Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
26 Ocak Ve Günler Yürümeye Başladı, Müzikli Resimli Edebiyat Takvimi
"Hollanda"dan alınan bu "Fokker F28"lerden "THY"nda yarım düzine kadar vardı bir zamanlar. 1970'lerde Üç tanesi arka arkaya düşünce kalanları apar topar satmışlardı. Birini İran'a satmışlardı, o da orada düşmüş! Yurt dışında da sicili pek iyi değilmiş bunların. İki düzine kadar da başka hava yollarında ölümlü kazası olduğu için bu lanetli uçaklara "uçan tabut" deniyordu. Ufak uyduruk bir uçaktı. Ben bunlardan biriyle (galiba 1979-80 gibiydi) İzmir'den İstanbul'a gitmiştim, tam bir komediydi. Zaten durum aynı Amerikan komedi filmlerindeki gibiydi. Hani filmin kahramanlarından birine uçak kiralama görevi verilir ama, arkadaşlarıyla birlikte havaalanına geldiklerinde ücra bir "Güney Amerika" ülkesine ait adı sanı duyulmamış bir firmanın hurda pırpırlı uçağıyla karşılaşırlar ve hayal kırıklığına uğrarlar (uçakta canlı tavuk filan olur ya hani!), adam acemilik veya pintiliğinden böyle bir uçak kiralamıştır. Bizim durum da aşağı yukarı öyleydi (bizimkinde tavuk yoktu). Bir kere uçağın kendi kapısı açıldığında merdiven haline geliyordu ve kalkıştan önce hostesler kapıyı bir türlü kapatamadılar, pilotu çağırdılar, onun saçı sakalı karışmış, kravatı filan kaymıştı, alkollü olduğuna yemin edebilirdim, ama bende de alkol olduğu için korkmadım! Teknisyen filan geldi yarım saatte kapıyı kapatabildiler. İçeride sürekli yakıt kokusu oluyordu. Hosteslerin ayrı bir bölümü yoktu, pilot kabininin arkasında perdeyle ayrılmış dar bölümde ayakta durup sürekli birşeyler yiyip içiyorlardı. Yolculara ikram yoktu o zaman (galiba kısa hat olduğu için). Önde şişman bir adam "şekerim düştü, ne olur bana da içtiğinizden verin!" diye çok yalvardı ama ona inanmadılar galiba. Zırnık koklatmadılar. İniş kalkışları tahmin edersiniz, hep alkış alır (neyini alkışlıyorlarsa?).
2010 yılında bugün, Andaman adalarının birinde tahminen 85 yaşlarında "Bo" halkının ve dilinin son temsilcisi olan "Boa Senior" vefat etmiş. İngilizlerle ve Hintlilerle gelen salgın hastalıkları, Japon işgalini, Tsunami'yi yaşamış ve hayatta kalabilmişti. Ondan önce son akrabası 30 küsur yıl önce ölmüş, ömrünün son bir kaç yılında dil bilimcilerin ve antropologların ilgi odağı olmuştu. Onunla birlikte, geçmişi 70 000 sene geriye giden bir tarih, yeryüzünden yok olmuş. Andaman yerli halkları, Homo Sapiens'in (modern insanın) Afrika'dan göç eden kafilelerinin ilkinin bugüne gelmiş en son temsilcileriydi...