Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Akbaba geldi.
Vatandaşın iliğini kemiğini sıyıran kasaplık mandaları, dümenden oy için sinyal çeken beyni küflenmiş salyangozları tophane hamuru gibi fırlatır, kızgın yağda pişirir sonra cümlesini karaya vurmuş balina misali ayıklar.
Paylaşım için canı gönülden teşekkürler üstadım.
4. sayfada : Karikatür bildiriyor : "Göz bankası kuruldu..."
İnanın Ankara'da böyle bir yer var. "Göz Bankası" ama bu bir banka değil. Göz hastanesi. Ben de orada birkaç kez muayene oldum. Süper göz doktorları vardı...
Aziz Nesin'in "Yüce Katına" yazısından :
"Reşat bey , birbirinden yakarak , üç cıgarayı ardarda içti. Düşmana taaruza geçmeden önce silahına , teçhizatına bakan bir asker gibi , burnunun üstünde durup durmadğını anlamak için iki eliyle gözlüğünü yokladı , iyice yerine yerleştirdi." Bir dilekçe yazacak insanı böyle tanımlayarak başlıyor yazıya....
12. sayfada : Bir fıkra :
"Talihsiz yıldız !
Hollywood'un tanınmış yıldızlarından Zaza Gabor , bir gazeteciye dert yanıyordu :
--- Aşk hususunda hiç talihim yok... Ne zaman bir erkekle karşılaşsam ya o evlidir , yahut da ben!.."
14. sayfada : Giovanni Guareschi'nin ( Değerli sanat adamı Adnan Benk çevirmiş. ) : "Kızartma Yasak!" adlı öyküsü ilginç...