Sinemaya Emek Verenler: Ferdi Tayfur
Babası: Miralay Hüseyin Tayfur Bey
Annesi: Aliye Hanım
Doğum: 1904 - Kilitbahir/ Çanakkale
Ölüm: 21 Mart 1958 – İstanbul
Eğitim: Karlrushe Lisesi
(Dublaj sanatçısı, Sinema Oyuncusu, Yönetmen)
Ferdi Tayfur 1904 yılında Kilitbahir’de doğdu. Babası Miralay Hüseyin Tayfur Bey’di. Topçu subayı olan Hüseyin Bey Almanya’ya top ve mühimmat almak üzere gittiğinde tanıştığı bir Alman kızla evlendi ve bu kız Müslümanlığı kabul ederek Aliye adını aldı. Ferdi Tayfur’un kardeşleri Hayri ve Adalet Cimcoz'dur.
Ferdi Tayfur, 12 yaşında askeri Rüşdiye öğrencisi iken 1916 yılında annesinin memleketine Berlin-Almanya’ya gitti. Lise öğrenimini Almanya’da tamamladı. Daha sonra üniversiteye giderek mühendislik eğitimine başladı ancak mühendislik eğitimini yarıda bırakarak 9 Eylül 1923’de Türkiye’ye döndü. 19 yaşında Valentino ayarı yakışıklılığı ile can yakan bir gençtir. Türkçeden başka Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmektedir.
Türkiye dönüşü Şark Demiryolları’nda memur olarak çalışmaya başladı. Daha sonra Varna’da bir gemide tayfa olarak çalıştı. Çeşitli müesseselerde çevirmenlik yaptı. Sofya’da dolandırıldı! İstanbul’da sinema artisti oldu.
1931 yılında bir İngiliz filmine (Tell England) parçalar ekleyerek oluşturulan Çanakkale filmindeki rolüyle sinemaya ilk adımını attı. Bu filmin çekimi sırasında karşılaştığı Melek’e vuruldu. Aynı yıl evlendiler. Çok mutluydular. Birbirlerinden hiç kopmuyorlardı. Ferdi Tayfur, eşinden ayrılmamak için kayınpederi Muhlis Sabahattin’in yazdığı bir oyunla, oyuncu olarak turneye bile çıktı. İstanbul davetlerinin vazgeçilmiş iki siması oldular. Gösterişli bir hayatları vardı.
Ferdi Tayfur evlenmeden önce Beyaz Rus bir dansöz kadın sayesinde kokainle tanışmıştı. Ve zamanla eşi Melek’i de bu yalancı dünyaya çekmişti. Karı koca kokainmandılar! Melek’in Şekerci Hacı Bekir’le yakınlığı Ferdi Tayfur’u çıldırttı. Her gün kavga ediyorlardı. Boşandılar.
Daha sonra çoğu Muhsin Ertuğrul’a ait olan filmlerde rol aldı. Nasreddin Hoca Düğünde adlı filmi yönetmen olarak tamamladı.
Oyuncu olarak en sevdiği rollerin hain adam rolleri olduğunu söyler, bu nedenle de “Bir Millet Uyanıyor”daki rolüne bayılırmış. Bu filmde oynadığı rolle ilgili ilginç bir anısını şöyle anlatıyor:
“Bir gece o zamanki Turan Bar’da çıngar çıkarmış ve neticede bugün yerinde yeller esen, o zamanki Galatasaray Polis Merkezi'ne alınmıştık. Kefilimiz de hazırdı, merkez memuru gelecek ve biz kefalete rapten tahliye edilecektik. Bir müddet bekledik, merkez memuru bey geldi. Arkadaşlar teker teker memur beyin yanına girip merkezden çıkıp gidiyorlardı. Neyse, sıra bana geldi, ben de memur beyin huzuruna çıktım. Ağustos gecesi gibi yıldızlar içinde bir üniforma, pırıl pırıl briyantinli saçlar, muazzam bir masa ve o masanın önünde ben kendimi küçücük hissediyordum. Kâğıdım da memur beyin önündeydi. Şöyle bir göz attı, derken takıldı. Kâğıdı bir daha okudu, başını doğrultup beni süzdü ve arkasına yaslanıp ehemmiyetle konuşmaya başladı:
- Hah, işte nihayet Allah seni benim karşıma çıkardı. Sen Allahtan korkmadın mı yahu? O zavallı askerin sırtında koca kırbacı kırdın... Ne o, Gazi Paşa'nın resmini duvara yapıştırmışmış! Olur ya, bizim memurların yatakhanesini görsen, bütün duvarlar çıplak kadın resimleriyle örtülü. Sen o adamı döverken ben de içimden kasem ettim, şu artist benim karşıma çıkarsa ben de ona gösteririm, dedim. Yuuh, buna kefalet falan yuuh!"
Artık bağırmaya başlamıştı. Ben ne söyleyeceğimi şaşırmıştım. Evvela bir şey anlamadım sonra birdenbire aklıma geldi. O zamanlar "Bir Millet Uyanıyor" filmini çevirmiştik ve ben orada bir yaver rolündeydim. Bir sabah askerlerin koğuşunu gezerken duvara Gazi’nin resmini yapıştırmak isteyen bir askeri yakalayıp elimdeki kırbaçla üzerine yürür ve adamı döverdim ve hakikaten kırbaç da kırılırdı. İşte bu mesele memur beye dokunmuştu... Zile bastı, içeri bir polis girdi...
- Buna kefalet filan yuuh! Atın bunu nezarethaneye, yatsın da aklı başına gelsin... Ben odadan çekiliyorum...
Adam öyle bağırıyordu ki, duvardaki resimler, yazılar filan zangır zangır sallanıyordu. Adamcağız müthiş bir tesir altında kalmıştı. Acaba beğenmiş miydi? "Teveccühünüz efendim," filan diyecek oldum:
- Bak daha da konuşuyor... Yat sen bu gece nezarethanede de anlarsın... Dedi ve yürüdü... Polis bana baktı, ben polise baktım ve hadiseyi kendisine anlattım... Polis güldü, "Bizim memur bey Mardinlidir, bir şeyi bir defa aklına koymaya görsün... Sen gel içeri de, bizimle otur çay içer sabahı edersin artık, bize de konuşmak için laf lazım," dedi.
16 çaydan sonra hava ısınmaya başlamış, ben de polislerin odasında bir sandalye üzerinde hafif hafif kestirmeye girişmiştim.
İşte o yıkılan Galatasaray Polis Merkezini bugün artık göremiyorum.
Fakat oradan geçerken bu Mardinli merkez memuru beyin kendine has iltifatını da hatırlıyorum.” (Unutulmaz Hatıralar, İst. 1956, s.47-48)
Ferdi Tayfur, oyunculuk ve film yönetmeliği dışında Türkiye’de gösterilen yabancı filmlerde dublaj ve çevriler de yaptı.
Özellikle komedi filmlerindeki kendine özgü seslendirme çalışmalarıyla tanınmıştır. Kendine özgü sesi, vurgulamaları ve esprileriyle asıl bu alanda ünlendi Ferdi Tayfur. Laurel ve Hardy, Arşak Palabıyıkyan (Groucho Marx), Balıkçı Osman seslendirmelerinde kendi esprilerini de katarak hem bu karakterlerin hem de sinema sanatının Türkiye’de ilgi görmesine katkıda bulundu.
Ses tellerinde meydana gelen sorunlardan dolayı dublajı ve sinema sanatçılığını bıraktı. Bir süre tiyatrolarda şovmenlik, meddahlık yaptı.
Ferdi Tayfur, kokainden sonra zamanla eroine de bulaştı. Uyuşturucu tedavisi gördüğü Bakırköy’de, 21 Mart 1958’de 54 yaşında yaşama veda etti.
Filmografisi:
Yönetmen:(5 film)
Nasreddin Hoca Düğünde (1940-1943), Senede Bir Gün (1946), Kerim'in Çilesi (1947), İstiklâl Madalyası (1948), Öldüren Sır (1954)
Senaryo:(2 film)
İstiklâl Madalyası (1948), Öldüren Sır (1954)
Oyuncu:(10 film)
Bir Millet Uyanıyor – 1932 (Feridun), Cici Berber – 1933 (Selim), Leblebici Horhor Ağa – 1934 (Hurşit), Milyon Avcıları – 1934 (Ferdi), Güneşe Doğru – 1937 (Hasan), Nasreddin Hoca Düğünde -1940/1943 (Kuklacı), Şehvet Kurbanı – 1940 (Ortağı), Deniz Kızı – 1944, Kerim'in Çilesi – 1947, İstiklâl Madalyası – 1948
FİLMLERİ:
Bir Millet Uyanıyor (1932)
Ayrıca incelenmiştir.
Sinemaya Emek Verenler: “Bir Millet Uyanıyor” Filmi
Cici Berber (1933)
Yönetmen: Muhsin Ertuğrul
Senaryo: Mümtaz Osman (Nazım Hikmet)
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Müzik: Mesut Cemil
Oynayanlar: Şevkiye May, Zozo Dalmas, Muammer Karaca, Ferdi Tayfur, Mahmut Moralı, Hadi Hün, İ. Galip Arcan, Necdet Mahfi Ayral, Ferih Egemen, Muvaffak İhsan Garan, Şayeste Ayanoğlu, Eyüp Sabri, Cahide Sonku
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Eleni adlı Rum kızına aşık olup, babası Yani'nin dükkanına berber olarak giren gazeteci Selim'in güldürü öyküsü.
Gösterim Tarihi: 29 Kasım 1933
Not: Türkçe kopyası İpek Sineması'nda; Rumca kopyası ise, Melek Sineması'nda gösterime girdi.
Leblebici Horhor Ağa (1934)
Yönetmen: Muhsin Ertuğrul
Senaryo: Mümtaz Osman (Nazım Hikmet) (Tekfor Nalyan-Dikran Çuhacıyan ikilisinin aynı adlı operetinden)
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Oynayanlar: Behzat Butak, Vasfi Rıza Zobu, Ferdi Tayfur, Feriha Tevfik, Necla Sertel, Mahmut Moralı, Muammer Karaca, Kadri Ögelman, Fatma Andaç, Kemal Küçük
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Mirasyedi Hurşit beyle, Horhor adlı bir leblebicinin kızı Fadime'nin aşk öyküsü.
Gösterim Tarihi: Mart 1934
Not: Filmin bazı bölümleri İş Bankasından alınan kredi ile tamamlandı. Üçüncü kez çevrilen bu filmin ilk iki çevrimi 1916 ve 1923 yıllarında gerçekleştirilmiştir.
Ödül: 2. Uluslararası Venedik Film Şenliği'nde (1934) "Onur Diploması".
Milyon Avcıları (1934)
Yönetmen: Muhsin Ertuğrul
Senaryo: Mümtaz Osman (Nazım Hikmet) (Max Neufeld'in 1933'de çevirdiği "Sehnsucht 202" adlı filminden)
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Müzik: Muhlis Sabahattin
Oynayanlar: Hazım Körmükçü, Vasfi Rıza Zobu, Feriha Tevfik, Necla Sertel, Sami Ayanoğlu, Necdet Mahfi Ayral, Sait Köknar, Ferdi Tayfur, Melek Tayfur, Muammer Karaca, Mahmut Moralı
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Bir ilan bürosuna verilen ilanların karışmasıyla ortaya çıkan komik olayların öyküsü.
Gösterim Tarihi: Ocak 1934
Güneşe Doğru (1937)
Yönetmen ve Senaryo: Nâzım Hikmet
Görüntü Yönetmeni: Lazar Yazıcıoğlu
Oynayanlar: Ferdi Tayfur, Mediha Baran, Arif Dino, Neyzen Tevfik, Reşit Baran, Nergis, Fahire
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Geçirdiği bir göz ameliyatı sonucu, kendini hayal dünyasında bulan bir gencin düşsel öyküsü.
Not: Filmin dekorlarını Abidin Dino hazırladı.
Nasreddin Hoca Düğünde (1940-1943)
Yönetmen: Muhsin Ertuğrul, Ferdi Tayfur
Senaryo: Burhan Felek
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Müzik: Sadettin Kaynak
Oynayanlar: Hazım Körmükçü, Necla Sertel, Sait Köknar, Reşit Gürzap, Kani Kıpçak, Sami Ayanoğlu, Yaşar Özsoy, Sait Kaya, Müfit Kiper, Şükriye Atav, Muazzez Arçay, Reşit Baran, Sadettin Kaynak, Müzeyyen Senar Işıl, Zati Sungur, Ferdi Tayfur Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Bir sünnet düğününde geçen olayların güldürüsü.
Not: Nasrettin Hoca'yı canlandıran Hazım Körmükçü'nün ani bir rahatsızlık geçirmesi nedeni ile çekime ara verildi. Uzun bir süre yarım kalan filmin bazı bölümlerini Ferdi Tayfur çekip tamamladı. 1943 yılında gösterime giren filme Körmükçü'nün iddialarına göre bazı gereksiz sahneler eklenmişti. İzni alınmadan yapılan değişiklik ve eklemelere karşı çıkan sanatçı, İpek Film kurumuna dava açtı. (Bkz.: Kim Haklı? Hazım mı, Sinemacılar mı?" Hollywood Dünyası, s.1, 30 İlkteşrin (Ekim) 1943)
Eleştiri: İlk fıkralardan bir-ikisi çekildikten sonra görmek üzere beni çağırdılar. Doğrusu beğenmedim. Bu sahneler, kahvede hocaya altın bozdurdukları ve alacaklının gelip para bozdurduğu fıkralardı. Beğenmedim. Çünkü sahne tamimiyle ölü ve hareketsiz olmaktan başka, artistler de konuşacakları şeyleri ezberlemediklerinden hadise ile münasebet almayacak sözler söylüyorlardı. (Bkz. Burhan Felek, Cumhuriyet gaz., 2 İkinciteşrin (Kasım) 1943)
Şehvet Kurbanı (1940)
Yönetmen: Muhsin Ertuğrul
Senaryo: Mümtaz Osman (Nazım Hikmet) (Victor Fleming'in "The Way of ali Flesh" adlı filminden-1927)
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Müzik: Muhittin Sadak
Oynayanlar: Cahide Sonku, Muhsin Ertuğrul, Suavi Tedü, Necla Sertel, Nevin Akkaya, Gülseren Sadak, Ferdi Tayfur, Sait Köknar, Nuri Işılay, Kadri Ögelman, Emin Beliğ Belli, Hadi Hün, Necdet Mahfi Ayral, Müfit Kiper, Kani Kıpçak, Hakkı Necip Ağrıman, Muhip Arcıman, Yaşar Özsoy, Nemci Oy, Cahit Irgat, Saim Bilge, Kenan Çakak, Reşit Baran, Neşet Berküren, Mehdi Yeşildeniz, Mümtaz Ener, Faik Coşkun, Atıf Kaptan
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Âşık olduğu bar kadını uğruna elindeki avucundaki tüm paraları harcayıp kendini yitiren evli ve iki çocuklu veznedarın dramatik öyküsü.
Gösterim Tarihi: 6 Haziran 1940
Not: Suavi Tedü ile Türk Sinemasında ilk "Jön-Prömiye" tipinin doğuşu.
Deniz Kızı (1944)
Yönetmen ve Senaryo: Baha Gelenbevi
Görüntü Yönetmeni: Kriton İlyadis
Müzik: Şefik Gürmeriç
Oynayanlar: Nezihe Becerikli, Talat Artemel, Samiye Hün, Müfit Kiper, Adalet Pee, Ferdi Tayfur, Orhan Esen, Mümtaz Ener, Sadettin Erbil
Yapım: Ses Film (Necip Erses)
Konu: Aldatılıp bara düşürülen bir denizci kızının öyküsü.
Not: Tepebaşı'ndaki bir stüdyoda montaj çalışmaları sırasında negatifleri tümüyle yandı ve film ikinci kez, yeniden çekildi. (Rakım Çalapala, "1944'de Filmciliğimiz", Yıldız 1945 Yıllığı)
Senede Bir Gün (1946)
Yönetmen: Ferdi Tayfur
Eser ve Senaryo: İhsan Koza (İpekçi) (Aynı adlı eserinden)
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Müzik: Muhittin Sadak
Oynayanlar: Cahide Sonku, Suavi Tedü, İ. Galip Arcan, Sami Ayanoğlu, Mümtaz Ener, Fatma Andaç, Cahit Irgat, Hulusi Kentmen, Şükriye Atav, Neşe Berküren, Yaşar Özsoy, Kadri Ögelman, Atıf Kaptan
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Aşk uğruna ince hastalığa yakalanan Nazlı ile Emin'in içli öyküsü.
Eleştiri: Makyajlar iyi olmakla beraber takma bıyıklar düşecek hissini veriyordu. Dekorlar zengin ve kostümler güzeldi. (Selçuk K. Emre, Tasvir gaz. 1946)
Kerim'in Çilesi (1947)
Yönetmen: Ferdi Tayfur
Senaryo: Selami İzzet Sedes
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Oynayanlar: Nevin Seval, Ferdi Tayfur, Zıt Kardeşler (Osman Zıt, Mehdi Zıt), Yaşar Özsoy, Mümtaz Ener, Cahit Irgat, Saadet Sevenler, Tevhit Bilge, İnci İzmirli
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Kerim ile Selim adlı ikiz kardeşlerin güldürüsü.
İstiklâl Madalyası (1948)
Yönetmen ve Senaryo: Ferdi Tayfur (İhsan Koza'nın (İpekçi) bir eserinden)
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Oynayanlar: Cahit Irgat, Handan Karaokçu, Orhan Arıburnu, Mümtaz Ener, Hulusi Kentmen, Yaşar Özsoy, Ferdi Tayfur, Vehdi Ersin, Halit Akçatepe
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Bir kahramanlık öyküsü.
Not: Kurtuluş savaşı filmleri döneminin başlaması.
Öldüren Sır (1954)
Yönetmen ve Senaryo: Ferdi Tayfur
Görüntü Yönetmeni: Ornik Kalustyan
Oynayanlar: Muzaffer Tema, Ayten Çankaya, Atıf Kaptan
Yapım: Servan Film
Konu: Evli bir çiftle, mezara kadar götürülen bir sırrın öyküsü.
SAYGILAR!..
Babası: Miralay Hüseyin Tayfur Bey
Annesi: Aliye Hanım
Doğum: 1904 - Kilitbahir/ Çanakkale
Ölüm: 21 Mart 1958 – İstanbul
Eğitim: Karlrushe Lisesi
(Dublaj sanatçısı, Sinema Oyuncusu, Yönetmen)
Ferdi Tayfur 1904 yılında Kilitbahir’de doğdu. Babası Miralay Hüseyin Tayfur Bey’di. Topçu subayı olan Hüseyin Bey Almanya’ya top ve mühimmat almak üzere gittiğinde tanıştığı bir Alman kızla evlendi ve bu kız Müslümanlığı kabul ederek Aliye adını aldı. Ferdi Tayfur’un kardeşleri Hayri ve Adalet Cimcoz'dur.
Ferdi Tayfur, 12 yaşında askeri Rüşdiye öğrencisi iken 1916 yılında annesinin memleketine Berlin-Almanya’ya gitti. Lise öğrenimini Almanya’da tamamladı. Daha sonra üniversiteye giderek mühendislik eğitimine başladı ancak mühendislik eğitimini yarıda bırakarak 9 Eylül 1923’de Türkiye’ye döndü. 19 yaşında Valentino ayarı yakışıklılığı ile can yakan bir gençtir. Türkçeden başka Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmektedir.
Türkiye dönüşü Şark Demiryolları’nda memur olarak çalışmaya başladı. Daha sonra Varna’da bir gemide tayfa olarak çalıştı. Çeşitli müesseselerde çevirmenlik yaptı. Sofya’da dolandırıldı! İstanbul’da sinema artisti oldu.
1931 yılında bir İngiliz filmine (Tell England) parçalar ekleyerek oluşturulan Çanakkale filmindeki rolüyle sinemaya ilk adımını attı. Bu filmin çekimi sırasında karşılaştığı Melek’e vuruldu. Aynı yıl evlendiler. Çok mutluydular. Birbirlerinden hiç kopmuyorlardı. Ferdi Tayfur, eşinden ayrılmamak için kayınpederi Muhlis Sabahattin’in yazdığı bir oyunla, oyuncu olarak turneye bile çıktı. İstanbul davetlerinin vazgeçilmiş iki siması oldular. Gösterişli bir hayatları vardı.
Ferdi Tayfur evlenmeden önce Beyaz Rus bir dansöz kadın sayesinde kokainle tanışmıştı. Ve zamanla eşi Melek’i de bu yalancı dünyaya çekmişti. Karı koca kokainmandılar! Melek’in Şekerci Hacı Bekir’le yakınlığı Ferdi Tayfur’u çıldırttı. Her gün kavga ediyorlardı. Boşandılar.
Daha sonra çoğu Muhsin Ertuğrul’a ait olan filmlerde rol aldı. Nasreddin Hoca Düğünde adlı filmi yönetmen olarak tamamladı.
Oyuncu olarak en sevdiği rollerin hain adam rolleri olduğunu söyler, bu nedenle de “Bir Millet Uyanıyor”daki rolüne bayılırmış. Bu filmde oynadığı rolle ilgili ilginç bir anısını şöyle anlatıyor:
“Bir gece o zamanki Turan Bar’da çıngar çıkarmış ve neticede bugün yerinde yeller esen, o zamanki Galatasaray Polis Merkezi'ne alınmıştık. Kefilimiz de hazırdı, merkez memuru gelecek ve biz kefalete rapten tahliye edilecektik. Bir müddet bekledik, merkez memuru bey geldi. Arkadaşlar teker teker memur beyin yanına girip merkezden çıkıp gidiyorlardı. Neyse, sıra bana geldi, ben de memur beyin huzuruna çıktım. Ağustos gecesi gibi yıldızlar içinde bir üniforma, pırıl pırıl briyantinli saçlar, muazzam bir masa ve o masanın önünde ben kendimi küçücük hissediyordum. Kâğıdım da memur beyin önündeydi. Şöyle bir göz attı, derken takıldı. Kâğıdı bir daha okudu, başını doğrultup beni süzdü ve arkasına yaslanıp ehemmiyetle konuşmaya başladı:
- Hah, işte nihayet Allah seni benim karşıma çıkardı. Sen Allahtan korkmadın mı yahu? O zavallı askerin sırtında koca kırbacı kırdın... Ne o, Gazi Paşa'nın resmini duvara yapıştırmışmış! Olur ya, bizim memurların yatakhanesini görsen, bütün duvarlar çıplak kadın resimleriyle örtülü. Sen o adamı döverken ben de içimden kasem ettim, şu artist benim karşıma çıkarsa ben de ona gösteririm, dedim. Yuuh, buna kefalet falan yuuh!"
Artık bağırmaya başlamıştı. Ben ne söyleyeceğimi şaşırmıştım. Evvela bir şey anlamadım sonra birdenbire aklıma geldi. O zamanlar "Bir Millet Uyanıyor" filmini çevirmiştik ve ben orada bir yaver rolündeydim. Bir sabah askerlerin koğuşunu gezerken duvara Gazi’nin resmini yapıştırmak isteyen bir askeri yakalayıp elimdeki kırbaçla üzerine yürür ve adamı döverdim ve hakikaten kırbaç da kırılırdı. İşte bu mesele memur beye dokunmuştu... Zile bastı, içeri bir polis girdi...
- Buna kefalet filan yuuh! Atın bunu nezarethaneye, yatsın da aklı başına gelsin... Ben odadan çekiliyorum...
Adam öyle bağırıyordu ki, duvardaki resimler, yazılar filan zangır zangır sallanıyordu. Adamcağız müthiş bir tesir altında kalmıştı. Acaba beğenmiş miydi? "Teveccühünüz efendim," filan diyecek oldum:
- Bak daha da konuşuyor... Yat sen bu gece nezarethanede de anlarsın... Dedi ve yürüdü... Polis bana baktı, ben polise baktım ve hadiseyi kendisine anlattım... Polis güldü, "Bizim memur bey Mardinlidir, bir şeyi bir defa aklına koymaya görsün... Sen gel içeri de, bizimle otur çay içer sabahı edersin artık, bize de konuşmak için laf lazım," dedi.
16 çaydan sonra hava ısınmaya başlamış, ben de polislerin odasında bir sandalye üzerinde hafif hafif kestirmeye girişmiştim.
İşte o yıkılan Galatasaray Polis Merkezini bugün artık göremiyorum.
Fakat oradan geçerken bu Mardinli merkez memuru beyin kendine has iltifatını da hatırlıyorum.” (Unutulmaz Hatıralar, İst. 1956, s.47-48)
Ferdi Tayfur, oyunculuk ve film yönetmeliği dışında Türkiye’de gösterilen yabancı filmlerde dublaj ve çevriler de yaptı.
Özellikle komedi filmlerindeki kendine özgü seslendirme çalışmalarıyla tanınmıştır. Kendine özgü sesi, vurgulamaları ve esprileriyle asıl bu alanda ünlendi Ferdi Tayfur. Laurel ve Hardy, Arşak Palabıyıkyan (Groucho Marx), Balıkçı Osman seslendirmelerinde kendi esprilerini de katarak hem bu karakterlerin hem de sinema sanatının Türkiye’de ilgi görmesine katkıda bulundu.
Ses tellerinde meydana gelen sorunlardan dolayı dublajı ve sinema sanatçılığını bıraktı. Bir süre tiyatrolarda şovmenlik, meddahlık yaptı.
Ferdi Tayfur, kokainden sonra zamanla eroine de bulaştı. Uyuşturucu tedavisi gördüğü Bakırköy’de, 21 Mart 1958’de 54 yaşında yaşama veda etti.
Filmografisi:
Yönetmen:(5 film)
Nasreddin Hoca Düğünde (1940-1943), Senede Bir Gün (1946), Kerim'in Çilesi (1947), İstiklâl Madalyası (1948), Öldüren Sır (1954)
Senaryo:(2 film)
İstiklâl Madalyası (1948), Öldüren Sır (1954)
Oyuncu:(10 film)
Bir Millet Uyanıyor – 1932 (Feridun), Cici Berber – 1933 (Selim), Leblebici Horhor Ağa – 1934 (Hurşit), Milyon Avcıları – 1934 (Ferdi), Güneşe Doğru – 1937 (Hasan), Nasreddin Hoca Düğünde -1940/1943 (Kuklacı), Şehvet Kurbanı – 1940 (Ortağı), Deniz Kızı – 1944, Kerim'in Çilesi – 1947, İstiklâl Madalyası – 1948
FİLMLERİ:
Bir Millet Uyanıyor (1932)
Ayrıca incelenmiştir.
Sinemaya Emek Verenler: “Bir Millet Uyanıyor” Filmi
Cici Berber (1933)
Yönetmen: Muhsin Ertuğrul
Senaryo: Mümtaz Osman (Nazım Hikmet)
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Müzik: Mesut Cemil
Oynayanlar: Şevkiye May, Zozo Dalmas, Muammer Karaca, Ferdi Tayfur, Mahmut Moralı, Hadi Hün, İ. Galip Arcan, Necdet Mahfi Ayral, Ferih Egemen, Muvaffak İhsan Garan, Şayeste Ayanoğlu, Eyüp Sabri, Cahide Sonku
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Eleni adlı Rum kızına aşık olup, babası Yani'nin dükkanına berber olarak giren gazeteci Selim'in güldürü öyküsü.
Gösterim Tarihi: 29 Kasım 1933
Not: Türkçe kopyası İpek Sineması'nda; Rumca kopyası ise, Melek Sineması'nda gösterime girdi.
Leblebici Horhor Ağa (1934)
Yönetmen: Muhsin Ertuğrul
Senaryo: Mümtaz Osman (Nazım Hikmet) (Tekfor Nalyan-Dikran Çuhacıyan ikilisinin aynı adlı operetinden)
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Oynayanlar: Behzat Butak, Vasfi Rıza Zobu, Ferdi Tayfur, Feriha Tevfik, Necla Sertel, Mahmut Moralı, Muammer Karaca, Kadri Ögelman, Fatma Andaç, Kemal Küçük
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Mirasyedi Hurşit beyle, Horhor adlı bir leblebicinin kızı Fadime'nin aşk öyküsü.
Gösterim Tarihi: Mart 1934
Not: Filmin bazı bölümleri İş Bankasından alınan kredi ile tamamlandı. Üçüncü kez çevrilen bu filmin ilk iki çevrimi 1916 ve 1923 yıllarında gerçekleştirilmiştir.
Ödül: 2. Uluslararası Venedik Film Şenliği'nde (1934) "Onur Diploması".
Milyon Avcıları (1934)
Yönetmen: Muhsin Ertuğrul
Senaryo: Mümtaz Osman (Nazım Hikmet) (Max Neufeld'in 1933'de çevirdiği "Sehnsucht 202" adlı filminden)
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Müzik: Muhlis Sabahattin
Oynayanlar: Hazım Körmükçü, Vasfi Rıza Zobu, Feriha Tevfik, Necla Sertel, Sami Ayanoğlu, Necdet Mahfi Ayral, Sait Köknar, Ferdi Tayfur, Melek Tayfur, Muammer Karaca, Mahmut Moralı
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Bir ilan bürosuna verilen ilanların karışmasıyla ortaya çıkan komik olayların öyküsü.
Gösterim Tarihi: Ocak 1934
Güneşe Doğru (1937)
Yönetmen ve Senaryo: Nâzım Hikmet
Görüntü Yönetmeni: Lazar Yazıcıoğlu
Oynayanlar: Ferdi Tayfur, Mediha Baran, Arif Dino, Neyzen Tevfik, Reşit Baran, Nergis, Fahire
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Geçirdiği bir göz ameliyatı sonucu, kendini hayal dünyasında bulan bir gencin düşsel öyküsü.
Not: Filmin dekorlarını Abidin Dino hazırladı.
Nasreddin Hoca Düğünde (1940-1943)
Yönetmen: Muhsin Ertuğrul, Ferdi Tayfur
Senaryo: Burhan Felek
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Müzik: Sadettin Kaynak
Oynayanlar: Hazım Körmükçü, Necla Sertel, Sait Köknar, Reşit Gürzap, Kani Kıpçak, Sami Ayanoğlu, Yaşar Özsoy, Sait Kaya, Müfit Kiper, Şükriye Atav, Muazzez Arçay, Reşit Baran, Sadettin Kaynak, Müzeyyen Senar Işıl, Zati Sungur, Ferdi Tayfur Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Bir sünnet düğününde geçen olayların güldürüsü.
Not: Nasrettin Hoca'yı canlandıran Hazım Körmükçü'nün ani bir rahatsızlık geçirmesi nedeni ile çekime ara verildi. Uzun bir süre yarım kalan filmin bazı bölümlerini Ferdi Tayfur çekip tamamladı. 1943 yılında gösterime giren filme Körmükçü'nün iddialarına göre bazı gereksiz sahneler eklenmişti. İzni alınmadan yapılan değişiklik ve eklemelere karşı çıkan sanatçı, İpek Film kurumuna dava açtı. (Bkz.: Kim Haklı? Hazım mı, Sinemacılar mı?" Hollywood Dünyası, s.1, 30 İlkteşrin (Ekim) 1943)
Eleştiri: İlk fıkralardan bir-ikisi çekildikten sonra görmek üzere beni çağırdılar. Doğrusu beğenmedim. Bu sahneler, kahvede hocaya altın bozdurdukları ve alacaklının gelip para bozdurduğu fıkralardı. Beğenmedim. Çünkü sahne tamimiyle ölü ve hareketsiz olmaktan başka, artistler de konuşacakları şeyleri ezberlemediklerinden hadise ile münasebet almayacak sözler söylüyorlardı. (Bkz. Burhan Felek, Cumhuriyet gaz., 2 İkinciteşrin (Kasım) 1943)
Şehvet Kurbanı (1940)
Yönetmen: Muhsin Ertuğrul
Senaryo: Mümtaz Osman (Nazım Hikmet) (Victor Fleming'in "The Way of ali Flesh" adlı filminden-1927)
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Müzik: Muhittin Sadak
Oynayanlar: Cahide Sonku, Muhsin Ertuğrul, Suavi Tedü, Necla Sertel, Nevin Akkaya, Gülseren Sadak, Ferdi Tayfur, Sait Köknar, Nuri Işılay, Kadri Ögelman, Emin Beliğ Belli, Hadi Hün, Necdet Mahfi Ayral, Müfit Kiper, Kani Kıpçak, Hakkı Necip Ağrıman, Muhip Arcıman, Yaşar Özsoy, Nemci Oy, Cahit Irgat, Saim Bilge, Kenan Çakak, Reşit Baran, Neşet Berküren, Mehdi Yeşildeniz, Mümtaz Ener, Faik Coşkun, Atıf Kaptan
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Âşık olduğu bar kadını uğruna elindeki avucundaki tüm paraları harcayıp kendini yitiren evli ve iki çocuklu veznedarın dramatik öyküsü.
Gösterim Tarihi: 6 Haziran 1940
Not: Suavi Tedü ile Türk Sinemasında ilk "Jön-Prömiye" tipinin doğuşu.
Deniz Kızı (1944)
Yönetmen ve Senaryo: Baha Gelenbevi
Görüntü Yönetmeni: Kriton İlyadis
Müzik: Şefik Gürmeriç
Oynayanlar: Nezihe Becerikli, Talat Artemel, Samiye Hün, Müfit Kiper, Adalet Pee, Ferdi Tayfur, Orhan Esen, Mümtaz Ener, Sadettin Erbil
Yapım: Ses Film (Necip Erses)
Konu: Aldatılıp bara düşürülen bir denizci kızının öyküsü.
Not: Tepebaşı'ndaki bir stüdyoda montaj çalışmaları sırasında negatifleri tümüyle yandı ve film ikinci kez, yeniden çekildi. (Rakım Çalapala, "1944'de Filmciliğimiz", Yıldız 1945 Yıllığı)
Senede Bir Gün (1946)
Yönetmen: Ferdi Tayfur
Eser ve Senaryo: İhsan Koza (İpekçi) (Aynı adlı eserinden)
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Müzik: Muhittin Sadak
Oynayanlar: Cahide Sonku, Suavi Tedü, İ. Galip Arcan, Sami Ayanoğlu, Mümtaz Ener, Fatma Andaç, Cahit Irgat, Hulusi Kentmen, Şükriye Atav, Neşe Berküren, Yaşar Özsoy, Kadri Ögelman, Atıf Kaptan
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Aşk uğruna ince hastalığa yakalanan Nazlı ile Emin'in içli öyküsü.
Eleştiri: Makyajlar iyi olmakla beraber takma bıyıklar düşecek hissini veriyordu. Dekorlar zengin ve kostümler güzeldi. (Selçuk K. Emre, Tasvir gaz. 1946)
Kerim'in Çilesi (1947)
Yönetmen: Ferdi Tayfur
Senaryo: Selami İzzet Sedes
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Oynayanlar: Nevin Seval, Ferdi Tayfur, Zıt Kardeşler (Osman Zıt, Mehdi Zıt), Yaşar Özsoy, Mümtaz Ener, Cahit Irgat, Saadet Sevenler, Tevhit Bilge, İnci İzmirli
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Kerim ile Selim adlı ikiz kardeşlerin güldürüsü.
İstiklâl Madalyası (1948)
Yönetmen ve Senaryo: Ferdi Tayfur (İhsan Koza'nın (İpekçi) bir eserinden)
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Oynayanlar: Cahit Irgat, Handan Karaokçu, Orhan Arıburnu, Mümtaz Ener, Hulusi Kentmen, Yaşar Özsoy, Ferdi Tayfur, Vehdi Ersin, Halit Akçatepe
Yapım: İpek Film (İpekçi Kardeşler)
Konu: Bir kahramanlık öyküsü.
Not: Kurtuluş savaşı filmleri döneminin başlaması.
Öldüren Sır (1954)
Yönetmen ve Senaryo: Ferdi Tayfur
Görüntü Yönetmeni: Ornik Kalustyan
Oynayanlar: Muzaffer Tema, Ayten Çankaya, Atıf Kaptan
Yapım: Servan Film
Konu: Evli bir çiftle, mezara kadar götürülen bir sırrın öyküsü.
SAYGILAR!..