Akbaba Dergisi 1961 Sayı 460 (5 Ocak 1961)

Levent 16

Aktif Üye
22 Kas 2011
338
1,781
Murtaza arkadaşımızda bir gayret var ki şaşırmamak mümkün değil. Teşekkürler.

Ortaç bu sayıdaki yazısında Atatürk heykel ve resimlerine saldırılardan bahsetmiş. "Bunları akıl doktorları önüne çıkarmalıyız" derken doğru söylemiş. Taa o tarihlerden bu yana pek birşey değişmedi, felaket hâlâ aynı şekilde devam ediyor.
 
Son düzenleme:

Levent 16

Aktif Üye
22 Kas 2011
338
1,781
Adnan Veli'nin hiç bir öyküsünü okumadım, okuyamadım. Öyküleri hep itici geldi. Beğenenler elbette olacaktır. Bir sanatçıyı hiç kimsenin beğenmemesi mümkün değildir, tıpkı herkesin beğenmesinin mümkün olamayacağı gibi. Akbaba dergisinde bir öyküsünü zar zor okudum ki sonu berbat bir cümleyle bitiyor. Bu öykünün neresi mizahtı, neresi gülünçtü anlayamadım. O günden bu yana okumadım. Mizah öyküleri için Aziz Nesin ve Muzaffer İzgü’yü beklemek gerekiyormuş.
 

Levent 16

Aktif Üye
22 Kas 2011
338
1,781
Niso'nun arka kapaktaki karikatüründe görülen plağın benzeri. Niso bu plak adında bir kelime oyunu yapmış olmalı.

633858924aee0-lg.jpg
 

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,893
5,287


Sayın murtaza5 ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :


"İskenderun'da bir heykele dinamit atıldı. Kimin heykeline?.. İskenderun'u kurtaranın, Atatürk'ün heykeline!..

Kim attı?.. Bilmiyoruz.
Çanakkale'nin bir köyünde resimler yakıldı. Kimin resimleri?... Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal'in!...
Kim yaktı?... Eyvaaah, onu biliyoruz : Bir yedek subay öğretmen!
.........
Bunu cezaevinden önce, sorgu yargıcından önce, özel bir bilginler, bir pedagoklar, bir ruh araştırıcıları, akıl doktorları önüne çıkarmalıyız.
Bu bir suçlu olmaktan çok fazla bir şeydir. Bu bir "suç konusu", bir "suç kaynağı", bir "suç bataklığı"!
Biz onun şahsında "bir suçlu"yu değil, asıl "suç"u yakaladık. Aranacak, incelenecek, meydana çıkarılacak ve adı konacak korkunç afet budur.

Bu çocuğun hayatını doğumundan bugüne kadar adım adım izlemeliyiz : Evini, ailesini, okullarını, öğretmenlerini, komşularını, arkadaşlarını birer birer tanımak gerek. Nasıl bir çevre içinde büyüdü, nasıl bir hava içinde yetişti, kimlerle dost oldu, kimlerle düşman oldu?..."


Dedo11 Yorumu : Uzun uzun alıntıladığım bu satırlar Yusuf Ziya Ortaç'ın "Uğursuz Yangın!" adlı başmakalesinden.
Neden uzun uzun alıntıladım. Aslında tümünü elimle yazarak buraya alıntılamalıydım. Konu çok önemli...
Aslında hiçbir aklıbaşında , dürüst, vefalı, onurlu, emperyalistlerin uşağı olmayan, belli bir düşüncenin ve dinin adi bir kölesi olmayan ( din köle değil insan olana değer verir. ) , hain hatta vatan haini olmayan, adi hırsız olmayan .... olmayan da olmayan kişilerden oluşan toplum olabilmiş bir halk , yurttaş olabilmiş insanlar topluluğunda kendi kurucusuna bizdeki gibi ihanet etmez, bizdeki gibi saldırmaz, bizdeki gibi yok saymaz...
Bilindiği gibi günümüzde en sıradanından en üstüne dek çok büyük insanlarımız Atatürk'e saldırıyor... Hem de her türlü yöntemle ( kimi sözle, kimi aşağılayarak, kimi iftira atarak , kimi çirkinlikler yaparak, kimi yırtarak , kimi adını ağzına almayarak (anmayarak) , kimi .... )
Burada bir kez daha belirtmeliyim. Herkesin Atatürk'ü beğenme zorunluluğu elbette yok. Hatta onu istyen belli bir kaliteyi koruyarak ve bilimsel olarak , nesnel olarak eleştirebilir de ... Ancak bizim yaptığımız gibi değil...
Şu saptamayı yapmadan geçemiyeceğim :
Atatürk'ü savunanlar iki guruba ayrılır :
1 -
Atatürk'ün ardına sığınarak bütün kötülükleri yapanlar ( ülkeyi peşkeş çekenler , hırsızlığına kalkan yapanlar , diktatörlüğüne basamak yaparak , .... ) Bunlar Atatürk'ü gerçek anlamından , amacından koparanlardır.
2 - Atatürk'ü gerçek anlamda anlayıp onun ideallerine sahip çıkanlar...
Atatürk'ü eleştirenler de iki guruba ayrılır :
1 -
Bu guruptakiler Atatürk'ün getirdikleri çağdaş olan her şeye karşı ortaçağ artığı din-tarım toplum düzenini isteyen ama bunun için emperyalizmle işbirliği yapan onların yerli uşakları olanlardır.
2- Bu guruba ben de dahilim. Atatürk'ün kendi çağında yaptıklarının ne denli önemli olduğunun bilincinde olan ama yine de ona eleştirel olarak yaklaşan , bu eleştiriyi onun getirdiklerini ters yüz etmek amacı ile değil , onun açtığı yoldan daha ileriye taşımak isteyenler...




Dedo11 Yorumu : Belki haksızlık olacak ama Yine Yusuf Ziya Ortaç'ın "Zengin Adam" başlıklı yazısını okuyunuz lütfen...
Bu iki yazı bile yeterli bu dergi için ( diğer yazar ve çizerden özür dilerim ). Lütfen bu satırları da dergiden okuyunuz... düşününüz... Okuyunuz... Düşününüz...




Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...





 
Üst