Testus (Bilginizi Test Edin) - 269

[scanfan]

"Testus"
Bilginizi Test Edin - 269
Hazırlayan: Ahmet Turhan Altıner

Haftalık "Nokta" dergisinin 8 Mart 1987 tarihli sayısından alınmış bu testin konusu "güçlülerin dünyası", başlığı da "Ah bir güçlü olsam!".

​

 

[Lobador]

Bunlar gerçekten çok güzel hikayeler, çok güzel sorular, çok güzel araştırmalar.. (Genel olarak Ahmet Turhan Altıner çalışmaları için söylüyorum)

80'li yıllar, internet yok ve haftalık olarak farklı konular ve farklı hikayeler oluşturabilmek bence kesinlikle çok takdir edilmesi gereken bir çalışma..

 

[scanfan]

Bunlar gerçekten çok güzel hikayeler, çok güzel sorular, çok güzel araştırmalar.. (Genel olarak Ahmet Turhan Altıner çalışmaları için söylüyorum)

80'li yıllar, internet yok ve haftalık olarak farklı konular ve farklı hikayeler oluşturabilmek bence kesinlikle çok takdir edilmesi gereken bir çalışma..

Çok haklısınız sevgili "Lobador", bilgiye ulaşmanın daha meşakkatli olduğu o yıllarda (30 yıl önce) böylesine bir kültür bombardımanı yaratmak takdir edilmesi gereken bir çaba. Üstelik bunu yıllar boyunca her hafta düzenli bir şekilde yapmak ve zamanında baskıya yetiştirmek de ayrı bir marifet (Dergiden başka, bazı gazetelerde de aynı köşesini sürdürmüş, üstelik asıl mesleği mimarlık). Bir de kuru kuru yazmak yerine, bu testlerin içine mizah unsurunu da ustalıkla enjekte etmeyi becermiş (bu testler beni hep güldürür).

Zaman zaman bu "testus"larda rastladığımız ufak tefek hataları kaynak vererek düzeltirken acaba Ahmet Turhan Altıner'e haksızlık mı ediyoruz diye de düşünmeden edemiyorum. Belki de o hatalar sadece dizgi sırasında olmuştur, baskıdan önce kendisinin haberi bile olmamıştır. Üstelik hataları düzeltirken internet aracılığı ile çok kolay ulaşabildiğimiz kaynaklara bakarak yapıyoruz bunu. Oysa Altıner bunları hazırlarken büyük olasılıkla evindeki kitaplığından, en fazla da çalıştığı derginin arşivinden filan yararlamıştır (üşenmemişse üniversite kütüphaneleribe filan da gitmiş olabilir). Yine de kolay iş değil.

​

 

[Lobador]

Çok haklısınız sevili "Lobador", bilgiye ulaşmanın daha meşakkatli olduğu o yıllarda (30 yıl önce) böylesine bir kültür bombardımanı yaratmak takdir edilmesi gereken bir çaba. Üstelik bunu yıllar boyunca her hafta düzenli bir şekilde yapmak ve zamanında baskıya yetiştirmek de ayrı bir marifet (Dergiden başka, bazı gazetelerde de aynı köşesini sürdürmüş, üstelik asıl mesleği mimarlık). Bir de kuru kuru yazmak yerine, bu testlerin içine mizah unsurunu da ustalıkla enjekte etmeyi becermiş (bu testler beni hep güldürür).

Zaman zaman bu "testus"larda rastladığımız ufak tefek hataları kaynak vererek düzeltirken acaba Ahmet Turhan Altıner'e haksızlık mı ediyoruz diye de düşünmeden edemiyorum. Belki de o hatalar sadece dizgi sırasında olmuştur, baskıdan önce kendisinin haberi bile olmamıştır. Üstelik hataları düzeltirken internet aracılığı ile çok kolay ulaşabildiğimiz kaynaklara bakarak yapıyoruz bunu. Oysa Altıner bunları hazırlarken büyük olasılıkla evindeki kitaplığından, en fazla da çalıştığı derginin arşivinden filan yararlamıştır (üşenmemişse üniversite kütüphaneleribe filan da gitmiş olabilir). Yine de kolay iş değil.

​

Kesinlikle hislerime tercüman olmuşsunuz sevgili "scanfan".
Bilgiye ulaşmanın çok zor olduğu o yıllarda sayın Altıner ne güzel bilgi bombardımanına tutmuş bizleri. Şimdi insanlar bilgiye ulaşmak için sadece Google'a yazıp ara diyorlar ve çoğu zaman 2. , 3. sayfaya gitmekte bile erinerek ilk sayfadaki bilgiler ile yetiniyorlar

 

[yeryüzü]

Zamanında yararlandığımız kütüphaneleri
ve ansiklopedileri çok hafife almamak lazım
veya bu konuda, interneti çok büyütmemek.

İnternetin farkı, yerimizden kalkmadan bilgiye
ulaşabilmemiz ki bu her zaman yeterli olmuyor,
dediğiniz gibi biraz yüzeysel kalıyor.
Hala kitaplar, ansiklopediler en doğru, kapsamlı
ve daha güvenilir kaynaklar olmaya devam ediyor.

 

[scanfan]

Zamanında yararlandığımız kütüphaneleri
ve ansiklopedileri çok hafife almamak lazım
veya bu konuda, interneti çok büyütmemek.

İnternetin farkı, yerimizden kalkmadan bilgiye
ulaşabilmemiz ki bu her zaman yeterli olmuyor,
dediğiniz gibi biraz yüzeysel kalıyor.
Hala kitaplar, ansiklopediler en doğru, kapsamlı
ve daha güvenilir kaynaklar olmaya devam ediyor.

Tamamiyle katılıyorum, iyi bir kütüphanenin yerini hiçbir şey tutmaz. Ancak iyi kütüphaneye ulaşmak da her zaman mümkün olmuyor. Profesör "Celal Şengör" her fırsatta söyler, Türkiye'de doğru dürüst kütüphanesi olan üniversite yok diye. Bir de kurumların yağmalanan ve tahribata uğrayan kütüphanelerini düşünün. İnternetin kolaylığı aynı zamanda bir "index" gibi de işlev görmesi. Tatminkâr bir bilgiye ulaşamasak bile ipuçları verebiliyor, kütüphanede nerelere bakacağımızı işaret edebiliyor. İnternette hangi bilginin yanlış veya fake, hangisinin doğru olduğunu sezebilmek de ayrı bir beceri, deneyim gerektiriyor (bir resmi kurum yetkilisinin bir "Zaytung" haberini gerçek sanıp yalanlama yayınladığını herkes hatırlar!). İnternet ve kütüphane, ikisi atbaşı gitmeli.

​