Akbaba Dergisi 1960 Sayı 458 ( 22 Aralık 1960 )

[murtaza5]

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Saygılarımla.​

 

[Beymelikli18]

Teşekkür ederiz üstadım.

 

[aziz balıkçı]

Murtaza üstadım. Tüm paylaşımlarınız için teşekkürler.

 

[dedo11]

Sayın murtaza5 ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :

Yusuf Ziya Ortaç o güzelim kalemiyle Sedat Simavi'yi anıyor...
Yusuf Ziya Sedat Mizah edebiyatına Simavi'nin "Diken" dergisinde girdiğini öğreniyoruz.
Sonra Sedat Simavi'nin "İnci" dergisini anıyor.
Daha sonra çıkardığı ( Sedat Simavi'nin ) haftalık "Resimli Gazete" sini anlatıyor. Bunun günlük gazeteye geçiş olarak bir deneme olduğu ve "Yeni bir gazetecilik anlayışiyle resme yazıdan çok önem verişini" öne çıkarır.
Mecmuacılıkta büyük eseririnin "Yedi Gün" dergisi olduğunu vurguluyor.
Şu satırlarla Sedat Simavi'nin kurumsal özelliğini öne çıkarıyor. "Cemal Nadir Sokağında kurduğun küçük bina, bir matbaa değil, bir medeniyetti."
Sonra "Hürriyet Gazetesi" nin yüzbinler satmasına değiniyor.
Asıl şu Sedat Simavi'nin kişiliğini belirten satırları yazıyor. "Kırk yıla yaklaşan dostluğumuz içinde, senin, bir kere olsun karakter sarsıntısı geçirdiğin görmedim ben... Doğruluk, dostluktan üstündü senin için... Diyebilirim ki, ince mizacına uymıyacak kadar inanışlarında katı, hatta kabaydın...
Bu kabalık, yalnız bize değil, basın dünyamızın gelecek kuşaklarına da örnek olacak kadar güzeldir."
Dedo11 Yorumu : İşin doğrusu Sedat Simavi'yi pek tanımamışım ( okuyarak ) ... Meğer değerli bir adammış...





"-- Bir zamanlar çocuklarıma ezberlettiğim bir şiir yazmıştım. törenlerde okuturdum :

"Üç kişidir bu vatanı, bu milleti kurtaran ;
Bir Atatürk, bir İnönü , bir de Refik Koraltan!"

Eee... Yıl 1950 olurda bu konuşma Çankaya Köşkünde yapılırsa ne olur... Siz anladınız tabi... Orada Celal Bayar var , Adnan (Ednan) Menderes var , Fuat Köprülü var... Ancak kimse Refik Koraltan'ın yanında yer almak istemeyince kendisi bu kez megalamoninin zirvesine tırmanır ( sarhoşluğun etkisi ile )

Bir kişidir bu vatanı kurtaran,
Koraltandır, Koraltandır, Koraltan!
..........

-- Bayar cumhurbaşkanı!.. Menderes başbakan!.. Koraltan Meclis başkanı!..Köprülü hariciye vekili ha?.. Allahım!.. İşte şimdi ... Şimdi öldüm!.."
Dedo11 Yorumu : Son konuşan kişi Atatürk. Bu satırları Yusuf Ziya Ortaç'ın "Atatürk Çankayada" kurgu yazısından aldım. Ya şimdileri görse !....






9. Sayfada : Reşad Ekrem Koçu - Bakikalan Bu Kubbede / Kethüdazade Mehmed
Türkiye'de ulema sınıfından asa yerine ilk baston kullanandır. Bir gün Kasımpaşa Mevlevihanesine gider, bastonunu bir köşeye dayar. Yobazlardan biri de dil uzatmağa yeltenir, güya bilmiyormuş gibi :
-- Bu frenk değneği kimin? diye sorar.
Efendi :
-- Benimdir... Ama ben onu sünnet ettirdim, müslüman oldu!.. der.
Dedo11 Yorumu : Yobazlığın - gericiliğin sonu yoktur. Yobazın dur durağı olmaz. Yobaz böyle asayı bile dinen sorgularsa böyle absürd cevabı hak ediyor demektir...



Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...

 

[Levent 16]

Semih Balcıoğlu Önce Çizdim Sonra Yazdım adlı anı kitabında Sedat Simavi ve Hürriyet gazetesi hakkında bilgi veriyor. Bir gün Erol Simavi'ye "Sedat bey de ne kadar erken öldü, bir hastalığı mı vardı?" deyince Erol Simavi "Stresten öldü" der. Meğer Sedat Simavi, Hürriyet gazetesi tutmazsa diye pantolonunun zula cebinde bir tüp siyanür taşırmış. Erol Simavi "Buna vücut mu dayanır? Stresten öldü" der.

Sedat Simavi Türk gazeteciliğinde ve dergiciliğinde epey ileride bir kimse. Çok kişinin aklına gelmeyen bol fotoğraflı gazeteyi aklederek okuyucu kazanıyor. Bedii Faik te dört ciltlik anılarında Sedat Simavi'den ve Hürriyet gazetesinden bahseder. Daha gazete çıkmadan Bâb-ı Âli'de ne gibi dedikoduların döndüğünü anlatır.

 

[caretta]

Sedat Simavi Kıbrıs konusunda Türkiye'yi uyaran uyandıran bir gazeteci idi.
Demokrat Parti'nin Dışişleri Bakanı'nın (sanırım Fuat Köprülü değildi)"Türkiye'nin
Kıbrıs diye bir sorunu yoktur.Orası İngiliz toprağıdır."demesine karşın ısrarlı
yayınları ile Türkiye'nin ilgisini Kıbrıs'a çekmişti.Sedat Simavi ismi
birkaç okula ve sokağa verildi..Ayrıca 70'li yaşlarını sürmekte olan bazı Kıbrıslı
Türkler de "Sedat "ismini taşıyorlar.1950'li yıllarda burada "Adnan Menderes" ve
"Celal Bayar"liseleri vardı.1960'dan sonra bu isimler değişti.Ama Sedat Simavi'nin
adını kaldırmaya kimse yeltenmedi.Günümüzde "Bülent Ecevit "lisesi var.Karpazda
"Recep Tayyip Erdoğan" Ortaokulu var.