12 Eylül 1980 Askeri Darbesi

[Baltimora]

Türkiye siyasi tarihinde önemli bir yer tutan bu üzücü olay gerçekleştiğinde, henüz 7,5 yaşlarında bir çocuk olduğumdan, dönemle ilgili aklıma pek yaşadığım bir şeyler gelmiyor. Dolayısıyla benim hatırladıklarım; askerlerin yönetimi ele alarak siyasilerin yasaklanması, Org. Kenan Evren'in mitingler düzenleyerek sık sık televizyona çıkması (meğersem 1982 Anayasasının onaylanması için oy istiyormuş), sokağa çıkma yasağı, sokaklarda askeri araçların gezmesi, çoğu dükkanda Kenan Evren resminin asılı olması, Bülent Ulusu'nun başbakan olması sayılabilir..

Tabi ki benim anlattıklarım, o dönemlerde yaşamış ufak bir çocuğun gördükleridir. Keşke her şey benim o yıllarda gördüklerim kadar basit olsaymış. Zira; 12 Eylül askeri darbecileri, Türkiye'nin okuyup yazan ve düşünen aydın kesimleri üzerinde büyük baskı kurmuş. Pek çok masum kişi fişlenmiş, tutuklanmış, sürülmüş, işkenceye tabi tutulmuş, idam edilmiş, siyaseten tehlikeli görüldükleri için işlerinden çıkarılmış. Bunların yanı sıra ülke ekonomisi de dibe vurarak, vatandaş enflasyon canavarına yem olmuştur..

 

[Baltimora]

Herhalde darbecilerden bir zarar görmeyeyim korkusuyla olsa gerek, Kenan Evren'in o dönemlerde kahvehane, lokanta, manav, bakkal, pastane, kasap vs mekanlarda üniformalı bir pozu çerçeveli olarak asılı dururdu. Bu resim ayrıca 22 Eylül 1980'de, Amerikan haber dergisi Newsweek'te de yayınlanmış..

Geçenlerde eski bir lokantada, sararmış da olsa, bu resmi çerçeveli olarak gördüğümde aklıma hemen o dönemler geldi.. Ve demek ki herkes darbeden rahatsız değil, yoksa adam niye aradan 35 yıl geçmesine rağmen darbeci bir generalin resmini dükkanının duvarında asılı tutsun?!....

 

[yeryüzü]

Şimdi düşündüm de, Türkiye'ye gerçekten çok zarar verdi darbeciler. Belki o çatışma ortamı devam etseydi bile arkasından barış, toplumsal uzlaşma sağlanabilirdi. Ama darbe sonrası
antidemokratik ortam nedeniyle toplumsal barış daha fazla bozuldu ve etnik,
dini kamplaşmadan dolayı onbinlerce insan hayatını kaybetti,
milyonlarca insan yerinden yurdundan edildi.
Hatırlıyorum Kürtler için "kart kurt" ses çıkaranlar diyordu, bir yandan laiklikten dem vururken diğer yandan İmam Hatip Okulu açıp duruyordu (Öğrenci sayısı hızla arttırılan "imam hatip" okullarından farklı fakülte bölümlerine geçiş imkanı sağlandı).
Komünizme karşı "Ilımlı İslam" toplumu hedefleyen bu projenin sonunda bugün kamplaşmış, ayrışmış bir toplum haline geldik.
(İnsanlar ayrı kökenden, ayrı dinden olabilir, bu problem olmamalıdır,
kamplaşma dediğim, birbirine "düşman gibi" bakar hale gelmesi.
Umarım bundan sonra yavaş yavaş bu algı değişir...)

Bütün bunların uluslararası sermayenin Türkiye gibi büyük bir pazarın kendilerine açılması için yapıldığını biliyorduk, öğrendik, o yüzden önceleri safça eleştirdiğimiz
bu insanın ABD'nin bize gönderdiği bir casus olduğuna inanmaya başladım



.