Akbaba Dergisi 1960 Sayı 459 ( 29 Aralık 1960 )

Levent 16

Aktif Üye
22 Kas 2011
338
1,781
Eski Türk Mizahı sayfasındaki Mum Söndü Elektrik Söndü alt yazılı çizime karikatür denebilir ama mizah denebilir mi bilmem. Toplumun bazı kesimlerinin yanlış anlaşılmasına bir örnek.
 

thorgal

Aktif Üye
18 Ocak 2018
439
1,533
İstanbul
Eski Türk Mizahı sayfasındaki Mum Söndü Elektrik Söndü alt yazılı çizime karikatür denebilir ama mizah denebilir mi bilmem. Toplumun bazı kesimlerinin yanlış anlaşılmasına bir örnek.
Rezillik!!!
İlk karedeki karakterlerin çizimi zaten zihniyeti belli ediyor...
Yıllardır süren karalamanın kökenlerinin nerelere dayandığı anlaşılıyor...
Okumuş bir birey bile bunu yapıyorsa altındaki amacı sorgulamak bile gereksiz olabilir...

Bu toplumun düşmanlarını uzakta aramaya gerek yok...
 

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,893
5,287


Sayın murtaza5 ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :

Ne yıl ama Celal Bayar , Ednan Menderes kısaca DP diktatoryasından 27 Mayısa ...... Tüm bu değişimin yaşandığı yıl 1960. Müthiş bir yıl 1960. İşte Yusuf Ziya Ortaç "Yeni yıla gererken!" başlıklı makalesinde 1960 yılını değerlendiriyor...



"Yılbaşı şakalarından seçtiğim :

1935 yılına girerken, duyduklarımız :
Ahmet -- Bir yaşa daha basiyoruz, değil mi?

Mişon -- Sen istersen bas... Benim yaşa basmak adetim diyildir!"

Dedo11 Yorumu : Mişonlar hiç bir zaman yaşa ayak basmıyor. Kimler basıyor dünyanın haline bakın ve üzülün emi ?.....



"Bir ömür böyle geçti...

1939 ...
-- Ah, şu savaş bir bitse!
1946 ...
-- Ah, Demokrat Parti şu seçimi bir kazansa!
1954 ...
-- Ah şu Demokrat Parti bir yıkılsa!
1960 ...

-- Ah, şu yeni parti bir kurulsa! "

Dedo11 Yorumu : Bu satırlar Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil'in "taşla-malar" köşesinden.
Yukarıdaki tarihleri gönlünüze veya günümüze göre değiştirirseniz göreceksiniz gibi halimizde değişen bir şey yok...




"Yılbaşı gecesi, Büyük Otelin salonlarında yine bir tek boş masa yoktu. Biz yine aynı aile ve arkadaş grubu, mziğe en uzak köşesindeki masada idik. Yeni
yıla girmemize beş dakika vardı. Her masadan haykırışlar, kahkahalar yükseliyordu. Birdenbire bütün bu sesleri bastıran tiz, keskin, kulakları tırmalayan bir ses yükselid :
-- Lade...s!
Bu, "imdat" der gibi, en uykulu dikkati kendisine çeken bir haykırıştı. Herkes yerinden kalkarak, başını uzatarak sesin geldiği tarafa baktı. Yalnız ben
kımıldamadım. Çünkü "lades" diye bağıran, bendim."

Dedo11 Yorumu : "Şeytançekici" imzalı "Lades" öyküsünden. Tam bir öykü tadında... Güzel yazılmış bir öykü...


Geçen sayıda duyurulmuştu... Akbaba ortasayfada RENKLİ karikatürler var ....



"Bir Fıkra Anlatır mısınız?" sayfasından
Tahsin Öztin anlatıyor :

Cumhurbaşkanı !

İki defa Demokratların Cumhurbaşkanlığı adaylığında denenen ve kaybeden Stevenson seçim arifesinde Amerika Cumhurbaşkanları hakkında düşüncelerini şöyle

sıralamıştı :

Roosevelt'in Reisicumhurluğu göstermiştir ki, Amerika'yı bir diktatör de idare edebilir.

Truman'ın Reisicumhurluğu göstermiştir ki Amerika'da laaletayin bir adam da Reisicumhur olabilir.

Eisenhower'in Reisicumhurluğu göstermiştir ki Amerika Reisicumhursuz da idare edebilir.

Şimdi hakiki Reisicumhuru seçeceğiz.

Stevenson'un bu sözlerini seçimden sonra karşı taraf şöyle tamamlamıştır :

Kennedy'nin Reisicumhurluğu göstermiştir ki Amerika'da para ile de Reisicumhur olunabilir."

Dedo11 Yorumu : Ekliyorum :
Bide'ın Reisicumhurluğu göstermiştir ki Amerika'da Bir BUNAK ta Reisicumhur olabilir.

Siz de böyle bir sıralamayı Türkiye için yapabilir misiniz ? Aman şimdi başımızı belaya sokmayalım , derseniz de anlayışla karşılarım...




"Hani bir dilenci, zenginlerden birine :

-- Beş on lira ver, hacca gideceğim!
demiş, o da :
-- Fukaraya hac caiz olmaz! deyince:

-- Ben senden sadaka istiyorum, fetva değil! demiş."

Dedo11 Yorumu : Bu üstünde uzun uzun düşünülecek fıkrayı ise vakti zamanında "Aydede" dergisinde Refik Halid aktarmış...



Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...






 

Levent 16

Aktif Üye
22 Kas 2011
338
1,781
Tahsin Öztin'in bu sayıda, 1960 yılında anlattığı fıkra ile Semih Balcıoğlu'na bir zamanlar 1958 de verdiği cevap uyuşmuyor. Balcıoğlu bir zamanlar çalışıp sonra ayrıldığı Hürriyet gazetesine, 1958 de çıkardığı Taş dergisinin reklamını götürür. Taş dergisinin kapak fotoğrafı. Kapakta Türk bayraklarını yakıp yırtan Amerikalılarla ilgili bir karikatür var. Yazısı da "Yırtık". Ertesi günü reklam yayınlanmaz. Balcıoğlu telefon eder. Tahsin Öztin "A be canım, tehlikeli bir konu, sizi bırakın bizim başımız da belaya girebilirdi yayınlamakla. Hafif bir şey olsaydı neden koymayalım?" Balcıoğlu anılarında, Hürriyet'ten ayrılmakla ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım, diye yazar.
 
Üst