Akbaba Dergisi 1952 Sayı 003

[ritvan]

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

by

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

, on Flickr

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

 

[Calligrapher]

Öncelikle değerli @ritvan üstada bu paylaşımı özelinde, tarihsel önemi olan tüm paylaşımları için teşekkür ederim.
Değerli @murtaza5 üstadımızın 1960 sonrası Akbaba paylaşımları ile değerli @ritvan üstadımızın 1950'li yıllara ait Akbaba paylaşımlarını karşılaştırdığımızda, ilk bakışta bile derginin yayın politikasındaki keskin farklılık dikkat çekiyor. Kafamdan "ne güzel yüksek lisans ya da doktora tezi konusu olur" diye geçirirken, YÖK'ün Ulusal Tez Merkezine girip bu konuda tez yapılmış mı diye bakayım dedim. Bir de ne göreyim, şimdiye kadar bu konuda çok sayıda tez yazılmış. Belki konuya ilgi duyan dostlarımız olur diye, spesifik olarak iki tanesini aşağıda paylaşıyorum. (Üzerlerine tıklayarak tezleri indirebilirsiniz.)

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

 

[aydınus]

Ritvan ve Calligrapher arkadaşımıza paylaşımlarından dolayı çok teşekkürler.

 

[eankara]

Emekleri sonucu okuduğum kitap ve dergilere bir yenisini eklediği için Sn. @ritvan'a her zamanki gibi teşekkürlerimi sunuyorum. Ama , bugün bir teşekkürüm de değerli dostum @Calligrapher'e .

@Calligrapher'in paylaştığı iki akademik tez çalışmasının ikisi de birbirinden önemli . Aslında her dönemin mizah dergileri , okurları için belli düşünce pencerelerinden bir '' panorama '' ortaya koyuyor. Tabii , bu durumun bir bakıma mizahın '' muhalif '' doğasından kaynaklandığını söylemek mümkün. Her iki değerli yazar, yazdıkları tezlerle farklı tarihler arası dönemin politik hayatını , mizah dergileri üzerinden canlandırmışlar. Zaman zaman , diyarımızdaki dostların yorumlarını , dergi sayıları bazında kendi düşünce dünyaları pencerelerinden okuyoruz. Aynı konuyu , akademik çalışmalar halinde karşımda görünce , yine çok sevindim.

Doktora tezi çalışmasında Sn. Ela Doğanay şöyle demiş ;
'' Mizah, tarihsel süreç boyunca bireylerin ve grupların kendilerini ifade yöntemlerinden biri olmuştur. '' Çok doğru , belki de bu yüzden '' hiciv edebiyatı ''na da ilgisiz kalmamışımdır.

Diyarımızda dostlarımızın her paylaştığı mizah dergisi , bu nedenden dolayı adeta bir fotoğraflar dizisi benim için !!

Ben de , değerli dostum @Calligrapher'in paylaştığı tez çalışmalarına , bir tez daha ilave ederek katkıda bulunayım ;

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

 

[HACILI]

Bugünkü paylaşımlarda emekleri geçen tüm dostlara sonsuz teşekkürler.
Kuşkusuz Akbaba dergilerinin amiral paylaşımcısı
Sevgili @murtaza5 üstadımıza da kocaman bir selam ve teşekkür göndererek.
İyi ki varsınız değerli dostlar.
Selam, sevgi ve saygılarımla.

 

[Levent 16]

Bu sayıda Barbara Shermund'un karikatürlerine ilk defa rastladım. Çeşitli Amerikan dergilerinde çizen Shermund hakkında:

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

 

[dedo11]

Sayın ritvan ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :


".... Kur'an sesine....
Anladınız , değil mi? Ankara radyosunun sabah yayınından bahsediyorum...
Demokrasinin bir tarifi de belki halk aavcılığıdır. Fakat siz söyleyiniz bana Ticani (= yobaz , gerici) sedengeçtilerin hakimlere "dinsizler!" diye bağırdığı bir memlekette cehaleti memnun etmeği imkan var mıdır?
.........
Avcılar dikkat!... Bir gün, kendinizi avlarınızın ağzında bulmayasınız!"

Dedo11 Yorumu : Yusuf Ziya Ortaç'ın "Halk Avcılığı" başlıklı makalesinden.
Ne kadar doğru , ne kadar yerinde uyarı... Günümüz için de geçerli bence ...




"-- Hakk-ı aliniz var üsdat. Fakat ilahmını yüksek dehanızdan alan hürriyet ve demokrasi şimdi edebiyatımızda da kendini gösteriyor. Şiirler veznin, kafiyenin, mananın istibdadından kurtuluyor ve tam bir hürriyete kavuşuyor. Vezin bir zindan, kafiye bir zincir, mana da bir gardiyandır. Şiir bunlardan kaçıyor."

Bu satırlar "Öbür Dünya Röportajları!... / Namık Kemal ile Mülakat" başlıklı yazıdan...
Dedo11 Yorumu : Doğrusu ben eski kafa diye damgalayacaksınız ama ben de yukarıdaki satırlardaki gizli eleştiriye katılıyorum. Hiçbir ritim, ahenk, uyak ( kafiye ) , anlam ( hele hele toplumsal konulara değinmeyen ) içermeyen ancak cümleleri parçala parçala alt alta iki üç , dört söcük olarak diz al sana şiir. Olmuyor... Bana göre şiir bu değil. Bol bol çiçek , böcek , laf cambazlığı ( şiirde bir ölçüde bunun yeri olabilir ama salt bununla şiir olmaz ) bunlar şiir değil ve olamaz...



6. Sayfada : "Can Ali'nin hatıraları!.. / Boğazlı Şair" başlıklı anlatısında güldürü tadında Yahya Kemal'in iştahından bahsediyor...

7. Sayfada : Oktay Verel'in "Haydarpaşa Kadıköy!.." başlıklı yazısında Türkiye'de yasak olan tüm eylemler neden yapılabiliyor , sorusu soruluyor? Okurken Karadenizli kaptanın sorularını ve cevapları okuyunca günümüz Türkiyesi aklıma geldi de güldüm...

Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...