Akbaba Dergisi 1953 Sayi 087

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,893
5,287

Sayın ritvan ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :

2 JPG sayfasında : Bir reklam :
"100 gram ekmekte 270 kalori vardır. Halbuki 10 adet yani 100 gr. ARI BİSKÜİSİNDE 470 kalori olduğunu unutmayınız."

Dedo11 Yorumu : Bu satırlar ARI Bisküileri reklamından.
Benim sizlere sorum : Bu bir Arı Bisküileri reklamı mı, yoksa kendini kötülemesi mi? ......



Dedo11 Yorumu : Yusuf Ziya Ortaç'ın "Serpilme!" adlı başmakalede DP iktidarına övgüler diziliyor. Ne de olsa 1953 , 954 ve sonrası öyle gelişmeler yaşatacaktır ki DP iktidarı. Savunanların savunacak ne gücü ne de yüzü kalıyor. Başlıyorlar önce "Utangaç eleştiriye" sonra "Eleştiriye" hele 27 mayıs sonrası ise "Azıtmış
eleştiriye" daha sonra ise "Acımasız eleştiriye" dönüşüyor...




YIKINTI!

-- Sen, silahların Alman şehirlerinde yaptığı yıkıntı kadar müthiş şey gördün mü?
-- Gördüm : İstanbulda cehaletin yaptığı yıkıntı!..
Dedo11 Yorumu : Ya cehaletin Türkiye'de yaptığı yıkıntı... Deprem az kalır...



CEVAP

Papaz, yolda oynıyan üç çocuğa sordu :
-- Söyleyin bakayım, annenizi mi daha çok seversiniz, babanızı mı?... En iyi cevap verene yirmi beş kuruş vereceğim.
-- Babamı severim
-- İyi, ya sen?
-- Annemi severim.
-- Bu da iyi. Kıvırcık saçlı, sen kimi seviyorsun?
-- Ben en fazla Hazreti İsa babamızı severim.
-- Aferin. Yirmi beş kuruşu sen kazandın. Al bakayım. Senin ismin nedir?

-- Salamon Levi!.


Dedo11 Yorumu : Şimdi diyeceksiniz ki Dedo ne yapıyor , neden bu din kökenli fıkrayı alıntıladın? Sizce .... ?.....




"Paşam, demiş, müsaade ederseniz bir resminizi yapayım?

Amcam evvela gülmüş, sonra Sehhar'a, yanında duran çocuklarını göstererek :
-- Aman azizim, demiş, sana nasıl emniyet edip resmimi yaptırırım?.
-- Neden efendim?
-- Benzetemezsin!
-- Benzetirim efendim...
Amcam bu sefer muzipliğini ele alarak :

-- Haydi oradan, demiş, eğer benzetebilseydin, şu çocuklarını kendine benzetirdin!.."

Bu satırlar 14. JPG sayfasındaki "Şeytan" imzalı "Ressam" başlıklı anlatıdan... Yukarıda acaba ne tartışılıyor. Okuyan öğrenir....





VAKTİ GELİNCE

Tevhit Bilge turneye çıkıyordu. İstasyon şefinin odası önünde küçük bir çocuk gördü.
-- Oğlum, dedi, şef nerede?
-- Babam mı? Kahvede...
-- Yavrum, söyle bakayım bana, tren ne zaman kalkar?
Çocuk böbürlendi :

-- Babam düdüğü öttürdüğü zaman...

Dedo11 Yorumu : Doğruya işinize geldiği yönden bakarsanız gerçeği de keyfi olarak algılarsınız. Oysa NESNEL GERÇEK orda öylece durur, hem de sonsuza dek. GERÇEKLERİN öyle sürekliliği ve inadı vardır.


BU SAYIDA OLTAMA TAKILAN KELİMELER ( SÖZCÜKLER ) :

Onlar "istihsal" diyor , biz "üretim, üretme" diyoruz...
Onlar "istihlak" diyor , biz "tüketim" diyoruz...
Onlar "muvazene" diyor , biz "denge, dengeleme" diyoruz...
Onlar "mabut" diyor , biz "kendisine tapınılan varlık, ilah" diyoruz...
Onlar "rey" diyor , biz "oy" diyoruz...
Onlar "musikişinas" diyor , biz "müzikle uğraşan" diyoruz...
Onlar "Harb-i Umumi" diyor , biz "Dünya Savaşı ( Özellikle 1. Dünya Savaşı için kullanılıyor." diyoruz...




Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...





 
Üst