Akbaba Dergisi 1960 Sayı 455 ( 1 Aralık 1960 )

[murtaza5]

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

kısa bir müddet paylaşım yapmayacagım.

Saygılarımla.​

 

[teks55]

Umarım sağlığın sıhhatin yerindedir üstadım.
Sen iyi ol da gerisi fasa fiso.
Saygılarımla.

 

[murats]

Şu kapak karikatürüne baksanıza ya...

İyi istirahatlar Murtaza Ustad.

 

[aziz balıkçı]

Teşekkürler @murtaza5 üstadım. İnşallah kötü bir şey yoktur. Daima sağlıklı mutlu ve huzurlu olmanızı dilerim.

 

[halit]

Çok teşekkürler.

 

[Calligrapher]

Değerli @murtaza5 üstadım,
Umarım sağlığınızla ilgili bir sorun yoktur ve tamamen istirahat amaçlı bir ara vermedir bu. Sizi özleyeceğiz. Kendinize iyi bakın.

 

[eankara]

Ben de dostların yukarıdaki mesajlarında belirttikleri gibi sağlık sorununuzun olmamasını diliyorum. Kısa zamanda diyarımıza dönmenizi umarak sağlıklı ve mutlu günler dilerim Sn. @murtaza5

 

[caretta]

1960 yılından 2000'li yıllara bu "tebdil-i kıyafet"durumu aynen
devam ediyor.

 

[balkan]

Üstat, dilerim herşey yolundadır.

 

[dedo11]

Sayın murtaza5 ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :

Kapaktaki karikatüre dikkat... 1961 Anayasası iddia ediyorum neredeyse dünyanın en ileri en demokratik anayasasıydı. Ancak bu uzun sürmeyecekti. 1970 Askeri Muhtırasını verenler işaret fişeğini yaktı. Gerisini de 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi tamamladı. Demirel dahil sağ siyasetçiler ve Askeri generaller ( Genel kurmay başkanları ) dahi "1961 Anayasası bu ülkeye bol geliyor" diye diye öyle bir hale getirdiler ki .... Geldik bu günlere....




"Türkçeciler , Osmanlıcacılar kavgası epeyce hızlanmıştı. Biz, bir kaç genç kalem , milli cephede savaşıyorduk. Bir hücum yazısında onlara şu damgayı vurmuştum : "Na huda-yı huda naşinascılar."
Bu acaip terkip (= tamlama ) benim değildi. Süleyman Nazif'in bir makalesinden almıştım. Onun uydurmasıydı. Manası mı?... Yolunu şaşırmış kaptan demekti , galiba.
İşte ben "Yolunu şaşırmış kaptan" yerine bu vıcık vıcık dili kullananlara bir isim aramış ve "na huda-yı huda naşinascılar" demiştim."

Bu satırlar Yusuf Ziya Ortaç'ın "Eski Günler" ana başlığı altında yayınlayacağı köşesindeki "sansür Şemsi Efendi" başlıklı anısından...




4.Sayfanın en altında Cafer Zorlu'nun "Francalanın gramajı yine azaltılıyor" başlığı altındaki karikatür var.
Dedo11 Yorumu : Güya "karikatür sayfalar dolusu düşünceyi birkaç çizgi ile anlatma sanatıdır" denir. Oysa ben tersini yapacağım. Bu çizgilere tek söz ( yorum ) söylemiyeceğim.



"-- Sonra mirim, bakmışlar zarfın içinden çıka çıka bir kadın donu çıkmamış mı?"
-- Allah Allah ! Kıyamet alametleri bunlar! Sonra ne olmuş?
-- Adamcağızlar haklı olarak bu işe çok şaşırmışlar. Onlar mühim bir devlet sırrı ile karşılaşacaklarını sanıyorlarmış. Şaka değil, devlet sırlarının saklı bulunduğu kasa bu!"

Bu satırlar Oktay Verel'in "Kızım Donun Nerede?" başlıklı anlatısından...



"-- Dediğim şu ki, benim gazetede okumama nazaran, Ednan Menderes'in de başına böyle bir iş gelmiş..
-- Biz de okudur onu..
-- Hah işte o mesele.. Ednan Menderes bir doktor bulmuş.. O doktor alavere dalavere çocuğu ortadan yok etmiş.. Onun adresini bilen varsa insaniyet namına bana versin.."

Bu satırlar Adnan Veli'nin "Bebek Davası" anlatısından..




Gayrimeşru
Son günlerde bir "gayrimeşru" sözüdür aldı gitti.
Koraltan'ın 1.119.940, Zorlu'nun 1.474.305 lira gayrimeşru servetleri tespit edilmiş. Polatkan'ın da helalinden bir 13 milyonu...
Gayrimeşru servet, gayrimeşru bebek, gayrimeşru yönetim...
Heriflerin kursaklarında milyonlar dolu. Heriflerin gözleri kararmış. Nasıl görsünlerdi burunlarının dibindeki 27 Mayıs'ı? Suçüstü basıldılar. Uçkurlarını toplamağa vakit bulamadılar ki...

Dedo11 Yorumu : Aslında ben yukarıdaki satırları alıntılamayacaktım. Sonradan döndüm alıntıladım. Neden mi ? Çünkü hemen bişiğindeki sayfadaki çalmak üzerine bir fıkra okuyunca döndüm yukarıdaki satırları alıntıladım. Demokrat Partinin yaptıkları say say bitmez. Yolsuzlukları da öyle... Hele çaldıkları , hele çaldıkları... İşte bunların özetinin özeti yukarıdaki satırlarda anlatılıyor. Ama bir de aşağıdaki çalma üzerine şu fıkrayı okuyunuz lütfen.

Bir çift iskarpin
Mahkemede yargıç, suçluya :
-- Bundan dört sene evvel de yine bir çift iskarpin çalmaktan dolayı mahkum olmuşsun. Bu hırsızlığı yine mi tekarar ettin? diye sordu.
Suçlu
-- Vallahi bay reis, dedi. Bir çift iskarpini dört seneden fazla giyemedim, ne yapayım?
Dedo11 Yorumu : Avukat olarak diyorum ki benim söyleyeceklerim bu kadar. Buyrun , Sanık sizin .......




Ünlü oyuncu Fikret Hakan'dan bir fıkra :
Dublaj!
Bu yıl İstanbul'da birçok tiyatronun kurulması üzerine film sanatkarı arkadaşlar da toplanıp bir tiyatro kurmaya karar vermişler. Ve ilk hazırlıklara başlamışlar. Bilirsiniz film sanatkarlarının birçoğu düzgün konuşamaz ve sesleri de pek güzel değildir. Fakat dublaj olduğu için bunun mahzuru yoktur. Filmcilerin tiyatro teşebbüsünü duyan Adalet Cimcoz ( Birçok sanatçıyı seslendirmiştir ) bu işleri iyi bildiği için gülmüş :
-- Tiyatro yapmaları güzel, demiş, güzel ama... Dublajlarını kim yapacak!"






Sevgili dost dilerim sağlık ve benzeri sorunların yoktur.... Bu ara vermeyi iş yoğunluğu , yorgunluk , bıkkınlık , kaynak yokluğu gibi nedenlerle ara veriyorsundur...


Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...

 

[balkan]

Neden okunmasu gerektiğini Üstat @dedo11 tane tane izah etmiş, Muhteşem eseri de Üstat @murtaza5 paylaşmış. Her ikisine yürekten teşekkürler

 

[Levent 16]

Murtaza arkadaşımıza tekrar teşekkürler.
O yıllara ait yazıları ve karikatürleri okuyup incelemek o yılların efkâr-ı umumiyesini anlamak için faydalı oluyor.