fıkra anlatıyor : Vazife mi? İktisat Fakültesine bağlı Gazetecilik Enstitüsünde bir gün Anayasa dersi veriyorum. Talebelere "vazife" ile "fonksiyon" arasındaki farkları anlattım. Sonra da : -- Anlamıyan var mı? diye sordum. Çocuklardan biri parmak kaldırdı. -- Anlamadım... dedi. Bunun üzerine konuyu tekrar anlattım ve bir de misal vererek iyice açıklamak istedim. Anlamadığnı söyliyen talebeye döndüm : -- Şimdi, dedim, size bir filmde jön prömiyerlik verseler. Bu vazife mi olur, fonksiyon mu? O daha cevap vermeden yanındaki arkadaşı atıldı : -- Lütuf olur hocam!"
Dedo11 Yorumu : Siz siz olun vazifenizi liyakatla edinin ve o vazifeye layık olun ama yaşamınızda da edilgen bir yaratık değil insan olun yani bir fonksiyonunuz olsun...
Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...
***Not : Sevgili dost yıl 460 ve 461. sayıların yılı 1961 olmalı. Biliyorum biz iki satır yazı yazarken bile bin bir yanlış harf yazıyoruz. Amacım senin sunumlarında yanlışlık kalmasın. Yoksa ne kadar yoğun olduğunu bilenlerdenim..