Sinemaya Emek Verenler: Naşit Özcan

reader20

Onursal Üye
23 Kas 2011
963
20,141
Denizli
Sinemaya Emek Verenler: Naşit Özcan
g6oopmm.jpg

Diğer İsimler: Naşit Bey, Komik Naşit Efendi, Komik-i Şehir (Büyük Komedyen)
Doğum: 1886 – Şehzadebaşı/İstanbul
Babası: Miralay (albay) Ahmet Bey
Ölüm: 26 Nisan 1943 – İstanbul
(Tuluat Sanatçısı, Tiyatro Oyuncusu)
(“İbiş” tiplemesini en iyi canlandıran sanatçıların başında gelmektedir. "Sultan Hamid'i bile güldüren adam" olarak anılır.)
UryQ.jpg

Anne ve babası doktordu. Soyadı kanunundan sonra Özcan soyadını aldı. Anne ve babası doktordu. İlköğrenimini Kuyucu Muratpaşa İlkokulu’nda yaptı, ardından Beyazıt Rüştiyesi (ortaokul)’nde okuduktan sonra Eyüp’teki Baytar (Veteriner) Mektebi’ne girdi. Okuldan sık sık tiyatroya kaçtığı için 14 yaşında er olarak 1900 yılında Muzıka-i Humayun (Saray Orkestrası)’a alındı. Burada Kuklacı Halim Bey ile Viyolonist Zeki Bey’den dersler aldı. Yapılan sınavda on iki çeşit taklit yaparak başarı kazanmış ve Saray ortaoyunu takımına alınmıştı. İlk tuluat hocası Abdi Efendi’dir.
jg05j.jpg

Naşit Özcan’ın oyunculuk yaşamı Abdürrezzak Efendi’nin yanında başlamıştı. Kavuklu Hamdi ve Küçük İsmail’in Ortaoyunu Topluluğu, Kel Hasan’ın Tuluat Topluluğu, Mınakyan Topluluğu gibi çeşitli topluluklarda uzun süre çalıştı. Ortaoyunu, kukla ve Karagöz çalışmaları yaptı, çeşitli topluluklara girip çıktıktan sonra, Kavuklu Hamdi’nin Ortaoyunu Kolu’na ve Benliyan’ın Operet Topluluğu’na girdi. Saray tarafından Fransa’ya gönderildi. Dönüşünde Saray’da oyunlar sergileyen Bertrand’ın Pandomim Toplulu’ğuna, ardından yine Saray’daki İtalyan Operet Heyeti’ne katıldı. Güllü Agop’un Saray’da kurmuş olduğu Dram Kumpanyası’nda da çalışan Naşit, 1908 yılında Meşrutiyet’in ilanından sonra, halk önünde oynamaya başlamıştı. 1910 yılından sonra serbest olarak çalışmaya başlayarak kendi adına topluluklar kurdu. Direklerarası’nda, Fevziye Tiyatrosu ile Eyüp Sultan’da gösteriler sundu, 1913 den sonra Şehzadebaşı Şark Tiyatrosu ile Millet Tiyatrosu’nda sahneye çıktı. Bütün ortaoyunu tiplerini başarıyla canlandırırken, bir yandan da Mınakyan Kumpanyası’nın dağarcığındaki melodramlarda da oynuyordu. Modern yapıtların tümüne, kendine özgü giysisiyle değil, rolün gerektirdiği kostümle çıkmıştır.
9nmaqvj.jpg

Naşit, kendi adına kurduğu topluluklarda çalışmalarını Cumhuriyet Dönemi’nde de sürdürdü. Osmanlı imparatorluğu içinde yer alan çeşitli halkların lehçelerini büyük bir ustalıkla taklit etme hünerini gösteriyor, buna karakterler arasındaki ayrıntıları da yerleştiriyordu. Halkın nabzını yoklamasını çok iyi bilirdi. Ünü İstanbul sınırlarını aşmıştı. Ortaoyununda Kavuklu rolüne çıkardı. Yabancı piyeslerden Türkçeye uygulanan oyunlarda da rol aldı, yerli tipleri keskin çizgilerle belirten kendi oyunlarında da aynı başarıyı gösterdi. Sinema, ortaoyunu ve melodramlardaki başarısının yanı sıra asıl ününü yeni tipler yarattığı tuluat tiyatrosunda kazandı. Tuluat oyunlarının İbiş tiplemesine yeni bir kişilik kazandırdı. Aşçıbaşı Tosun Ağa, Leblebici Horhor, Hoşkadem Kalfa, Surpik Dudu yarattığı ve başarıyla oynadığı en önemli tiplerdir. Oynadığı oyunlardan bazıları şunlardır: “Beyimin Tiyatro Merakı”, “Yahudi Doktorun Metresi”, “İstanbul Çapkını”, “Çifte Köy Düğünü”.
UNyv.jpg

Naşit Özcan, 1917 yılında Leman Hanımla evlendi. Çocukları olmuyor diye ayrıldı. Kemani Yorgi Efendinin Kızı Kantocu Amelya Hanım’a âşık olmuş ve onunla 1926’da evlenmiştir. Amelya Hanım evlenince Emel adını aldı. Bu evlilikten Adile Naşit ile Selim Naşit Özcan dünyaya geldi. Naşit’in çıraklarından biri, ünlü komedyen İsmail Dümbüllü’dür. 1938 senesinde jübilesi yapılan sanatçı, 1940 yılından sonra sahneye çıkmamıştı. Toplam olarak 38 yıl kadar sahneye çıkmış, Türkiye’de en çok kazanan aktör olduğu halde para tutmamıştır. Müzikli oyunları operetleştirmek, yazılı eserleri tuluata çevirmek, tuluatın komiğini İbiş’likten kurtarmak belli başlı meslek özelliklerini oluşturuyordu.
jgVC2.jpg

Tiyatrocu ve özellikle tuluatçı yönüyle tanınan Naşit Bey, 14 Ocak 1937 tarihli “Tan” gazetesinde kendisiyle yapılan bir söyleşi de sinemadan daha çok hoşlandığını söylemiş ve sözlerine şöyle devam etmişti: “...Vakıa sahnede halkla karşı karşıya durmaktan zevk alırım amma, film daha rahat ve halk üzerinde tesiri de daha iyi...
nr08nm2.jpg

1942’de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırıldı. 3 ay sonra eve döndüğünde durumunda pek bir değişiklik yoktu. 26 Nisan 1943'de İstanbul’da evinde öldü. Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir.

Ujl6.jpg


Filmografisi:
Oyuncu:(4 film)
Bir Millet Uyanıyor – 1932 (Tilki), Düğün Gecesi "Kanlı Nigar" – 1933, Naşit Dolandırıcı – 1933, Duvaksız Gelin "Hülleci" – 1942 (Hafız)


FİLMLERİ:
Bir Millet Uyanıyor (1932)
Ayrıca incelenmiştir.
Sinemaya Emek Verenler: “Bir Millet Uyanıyor” Filmi

Düğün Gecesi "Kanlı Nigar" (1933)
Yönetmen ve Senaryo: Nâzım Hikmet
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Müzik: Mesut Cemil
Oynayanlar: Halide Pişkin, Hazım Körmükçü, Zenne Necdet, Zeki Alpan, Naşit Özcan, İsmet Fahri Gülünç, Kantocu Kadri, Asım Baba, Sepetçi Ali Rıza
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Bir ortaoyununun öyküsü.
Not: Kısa öykülü film.

gICiDe.jpg


Naşit Dolandırıcı (1933)
Yönetmen: Muhsin Ertuğrul
Senaryo: Mümtaz Osman (Nazım Hikmet)
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Müzik: Muhlis Sabahattin
Oynayanlar: Naşit Özcan, Ahmet Güldürür, Hüseyin Şiret, Müzehher
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Bir sosyete dolandırıcısının güldürüsü.
Gösterim Tarihi: 16 Kasım 1933
Not: Kısa öykülü film.


Duvaksız Gelin "Hülleci" (1942)
Yönetmen: Adolf Körner
Senaryo: Refik Kemal Arduman (Reşat Nuri Güntekin'in aynı adlı oyunundan)
Görüntü Yönetmeni: Necati Tözüm
Oynayanlar: Halide Pişkin, Naşit Özcan, Vedat Karaokçu, Şevkiye May, Hüseyin Kemal Gürmen, Reşit Baran
Yapım: Ha-Ka Film (Halil Kamil)
Konu: Âşık olduğu ev sahibinin kızı Zehra uğruna boşadığı karısıyla tekrar evlenmek için araya bir hülleci koyan Hafız’ın güldürüsü.

jYQBi.jpg


SAYGILAR!..
 
Üst