Akbaba Dergisi 1953 Sayi 094

Calligrapher

Onursal Üye
5 Nis 2021
1,343
8,191
Karikatür sanatımızın unutulmaz ismi Turhan Selçuk'un kapaktaki karikatürü harika! Dünyadaki anlaşmazlıklara işaret etmek için ünlü Salome efsanesini kullanması, bir tepside Vaftizci Yahya'nın başının sunulduğu sahneye göndermede bulunarak yeni gelen yılı kesik başa benzetmesi, sözcük oyunu yaparak yılbaşı sözcuğunü "yıl-başı" olarak yazması vb. dört dörtlük.
Bilindiği üzere, Batı kültür ve sanatında Salome önemli bir figür (Değerli @İnanna Salome 'nin kulakları çınlasın! :) ). Efsaneye göre, İsa'yı da vaftiz ettiği için kutsal bir kişi sayılan Vaftizci Yahya, Yahudiye krallarından Herod'un Herodias ile evliliğini aralarındaki kan bağından dolayı lanetlemiş, evliliğin kutsal yasalara göre geçersiz olduğunu söylemiştir. Bu yüzden Herod tarafından hapse attırılmıştır. Bir gün Kral Herod, kendi doğum günü kutlamasında üvey kızı Salome'nin dans etmesini ister. Kral, Salome'nin dansından o kadar etkilenir ki, ne dilerse yerine getirmeye söz verir. Ne isteyeceğine karar veremeyen Salome, annesi Herodias'a danışır. Yahya'ya, evliliklerine ilişkin söylediklerinden dolayı kin tutan Herodias, kızı Salome'nin kraldan Vaftizci Yahya'nın kafasını bir tepside getirilmesini istemesi gerektiğini söyler. Kutsal bir kişi olduğu için Yahya'yı öldürtmekten çekinen kral, buna rağmen verdiği sözün esiri olur ve Vaftizci Yahya'nın kafasının kesilmesini emreder. Yahya öldürülür ve kafası gümüş tepside Salome'ye getirilir.
Resim sanatında Titian'dan Caravaggio'ya, edebiyatta ise Gustave Flaubert'den Oscar Wilde'a değin pek çok ressam, yazar ve şair eserlerinde Salome'yi betimlemişlerdir. Salome efsanesi pek çok defa beyaz perdeye de aktarılmıştır. Fakat her eserde sanatçının dünya görüşüne göre Salome arketipi farklı şekilde yansıtılmıştır; kimisinde masum, kimisinde "femme fatale", kimisinde ise bir nefret objesi olarak...


Değerli @ritvan üstada tüm paylaşımları için bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.
 

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,893
5,287

Sayın ritvan ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :


"İhtiraslar, yaş ilerledikçe, ur gibi büyür. Gençliğinde boğazını mı severdin? İhtiyarlığında obursun?.. Gençliğinde içki mi içerdin? İhtiyarlığında ayyaşsın!.. Gençliğinde paraya mı düşkündün?İhtiyarlığında pintisin!.."
Bu satırlar Yusuf Ziya Ortaç'ın "OBUR!" adlı başmakalesinden.

Dedo11 Yorumu : Yazıda Hüseyin Cahit Yalçın eleştiriliyor. Bana Hüseyin Cahit Yalçın'ı anlat deseler terlerim doğrusu... Ya adamın girmediği kılık, savunmadığı fikir yok. Bir bakıyorsunuz İstiklal Savaşını savunuyor bir bakıyorsunuz Padişahı , hilafeti destekliyor, bir bakıyorsunuz Tan Gazetesinin baskınına neden oluyor, bir bakıyorsunuz CHP'nin gazetesi olan Ulus'ta yazıyor , bir bakıyorsunuz adı Mustafa Kemal Atatürk'e yapılacak suikasta adı karışıyor... Yani onu izlerken başım döndü... Ama asıl yorumlamam gereken bunlar değil..
1 - Ben yaşlıyım diye böyle yazdığım sanılmasın... Ben yukarıda alıntıladığım satırlara katılmıyorum. Bence insan yaşlanınca bir durulma gelmeli üstüne ( huysuz ihtiyarların olduğunu elbette ki biliyorum ) . Çok sevdiğim bir söz var ; "Yaşlandıkça yolculuğunuzun sonuna gelmekte olduğunuzdan bavulunuza fazla yük koymanıza gerek yoktur." Kısaca bir
insan yaşlandıkça edindiği yaşam deneyiminden, edindiği bilgi birikiminden , sevdiklerine dair güzel duygulardan, oluşan yüklerden fazlasını taşımamalı...
2 - İzmir Suikast Girişiminin toplantısı Mehmet Cavit Bey'in evinde yapılır. İstiklal Mahkemesi'nin kararı sonucu Mehmet Cavit Bey'le birlikte Dr. Nazım, Hilmi ve Nail Bey idam edilir. Hüseyin Cahit Yalçın berat eder ve idam eilen Mehmet Cavit beyin eşine ve oğlu Şiar'a sahip çıkar. Hatta Şiar'ı evlat edinir.
Ben Şiar Yalçın ile Petrol Ofisi Genel Müdürlüğünde çalışırken (Ankara - Bestekar Sokakta) sık sık bir köpek gezdiren birine sokakta rastlıyordum. Bir gün tanıştık. Şiar Yalçın olduğunu öğrendim. Kendisi Cumhuriyetçi, ilerici, solcu biriydi. Aydın biriydi. Türkçe üzerine yazılarını severek okurdum... Çevirilerinin neredeyse tüm kitaplarını onu tanımadan almış ve okumuştum.
Ölümünü haber aldığımda çok üzülmüştüm. Kocatepe Camisinden kalkan cenaze törenine katılıp Cebeci Asri Mezarlığı'na gitmiş ve ellerimizle toprağa vermiştik...





"Deliye gelince... Hani timarhanenin önünden geçen bir akıllı parmaklıktan bakan hastaya alaylı alaylı sormuş :

-- İçeride kaç kişisiniz?..
Deli, akıllı bir gülüşle cevap vermiş:
-- Ya siz dışarıda kaç kişisiniz?!
Efendim, deli deyip geçmiyelim, vallahi pek çoğu bizden akıllıdır.
Siz, delinin atom bombası icat etiğini gördünüz mü hiç?..

Fakat ben, bilhassa yeni resimlerimizi seyreder ve yeni şiirlerimizi okurken, akıllılarımızdan şüpheye düşüyorum."

Bu satırlar Çimdik imzalı "Deli Saçmaları" başlıklı yazıdan...

Dedo11 Yorumu : Ben yukarıdaki Deli'nin söylediklerini birçok açıdan doğruya yakın buldum. Ne dersiniz ben de Deli miyim?..
Sahiden "Atom bombasını icat" etmek akıl işi mi? .........



"MANTIK :

Bayan, hizmetçisine sordu :
-- Emine, sen bu balıkları yıkamadın mı?.
-- Yıkamadım...
-- Neden?..

-- İlahi hanımcığım, bütün ömrü deniz içinde yıkanmakla geçen balık ta yıkanır mı artık!.."



BU SAYIDA OLTAMA TAKILAN KELİMELER ( SÖZCÜKLER ) :

Onlar "malumat" diyor , biz "bilgi" diyoruz...

Onlar "müflis" diyor , biz "batkın (iflas eden)" diyoruz...

Onlar "itaat" diyor , biz "boyun eğme, buyruğa uyma, söz dinleme." diyoruz...

Onlar "timarhane" diyor , biz "akıl hastanesi" (şimdilik) diyoruz... [ *Not : ben "akıl hastanesi" deyişini de hoş karşılamıyorum. Bu nedenle şimdilik diyorum. ]

Onlar "şifa" diyor , biz "iyileşme" diyoruz...

Onlar "manzume" diyor , biz "sanat değeri taşımayan koşuk" diyoruz...

Onlar "serlevha" diyor , biz "başlık" diyoruz...

Onlar "muvaffakiyet" diyor , biz "başarı" diyoruz...

Onlar "itiyat" diyor , biz "alışkanlık, huy" diyoruz...

Onlar "müsrif" diyor , biz "savurgan , tutumsuz" diyoruz...




Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...



***Not : Sevgili dost @Calligrapher kapaktan hareketle verdiğin bilgiler benim düşünce hazineme zenginlik kattı... Teşekkürlerimle , esenlik dileklerimle..



 
Üst