Akbaba Dergisi 1960 Sayı 456 ( 8 Aralık 1960 )

[murtaza5]

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Vefalı-Hüseyin abimiz-ÜSTADIMIZ geçmiş olsun ziyaret için Çanakkaleye gitdigim için paylaşıma kısa bir ara verdim.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Saygılarımla.​

 

[Calligrapher]

@murtaza5 üstadımıza, @vefalı üstadımızı ziyaretinin hemen ardından "ayağının tozuyla" yapmış olduğu bu Akbaba paylaşımı için teşekkürlerimi sunuyorum.
Derginin içinde, ünlü şarkı sözü yazarı merhume Çiğdem Talu ve usta gazeteci Umur Talu'nun büyükbabası, Recaizade Mahmut Ekrem'in oğlu Ercüment Ekrem Talu'nun "Bu da geçer yahu" başlıklı enfes şiirini görünce, naçizane, bu yorumu yazmak istedim. Eskiler, canları sıkıldığında, üzüldüklerinde, dertlendiklerinde ünlü hattatlara yazdırdıkları "Bu da geçer yahu" levhalarına bakarak teselli bulmaya çalışırlarmış (eskiden psikolog ya da psikiyatr nerde!). İşte, Ercüment Ekrem de bu meşhur sözden hareketle bu şiiri kaleme almış. Ben çok beğendim, umarım siz de beğenirsiniz...

Bu da geçer yahu

Muharririn ömrü yazmakla geçer,
Mürainin ömrü taklakla geçer,
Leyleklerin ömrü lâklâkla geçer,
Hokkabazın ömrü şakşakla geçer..

Her kişi bir türlü vakit geçirir.
Kimisi yedirir, kimi içirir,
Cüreti kıt olan mum gibi erir,
Enayinin ömrü bakmakla geçer.

Züppeler danseder, uyup rumbaya,
Çocuklar ev oynar girip cumbaya’
Şairler kaside yazarlar aya,
Sarhoşların ömrü çakmakla geçer.

Aşıklar dolaşır kırda kol kola,
Sporcu kendini verir futbola,
Zenginler bağlıdır, paraya, pula,
Veznedarın ömrü saymakla geçer.

Açılıp koncalar birer gül olur,
Ateşler korlanır, korlar kül olur
Bir ufak böcekten, ipek tül olur,
Akreplerin ömrü sokmakla geçer.

Bir türlü geçmede, hasılı, her şey,
Aslolan dünyada: Cümbüşle hey hey
Sayılı günlerin zevkine bak, ey!,
ömür bir sudur ki akmakla geçer!

 

[eankara]

Çok teşekkürler Sn. @murtaza5 . Her Akbaba dergisi , adeta ayrı bir lezzet sunuyor okura . Bu arada , Sn. @Calligrapher de güzel bir noktayı vurgulamış. Şiiri okuduğum zaman , bir kez daha Cumhuriyet Dönemi edebiyatçılarının ne kadar önemli olduğunu düşündüm. Ne yazık ki , geçmiş edebiyat tarihimize , gereken önemi yeteri kadar vermiyoruz. Geçmiş yıllardaki bir çok edebiyatçımız unutulmuş durumdalar. Size de teşekkürlerimi sunuyorum değerli @Calligrapher

 

[HACILI]

Paylaşım için teşekkürler değerli murtaza5 üstadım:
Ellerine ve emeklerine sağlık.
Akbaba dergisinde bu kapağı kim çizmiş acaba imzayı bir türlü okuyamadım.
Yardımcı olan dostlara şimdiden teşekkürler.

 

[Calligrapher]

Akbaba dergisinde bu kapağı kim çizmiş acaba imzayı bir türlü okuyamadım.
Yardımcı olan dostlara şimdiden teşekkürler.

Değerli @HACILI üstadım,
Bu sayının kapak çizeri Necmi Rıza Ayça. Bu vesileyle kendisini anmış olalım.
1914 yılında Yugoslavya'nın Priştine şehrinde doğdu. Öğrenimini İstanbul'da tamamladı. İstanbul Erkek Lisesi'nden sonra DGS'ne girdi. Burada Hikmet Onat Atölyesi'nde çalıştı. 1945 yılında mezun oldu. 1927'de amatör olarak ilk karikatürü Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlandı. 1936'da Babıali'ye girdi. Akbaba, Karikatür, Şaka, Papağan, Pardon, Amcabey dergilerinde uzun yıllar çalıştı. 21 kişisel karikatür ve resim sergisi açtı. Bu sergilerden birisi, İngiliz Kralı'nın taç giyme töreni nedeniyle gerçekleşti(1937). Ödüller kazandı. 1952'den beri 11 karikatür yıllığı yayınlandı. "Bana Göre Ünlüler" adlı bir sergi açtı. Almanya'da çıkan "Mal" Kurzsgelacht, Pefefer, Paprika adlı dergilerde kadın karikatürleri yayınladı. Bir kız babasıdır. 2001 yılında İstanbul'da öldü.

 

[Levent 16]

1993 yılından bir kayıt:

 

[balkan]

Üstatlar, yazılması gereken herşeyi yazmişlar. Bizlere de teşekkür etmek kalıyor. Üstat @murtaza5 tekrar paylaşımlara başlamanıza çok sevindik. Nice 300,000 like dileriz.

 

[dedo11]

Sayın murtaza5 ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :


"-- Canım ciğerim Fecattin'ciğim! Sen bana acı. Beni tekrar Belediyenin öteki eşeklerin yanına gönderme."
Bu satırlar Adnan Veli'nin "Eşek Sözü" başlıklı anlatısından. İlginç...



"Tavsiye
Bakırköy Sinir ve Akıl Hastanesindeki hastalar bir temsil vermiş, akıllılar da bunu seyretmişler. Bir gazete , bu haberin başlığını "Deliler temsil verdi" diye koymuş.
On yıl neler çektiğmizi hep bilirsiniz. Onun için akıllılar delilere temsil verdirmeli, fakat temsil ettirmemeli."

Dedo11 Yorumu : 7. Sayfadaki Yaşar Özen'in "Suya Çizgi" köşesinden. Siyasete güzel bir taşlama...



"-- Herkesin düşmanına bedel bir dostu vardır, biri zehirler ise, öbürü panzehir verir, bende öyle değil!.. Düşmanım gider , sevdiğime beni zem eder, onu benden soğutmağa , uzaklaştırmaya çalışır; dostum gelir , sevdiğimi bana zem eder, beni ondan soğutmaya uğraşır"
Dedo11 Yorumu : 7. Sayfadaki Reşad Ekrem Koçu'nun "Seydi Ali Reis" i anlattığı yazıdan. "Dedikodu" ancak bu kadar güzel eleştirilebilir....


"--Yemeklerden ne var?
-- Velinimet!"
Yani kuru fasulyayla pilav..."
Dedo11 Yorumu : 7. Sayfadaki Hüseyin Korkmazgil'in "Velinimet..." başlıklı anlatısından. Parasız yatılı öğrencileri anlatıyor.
Bu satırları okurken Ankara'da Cumhuriyet Lisesi'ne giderken yatılı kaldığım yurt günleri aklıma geldi...




Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...

 

[oktayyapıcı13]

Niso Ramponi'den sevgilerle...

Paylaşımınız için teşekkürler.