Akbaba Dergisi 1957 Sayı 301 ( 19 Aralık 1957 )

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,893
5,287

Sayın murtaza5 ;


Yusuf Ziya Ortaç ;
"Yarım papuçtan gelir vergisi alıp Cadillac lastiğinden vergi almamak... Hayır , Kamutayın milli vicdanı bunu kabul etmeyecektir."
Diye yazıyor yazısında GELİR VERGİSİ'nin kanunu ve uygulamasını eleştirerek.
Dedo11 Yorumu : Yahu hiç mi
adalet diye bir duygu , vicdan diye bir duygu yerleşmez doğu toplumlarında ve de bizde...


"İhtiyar kadını koltuklarının altından ; yaşlıca , uzunca , şişmanca bir adam , sımsıkı kavramıştı. Ayaklarından da ceketsiz bir delikanlı tutuyordu.
Helvacı Kazım'ın dükkanına büyük bir kalabalık halinde girdiler."
Adnan Veli bu edebiyat değeri yerinde satırlarla güldürü öyküsüne başlıyor...



"Ayın biri oldu. İlk maaşımı aldım.

Muhasebeci ,
-- Otuz liranız var mı? demişti.
Az kaldı gülecektim. Benden otuz lirayı alacak , üç tane yüz liralık verecekti. Başım deftere eğilmiş , bordroyu imzalarken ,
-- Yok efendim , dedim.
İki tane yüz liralık , bir tane elli liralık , iki de onluk verdi.
Saat tam beşte daireden çıktım. Ben lisedeyken , bir dişçi , yanında kalfalık yapan bir arkadaşım vardı. Birgün bana ,
-- Paranın hepsini bir cebine koyma , ceplerine dağıt , çalınır , kaybolur , sonra parasız kalırsın , demişti.
Bütün iki yüzluk çeketimin sağ iç cebinde , ellilik sol cebimde , iki tane onluk ta pantalon cebimde. Ayrıca bozuk paralarım da var. Arada bir paralarımı

yokluyorum......."

"
Çimdik" rumuzlu (nikli mi desem) yazar güldürü ( dram desem daha uygun gelirdi aslında ) başlıyor öyküsüne...





Sarhoşluk!

Bir ayagı asfalt yolda , bir ayağı yaya kaldırımında olduğu halde yürüyen sarhoşun karşısına bir polis dikilir :

-- Bu ne sarhoşluk!..
Sarhoş , geniş bir nefes alır :

-- Hey Allah senden razı olsun , ben de ayağımın topalladığını zannediyordum...



Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...







 

balkan

Onursal Üye
27 Şub 2016
3,662
37,543
Üstat @dedo11

Çok güzel bir konuya değindiniz.

Hepimiz mizah mı, yoksa dram mı diye düşünmeliyiz.

Bundan otuz kırk yıl önce satın almak için Cuma gününü iple çektiğim günlerde mizah (gülmece) dergisi olarak okuduğum dergileri, bugün tekrar okurken içimde bir üzüntü oluşuyor. Artık mizah değil, dram olarak görüyorum. Bırakın gülmeyi, bazen içimden ağlamak geliyor.

İster ABD’nde geçen eğitim ve çalışma dönemi sonucunda beyin yıkaması olarak görün, isterseniz temel sorunlarını çözmüş toplumların dert ve mizah anlayışını görmek deyin- Akbaba başta olmak üzere diğer mizah dergilerini dram eserleri olarak görmekteyim ve aradan 70 yıl geçmiş, hiç mi akıllanmadık, hiç mi bir adımda olsa ileri gitmedik diye hayıflanırım.

Bu arada, bu muhteşem eserlerle geçmişi bize hatırlatan Büyük Üstat @murtaza5’e de tekrar tekrar teşekkür ederim.
 
Üst