Akbaba Dergisi 1953 Sayı 066

Levent 16

Aktif Üye
22 Kas 2011
338
1,781
Ortaç'ın yazısında bahsettiği Yalman olayı:

FFT030001.jpg

(Görsel: saltresearch.org)
 

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,893
5,287


Sayın ritvan ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :


"Devlet gelirine el atan tahsildara :

-- Bu işi neye yaptın? diye sorunuz. Masum gözlerle yüzünüze bakarak size asıl suçlunun adını fısıldıyacaktır :
--
Şeytan!
.............
Şeytanın girmediği yer, karıştırmadığı iş, oynamadığı oyun yoktur.
.............
Malatyada
Ahmet Emin Yalman'ı vuran, sonra kanı bahasına da olsa inkılap kahramanı yapan kimdir, bana söyler misiniz?
--
Necip Fazıl mı?..
Çok safsınız vallahi!.. Ayol, kumarbazı mürşid-i azam yapmak şeytandan başka kimin aklına gelir?"

Bu satırlar "Akbaba" imzalı "Şeytan" adlı başmakaleden...

Dedo11 Yorumu : Dini , Allahı, dini temaları , dini cümleleri kendi çıkarı için , kendi ayıplarını örtmek için, kullananların çoğaldığı yerde ne mi olur? Orada hırsız, vatan haini, halk haini çoğalıyor demektir. Bunların Dini, Allahı, ve dini diğer söylemleri kendine basit bir araç haline getirmeleri demektir.
Diğer biri konu : Kumarbaz, içkici , DP iktidarından yaptığı destek ve diğer işler için para talep eden verilen parayı az bulup sızlanan biri Necip Fazıl Kısakürek. Aman , aman , aman onun bu özelliklerini saymak bu dönemde çok tehlikeli çünkü bu Atatürk Düşmanı, Bu Cumhuriyet Düşmanı, Bu Demokrasi Düşmanı Necip Fazıl'ı müridi olan o kadar üst düzey yöneticiler var ki , aman ha aman .... çok tehlikeli ........



"-- Peki efendim... İstanbulun bir de pahalılık bakımandan, fiyat bakımından fethi var.

Valimiz iki eliyle birden önündeki boşluğu iterek bağırdı:
-- Aman!.. dedi, hele o işin altından on Fatih kalkamaz. İkinci Mehmet gelsin de bir emirle fiyatları düşürsün bakalım. Domatesler kahkahayı basar, enginarlar dilini çıkarır, fasulyeler sıçrar, hıyarlar zıplar.Hiç biriren bir söz anlatılamaz."

Bu satırlar "Şeytan Çekici" imzalı "İstanbulun yeniden fethi" başlıklı yazıdan...



"ZAVALLI

Yazlık evlerine yeni bir hizmetçi almışlardı. Evin hanımı :
-- Bundan evvel çalıştığın yerden niçin çıktın kızım? diye sordu.

-- Hanıma her gün sabahtan akşama kadar peki hanımefendi, beye de her gece akşamdan sabaha kadar hayır beyefendi demekten bıktım da ondan..."


"YAŞTAN OLSA!

Sayın bay seksen yaşlardında var. Allah daha ziyade etsin. Sıhhati de yerinde. Yalnız son günlerde sol bacağına bir ağrı yapıştı. Bir türlü geçmiyor. Bay meraklı, hemen bir doktor çağırttı. Muayene oldu. Sonra doktora sordu:
-- Bu ağrı neden ileri geliyor acaba doktor?
Doktor yutkundu, bir an düşündü. Sonra işin doğrusunu söyledi :
-- Yaştan efendim!
İhtiyar başını salladı:

-- Olamaz... Benim sol bacağım, sağ bacağımla anyi yaştadır. Halbuki sağ bacağımın ne ağrıdığı var, ne de sızladığı... Hastalık yalnız solda!"
Dedo11 Yorumu : Şimdi desem ki hem doktor doğru söylüyor hem de yaşlı hasta doğru söylüyor. Diyeceksiniz ki Dedo11 sen de Nasrattin Hoca'ya döndün. Hayır ben onun gibi demiyorum. Yaşlı hasta Aristo Mantığı denilen KLASİK MANTIĞA göre ( ki bu mantık artık geçerli değil çağımızda. ) doğru söylüyor. Doktor ise bilimsel bulgulara göre söylüyor vargısını...




BU SAYIDA OLTAMA TAKILAN SÖZCÜKLER :

Onlar "tetkikat" diyor , biz "araştırma, inceleme" diyoruz...
Onlar "seyahat" diyor , biz "yolculuk, gezi" diyoruz...
Onlar "mutahassıs" diyor , biz "uzman" diyoruz...
Onlar "mütahassis" diyor , biz "duygulu" diyoruz...
Onlar "esvap" diyor , biz "giyecek, giyisi" diyoruz...
Onlar "esirgeyen" diyor , biz "koruyup kollayan , koruyan, kollayan" diyoruz...
Onlar "teşmil" diyor , biz "içine kapsamına alma, yayma, genişleme" diyoruz...


Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...





 
Üst