Pençe (1917)
Yönetmen ve Senaryo: Sedat Simavi (Mehmet Rauf'un aynı adlı dört perdelik oyunundan)
Görüntü Yönetmeni: Yorgo İlyadis
Oynayanlar: Eliza Binemeciyan, Nureddin Şefkati, Raşit Rıza Samako
Yapım: Müdafaa-i Milliye Cemiyeti
Konu: Şehvet düşkünü, isterik bir kadınla ilişki kuran Pertev ve evli bir kadın uğruna yuvasını unutan arkadaşı Vasfi'nin öyküsü.
Not: Ticari sinemalarda gösterime giren ve seyirci önüne çıkan ilk Türk filmi. Aynı zamanda, açık saçık sahneleri nedeni ile dönemin ilk tepki alan filmi oldu. Gümümüzde hiçbir kopyası mevcut değildir.
Eleştiri: Pençe namıyla ortaya atılan o saçma sapan şeylerin birbirine eklenmesinden mütehassıl şerit memleketimizde yalnız sanayi-i nefise müntesiplerini değil, her Türk'ü utandırmıştı. (Bkz.: Muhsin Ertuğrul, Memlekete Sinema hayatı, Temaşa dergisi, s.6, 15 Ağustos 1334 (1918);
Sedat Simavi
Gerçek Adı: Sedat Süleyman Simavi
Babası: Samsun mutasarrıfı Hamdi Bey
Doğum: 1896 – İstanbul
Ölüm: 11 Aralık 1953 – İstanbul
Eğitim Durumu: Galatasaray Lisesi
(İlk sinemacılardan, Gazeteci, Yazar, Karikatürist)
Anne tarafından dedesi eski sadrazamlardan Saffet Paşa'dır. Ortaokulu ve lisenin bir kısmını Kadıköy'deki Saint Joseph Fransız Lisesi’nde okuduktan sonra geçtiği Galatasaray Lisesi'nden 1912 yılında mezun oldu. Galatasaray Lisesi'nde tarih öğretmenliği yaptı. Daha sonra 1916 yılında haftalık olarak çıkardığı “Hande” dergisiyle yayın hayatına başladı. İnci, Diken, Karikatür gibi mizah dergilerini yayınladı. 1917 yılında “Pençe” ve “Casus” isimli ilk konulu Türk filmlerini yönetti.
Sedat Simavi’nin, Zenginler (1918) ve Kadınlar Saltanatı (1920) isimli karikatür albümleri vardır. 1921-1930 yılları arasında Hanım, Hacıyatmaz, Yıldız, Meraklı Gazeteci, Yeni Kitap, Arkadaş gibi çok sayıda dergi yayımladı. Sedat Simavi, o devrin en ünlü haftalık dergisi olan “Yedigün” adındaki dergiyi 1933 – 1950 yılları arasında çıkarttı. 1935 yılında “Karagöz” isimli dergiyi devren aldı. Bu dergiyi de 1950 yılında devretti. 1920 yılında “Dersaadet” adında günlük bir gazete çıkarmaya başladı. Sedat Simavi, 1946 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer aldı ve 1949 yılına kadar da başkanlığını yaptı.
1 Mayıs 1948 tarihinde “Hürriyet” gazetesini kurdu. 1 Mayıs 1948 tarihinde "Ürdün ve Irak orduları Filistin'e girdi" manşetiyle ilk sayısını çıkardı. Aynı zamanda gazetenin başyazarlığını yaptı. Sedat Simavi, “Fuji-Yama” adında bir roman ile “Ceza ve Hürriyet Apartmanı” adında iki piyes yazmıştır. Hürriyet Apartmanı adında piyesi 1945 yılında film yapılmıştır. Sedat Simavi, Melek hanım ile evlendi. Haldun Simavi ve Erol Simavi adında iki oğlu vardır.
FİLMLERİ:
Casus (1917)
Yönetmen ve Senaryo: Sedat Semavi
Görüntü Yönetmeni: Yorgo İlyadis
Oynayanlar: Raşit Rıza Samako, Nureddin Şefkati, Eliza Binemeciyan, Darülbedayi oyuncuları
Yapım: Müdafaa-i Milliye Cemiyeti
Konu: 1. Dünya Savaşı'nda geçen bir casusluk öyküsü.
Not: 1- Bir iddiaya göre film, "Casus" adını taşıyan bir oyundan uyarlanmıştı. Bir başka iddiaya göre ise bu adla bir oyuna rastlanmamıştır. (Bkz.: Erman Şener, Yarım Asır Önceki Filmlerimiz ve Artistleri, Hayat Tarih dergisi, s.10, Kasım 1972)
2- 1917'de Sabah Gazetesi'ndeki ilana göre "Casus", Royal Sineması'nda gösterime girdi. (Bkz. : Ali Özüyar, Sinemanın Osmanlıca Serüveni, sh.132, Deki yay., 2008)
3- Türk Sinemasının sessiz filmleri arasında yer alır. Hakkında az şey bilinmektedir. Kopyası kayıptır. Seyredilebilir nitelikte olmadığı söylenmektedir. İnternette dolaşırken aşağıdaki videoyu buldum. Yorum size ait.
Pençe (1917)
Alemdar Mustafa Paşa "Alemdar Vak'ası yahut Sultan Selim-i Salis" (1918)
Yönetmen ve Senaryo: Sedat Simavi (Celal Esat Arseven ile Salah Cimcoz'un "Sultan Selim-i Salis" adlı oyunundan)
Görüntü Yönetmeni: Kenan Enginsoy, Burhan Felek
Oynayanlar: Burhanettin Tepsi, Fahri ve Ermeni oyuncuları
Yapım: Müdafaa-i Milliye Cemiyeti
Not: 1- İlk tarihsel film denemesi. Filmin çekimi basında çeşitli tartışmalara yol açtı. Ve ilk karşı çıkanlardan biri de Muhsin Ertuğrul oldu. Ertuğrul, 10 sayılı 17 Teşrin-i evvel (Ekim) 1334 (1918) tarihli "Temaşa" dergisinde şöyle diyordu: " . . . Maalesef öğrendik ki yine hem de tarihimizin en sanlı sahifelerinden birini ihtiva eden Alemdar Vak'ası da sinema objektifi önünde çevrilmeye başlanmış. Nasıl ve ne şerait altında böyle oldukça ağır bir yükün altına girildiğini bilmiyoruz, fakat elimizdeki vesait ile yine sahnelerimizde temsil edilegelmekte olduğu gibi yapılacaksa, hürmetten başka bizden hiçbir şey beklemeyen, medar-i iftiharımız olan büyüklerimizin ruhunu bu surette incitmemiş olsak daha iyi olur." (Bkz. Nijat Özön, Türk Sinema Tarihi, Artist yayınları, 1962)
2- "Alemdar Mustafa Paşa" filminin montajını yapmaya vaktimiz olmadı. Yani, sahneler çekildi fakat senaryo icabı birbirine bağlantısı yapılmadan Türkiye mağlup oldu. Ne Müdafaa-i Milliye Cemiyeti kaldı, ne de filmler. Hepsini alıp götürdüler. Ama nereye götürdüler malumatım yoktu. (Bkz. Burhan Felek, "Sinema operatörlüğüm ", Milliyet gaz.)
3- Rakım Çalapala'ya göre ise, "Alemdar Mustafa Paşa" umumi harp sırasında tamamen çevrildiği halde, pozitife alınmadan imha edildi. (Bkz. Beklediğimiz Filmler, Yıldız 1944 Yıllığı, 1944)
Eliza Binemeciyan
Babası: Rupen Binemeciyan
Doğum: 1890 – İstanbul
Eğitim: Nötre Dame de Sion Fransız Kız Okulu
Ölüm: 29 Nisan 1981 – Toronto/Kanada
(Osmanlı tiyatro oyuncusu)
Binemeciyanlar adlı tiyatrocu ailenin en ünlü üyesidir. İstanbul’da bir Ermeni ailenin çocuğu olarak doğdu. Hepsi de tiyatrocu olan Rupen ve Agavni Zabel Binemeciyan’ın kızı, Onnik Binemeciyan’ın kardeşidir. Nötre Dame de Sion Fransız Kız Okulu’nda okudu. Annesi ile babası Mınakyan Tiyatrosu’nun önde gelen oyuncularından oldukları için tiyatro çevresi içinde büyüdü. Daha on yaşına gelmeden Mınakyan Tiyatrosu’nda küçük kız ve oğlan rollerine çıktı. Profesyonel oyunculuğa 1908’de Ermeni gençlerin kurduğu Serbest Sahne’de başladı. Bir süre sonra Mınakyan Tiyatrosu’na geçti ve ünlü bir tiyatro oyuncusu oldu.
1912’de Eliza’nın babası Rupen Binemeciyan öldü. Annesi Agavni Zabel Binemeciyan, Hekimyan ve Kınar Hanımlarla birlikte yeni topluluklar kurduysa da bunlar uzun ömürlü olmadı. 1915’te Agavni Zabel de öldü, bunun üzerine oğlu Onnik Binemeciyan Amerika’ya gitti ve kendisinden bir daha haber alınamadı.
Eliza Binemeciyan Donanma Cemiyeti Heyeti Temsiliyesi ve Yeni Sahne’de, daha sonra yeni kurulan Darülbedayi’de önemli rollere çıktı. 1921’de ilk kez, 1924’te de artık dönmemek üzere ikinci kez Paris’e gitti. Raşit Rıza’nın daveti üzerine 1926’nın Ramazan ayında Fransız Tiyatrosu’nda oynamak için Türkiye’ye geldi; sezon bitince yine Paris’e döndü ve bir daha geri gelmedi. II. Dünya Savaşı yıllarını Londra’da geçirdi, 1946’da Fransa’ya döndü. 1981 ’de Toronto’da öldü.
Oynadığı oyunlarda baş kadın ve genç kız rollerine çıkardı. Vücudunun zarif görüntüsünü kullanarak hafif şehla gözlerinin getirdiği sakıncayı gidermesini bilmişti. Raşit Rıza ile çok uyumlu bir ikili oluşturmuşlardı. Osmanlı Tiyatrosu’nda sahneye çıkan Ermeni oyuncuların en yeteneklilerinden birisiydi. (Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 17. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983)
FİLMLERİ:
Casus (1917)
Pençe (1917)
Binnaz (1919)
Yönetmen: Ahmet Fehim, Fazlı Necip
Senaryo: Münif Fehim (Yusuf Ziya Ortaç'ın manzum oyunundan)
Görüntü Yönetmeni: Fuat Uzkınay
Oynayanlar: Mille Blanche, Hüseyin Kemal Gürmen, Rana Dilberyan, Hakkı Necip Ağrıman, İsmail Zahit, Eliza Binemeciyan, Ekrem Oran, Ahmet Fehim, Raşit Rıza Samako
Yapım: Malul Gaziler Cemiyeti
Konu: Lale Devri'nin ünlü güzellerinden Binnaz'la onu elde etmek için birbirleriyle yarışan Efe Ahmet ve Hamza'nın aşk öyküsü.
Not: İlk başarılı ticari film. O yıllarda 1.500 Osmanlı Lirasına mal olan film, 5.500 Osmanlı Lirası hasılat topladı.
Nureddin Şefkati
Babası: Sadaret müsteşarı Şefkati Efendi
Doğum: 1866 – İstanbul
Ölüm: 15 Ekim 1938 – İstanbul
Rüsumat dairesinde memur iken 1908 yılında “Menfaati milliye” adlı komisyonun düzenlediği oyunlarda sahneye çıkmaya başlamıştır. İlk defa “Vatan” piyesinde “İslam Bey” rolünü oynamıştır. Daha sonra değişik gruplarda sahneye çıkmaya devam etmiştir.
Sedat Simavi’nin yönettiği “Pençe” ve “Casus” filmlerinde oynamıştır.
Nureddin Şefkati’nin evliliğinden bir kızı vardır.
Hakkında, Hikmet Feridun’un 1935 yılında sanatçıyla yapmış olduğu söyleşiden başka detaylı bilgi bulamadım.
FİLMLERİ:
Casus (1917)
Pençe (1917)
Bican Efendi Vekilharç (1921)
Yönetmen ve Senaryo: Şadi Fikret Karagözoğlu (Daniel Riche'nin "Le Pretexte-Bahane" ile İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci'nin "Hisse-i Şayia" adlı oyunundan)
Görüntü Yönetmeni: Fuat Uzkınay
Oynayanlar: Şadi Fikret Karagözoğlu, Şehper Karagözoğlu, Vasfi Rıza Zobu, İ. Galip Arcan, Behzat Butak, Nurettin Şefkati
Yapım: Malul Gaziler Cemiyeti
Konu: Bir köşkte vekilharç olarak görev yapan Bican efendinin acıklı öyküsü.
Not: Kısa öykülü film. Şarlo filmlerinin etkilerini taşıyan ilk "sinema tipi" dizisi.
Raşit Rıza Samako
Doğum: 1890 - İstanbul
Ölüm: 25 Şubat 1961 - İstanbul
Eğitim Durumu: Hukuk Fakültesi (İstanbul)
(Cumhuriyetin ilk yıllarının önemli tiyatro ustasıdır)
Üniversite öğrencisiyken Ahmet Fehim Efendi Tiyatrosu’nda sahnelenen Vatan Yahut Silistre oyununda ilk kez 1908 yılında sahneye çıktı. Bir süre bu toplulukla birlikte turnelerde yer aldı. Onunla Selanik turnesine çıktı, Üsküp ve Manastır’a gitti. 31 Mart Vakasından sonra Ahmet Fehim Efendi ile birlikte Samsun’da Meşrutiyet Tiyatrosu’nu kurdu. Topluluk dağıldıktan sonra, farklı tiyatro topluluklarıyla turnelere katıldı.
I. Dünya Savaşı başlayınca İstanbul’a döndü ve 1915’te Darülbedayi’ye girdi. Kısa sürede oyunculuk yeteneğiyle dikkatleri çekti; özellikle Eliza Binemeciyan’la oluşturdukları ikili, halk tarafından çok tutuldu. Her rolünü içten yorumlaması, düzgün fiziği ve konuşmasıyla sevilmiştir.
1917 yılında Casus ve Pençe filmlerinin ardından 1919 yılında Mürebbiye filminde rol aldı. 1920’de Darülbedayi’den ayrılarak kendi adıyla bir topluluk kurdu ve Anadolu’nun çeşitli yerlerine turneler düzenledi.
Bir süre Ankara Halkevi’nde yönetmen olarak çalışan ve Ankara Şehir Tiyatrosu müdürlüğü de yapan Raşit Rıza, 1950’de, ölümüne değin oyuncu ve yönetmen olarak çalıştığı İstanbul Şehir Tiyatrosu’na geçti.
Uzun sanat yaşamında üstlendiği her rolü başarıyla canlandıran Raşit Rıza, oyunculuğuyla olduğu kadar yönetmenliğiyle de dönemin en başarılı tiyatrocularındandı.
FİLMLERİ:
Casus (1917)
Pençe (1917)
Binnaz (1919)
Mürebbiye (1919)
Yönetmen ve Senaryo: Ahmet Fehim (Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın romanından)
Görüntü Yönetmeni: Fuat Uzkınay
Oynayanlar: Raşit Rıza Samako, Behzat Butak, Ahmet Fehim, Madam Kalitea, İsmail Zahit, Bayzar Fasulyeciyan
Yapım: Malûl Gaziler Cemiyeti
Konu: Bir Türk ailesinin yanına mürebbiye olarak girip, köşkteki erkekleri baştan çıkaran Fransız yosması Anjel'in öyküsü.
Not: Türk sinemasında kadın kişiliği üzerine kurulan ilk film denemesi. Sansüre uğrayan ilk filmdir. Konunun ahlaksız bir Fransız mürebbiye üzerine kurulu olması nedeni ile İstanbul'daki İşgal Kuvvetleri Kumandanı General Franchet d'Esparay tarafından Anadolu'da gösterimi yasaklandı.
Burhanettin Tepsi
Babası: Hariciye Hukuku Muhtelite Müdürü Yusuf Neyyir Bey
Doğum: 1882
Ölüm: 20 Şubat 1947 - İstanbul
Eğitim: Galatasaray Lisesi
Aslen Tarsuslu olup, Mısrîzadeler olarak anılan Mısır göçmeni geniş bir ailedendir. Burhanettin Tepsi, babasının 28 yaşında ölümünün ardından, 1902 yılında Galatasaray Lisesi’ni bitirdi.
Bab-ı Ali’de çevirmen olarak çalışmaya başladı. Ardından Sadaret (Başbakanlık) tercümanlığına yükseldi. Ancak Sadaretteki görevinden istifa etti ve Tarsus’a gidip ailesine ait mülkleri elden çıkardıktan sonra Mısır’a kaçtı. Oradan da Fransa’ya geçerek uzun bir süre Fransa’da tiyatro eğitimine devam etti.
Burhanettin Tepsi, Meşrutiyetin ilanından (1908) hemen sonra İstanbul’a geri döndüyse de ilk başta Ermeni aktör ve aktrislerin çoğunlukta olduğu İstanbul sahnelerinde bir süreliğine küçük rollerle yetinmek zorunda kaldı. Sonra bir “Heyeti Edebiye” kurarak Abdülhak Hâmit (Tarhan)’in eserlerinden kimi parçalar sahneleyip aktörlüğe başlayarak kumpanyalar kurdu, yerli ve yabancı eserler sahneledi.
Kurduğu tiyatroda Behzat Butak, Muhsin Ertuğrul, Muvahhit Rafet, Şadi, Nureddin Şefkati, Kemal Emin, Galip Arcan, Hüseyin Kami, Doktor Neşat Halil, Emin Beliğ gibi sanatçılarla çalıştı. Sahnede ilk heyecan yılları içinde bazı başarılı işler yaptı. Fakat dengeyi koruyamadı.
Burhanettin Bey bir Fransa ziyaretinde kendinden 28 yaş küçük Saniye Hanımla tanışıp evlendi. I. Dünya Savaşı yıllarında ayrıldığı Türkiye'ye II. Dünya Savaşı başladığında tekrar döndü ve kurduğu Burhanettin - Saniye Tepsi Tiyatrosuyla sahne aldı. Ancak tam bir hüsrana uğrayarak, 1940 yılında Muhsin Ertuğrul ve arkadaşlarının düzenlediği jübileyle sanat hayatına son noktayı koydu. 1947 yılında da, çok erken denilen bir yaşta, kalp krizinden hayatını kaybetti.
Bu büyük ve yakışıklı aktörden geriye, Türk tiyatrosunu uzun bir süre öncülük etmiş, kendi kendini yetiştirmiş ve çevresindeki genç yetenekleri toplayarak tiyatro toplulukları kurmuş unutulmaz bir Burhanettin Tepsi ismi kalmıştır. Afife Jale, Behzad Butak, İsmail Galip Arcan ve Muhsin Ertuğrul gibi tiyatrocuların yetişmesinde büyük katkısı vardır.
İstanbul Belediyesinin kurduğu ve 1914'de açılan Darülbedayi-i Osmani'nin ilk öğretmelerinden olması yanında belki de ülkemizin ilk diplomalı aktörüdür. Fransa'da iken yazdığı "İstanbul Çiçeği' adlı bir tiyatro oyunu ile ödül kazanan sanatçıya LAUREAT de L'ACADEMIE payesi verildi. Bir ara sinemada da çalışan Burhanettin Tepsi Sedat Simavi'nin yönettiği Alemdar Mustafa paşa adlı filimde başrol oynadı.
FİLMLERİ:
Alemdar Mustafa Paşa "Alemdar Vak'ası yahut Sultan Selim-i Salis" (1918)
Jaima La Double “İkiz Jalma” (1928)
Yönetmen: Roger Goupillières
Senaryo: Jean-louis Bouquet , Roger Goupillières
Eser: Paul D'ivoi
Ülke: Fransa
Oynayanlar: Burhanettin Tepsi, Acho Chakatouny, Raoul Chennevières, Lucien Dalsace, Hugues de Bagratide, Georges Deneubourg, Brindusa Grozavescu, Huguette Hefti, Marcel Lesieur, Émile Mylo, Georges Tourreil
Konu: V. Murat'ın torunu Jalma'yı (Selma Sultan ) 2. Abdülhamit'in elinden kurtarmak isteyen iki Fransızın öyküsü.
Not: 1- 1927 de Fransızların tüm dış sahnelerini İstanbul'da sessiz olarak çektikleri film. Filmde Padişah V. Murat'ı Türk Aktör Burhanettin Tepsi canlandırmış.
2- Selma Sultan'ın öyküsünü Paris'te yaşayan Kızı Kenize Murad 2000 lerde yayınladığı "Saraydan Sürgüne " adlı romanında anlatmış.
SAYGILAR!..
Yönetmen ve Senaryo: Sedat Simavi (Mehmet Rauf'un aynı adlı dört perdelik oyunundan)
Görüntü Yönetmeni: Yorgo İlyadis
Oynayanlar: Eliza Binemeciyan, Nureddin Şefkati, Raşit Rıza Samako
Yapım: Müdafaa-i Milliye Cemiyeti
Konu: Şehvet düşkünü, isterik bir kadınla ilişki kuran Pertev ve evli bir kadın uğruna yuvasını unutan arkadaşı Vasfi'nin öyküsü.
Not: Ticari sinemalarda gösterime giren ve seyirci önüne çıkan ilk Türk filmi. Aynı zamanda, açık saçık sahneleri nedeni ile dönemin ilk tepki alan filmi oldu. Gümümüzde hiçbir kopyası mevcut değildir.
Eleştiri: Pençe namıyla ortaya atılan o saçma sapan şeylerin birbirine eklenmesinden mütehassıl şerit memleketimizde yalnız sanayi-i nefise müntesiplerini değil, her Türk'ü utandırmıştı. (Bkz.: Muhsin Ertuğrul, Memlekete Sinema hayatı, Temaşa dergisi, s.6, 15 Ağustos 1334 (1918);
Sedat Simavi
Gerçek Adı: Sedat Süleyman Simavi
Babası: Samsun mutasarrıfı Hamdi Bey
Doğum: 1896 – İstanbul
Ölüm: 11 Aralık 1953 – İstanbul
Eğitim Durumu: Galatasaray Lisesi
(İlk sinemacılardan, Gazeteci, Yazar, Karikatürist)
Anne tarafından dedesi eski sadrazamlardan Saffet Paşa'dır. Ortaokulu ve lisenin bir kısmını Kadıköy'deki Saint Joseph Fransız Lisesi’nde okuduktan sonra geçtiği Galatasaray Lisesi'nden 1912 yılında mezun oldu. Galatasaray Lisesi'nde tarih öğretmenliği yaptı. Daha sonra 1916 yılında haftalık olarak çıkardığı “Hande” dergisiyle yayın hayatına başladı. İnci, Diken, Karikatür gibi mizah dergilerini yayınladı. 1917 yılında “Pençe” ve “Casus” isimli ilk konulu Türk filmlerini yönetti.
Sedat Simavi’nin, Zenginler (1918) ve Kadınlar Saltanatı (1920) isimli karikatür albümleri vardır. 1921-1930 yılları arasında Hanım, Hacıyatmaz, Yıldız, Meraklı Gazeteci, Yeni Kitap, Arkadaş gibi çok sayıda dergi yayımladı. Sedat Simavi, o devrin en ünlü haftalık dergisi olan “Yedigün” adındaki dergiyi 1933 – 1950 yılları arasında çıkarttı. 1935 yılında “Karagöz” isimli dergiyi devren aldı. Bu dergiyi de 1950 yılında devretti. 1920 yılında “Dersaadet” adında günlük bir gazete çıkarmaya başladı. Sedat Simavi, 1946 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer aldı ve 1949 yılına kadar da başkanlığını yaptı.
1 Mayıs 1948 tarihinde “Hürriyet” gazetesini kurdu. 1 Mayıs 1948 tarihinde "Ürdün ve Irak orduları Filistin'e girdi" manşetiyle ilk sayısını çıkardı. Aynı zamanda gazetenin başyazarlığını yaptı. Sedat Simavi, “Fuji-Yama” adında bir roman ile “Ceza ve Hürriyet Apartmanı” adında iki piyes yazmıştır. Hürriyet Apartmanı adında piyesi 1945 yılında film yapılmıştır. Sedat Simavi, Melek hanım ile evlendi. Haldun Simavi ve Erol Simavi adında iki oğlu vardır.
FİLMLERİ:
Casus (1917)
Yönetmen ve Senaryo: Sedat Semavi
Görüntü Yönetmeni: Yorgo İlyadis
Oynayanlar: Raşit Rıza Samako, Nureddin Şefkati, Eliza Binemeciyan, Darülbedayi oyuncuları
Yapım: Müdafaa-i Milliye Cemiyeti
Konu: 1. Dünya Savaşı'nda geçen bir casusluk öyküsü.
Not: 1- Bir iddiaya göre film, "Casus" adını taşıyan bir oyundan uyarlanmıştı. Bir başka iddiaya göre ise bu adla bir oyuna rastlanmamıştır. (Bkz.: Erman Şener, Yarım Asır Önceki Filmlerimiz ve Artistleri, Hayat Tarih dergisi, s.10, Kasım 1972)
2- 1917'de Sabah Gazetesi'ndeki ilana göre "Casus", Royal Sineması'nda gösterime girdi. (Bkz. : Ali Özüyar, Sinemanın Osmanlıca Serüveni, sh.132, Deki yay., 2008)
3- Türk Sinemasının sessiz filmleri arasında yer alır. Hakkında az şey bilinmektedir. Kopyası kayıptır. Seyredilebilir nitelikte olmadığı söylenmektedir. İnternette dolaşırken aşağıdaki videoyu buldum. Yorum size ait.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Pençe (1917)
Alemdar Mustafa Paşa "Alemdar Vak'ası yahut Sultan Selim-i Salis" (1918)
Yönetmen ve Senaryo: Sedat Simavi (Celal Esat Arseven ile Salah Cimcoz'un "Sultan Selim-i Salis" adlı oyunundan)
Görüntü Yönetmeni: Kenan Enginsoy, Burhan Felek
Oynayanlar: Burhanettin Tepsi, Fahri ve Ermeni oyuncuları
Yapım: Müdafaa-i Milliye Cemiyeti
Not: 1- İlk tarihsel film denemesi. Filmin çekimi basında çeşitli tartışmalara yol açtı. Ve ilk karşı çıkanlardan biri de Muhsin Ertuğrul oldu. Ertuğrul, 10 sayılı 17 Teşrin-i evvel (Ekim) 1334 (1918) tarihli "Temaşa" dergisinde şöyle diyordu: " . . . Maalesef öğrendik ki yine hem de tarihimizin en sanlı sahifelerinden birini ihtiva eden Alemdar Vak'ası da sinema objektifi önünde çevrilmeye başlanmış. Nasıl ve ne şerait altında böyle oldukça ağır bir yükün altına girildiğini bilmiyoruz, fakat elimizdeki vesait ile yine sahnelerimizde temsil edilegelmekte olduğu gibi yapılacaksa, hürmetten başka bizden hiçbir şey beklemeyen, medar-i iftiharımız olan büyüklerimizin ruhunu bu surette incitmemiş olsak daha iyi olur." (Bkz. Nijat Özön, Türk Sinema Tarihi, Artist yayınları, 1962)
2- "Alemdar Mustafa Paşa" filminin montajını yapmaya vaktimiz olmadı. Yani, sahneler çekildi fakat senaryo icabı birbirine bağlantısı yapılmadan Türkiye mağlup oldu. Ne Müdafaa-i Milliye Cemiyeti kaldı, ne de filmler. Hepsini alıp götürdüler. Ama nereye götürdüler malumatım yoktu. (Bkz. Burhan Felek, "Sinema operatörlüğüm ", Milliyet gaz.)
3- Rakım Çalapala'ya göre ise, "Alemdar Mustafa Paşa" umumi harp sırasında tamamen çevrildiği halde, pozitife alınmadan imha edildi. (Bkz. Beklediğimiz Filmler, Yıldız 1944 Yıllığı, 1944)
Eliza Binemeciyan
Babası: Rupen Binemeciyan
Doğum: 1890 – İstanbul
Eğitim: Nötre Dame de Sion Fransız Kız Okulu
Ölüm: 29 Nisan 1981 – Toronto/Kanada
(Osmanlı tiyatro oyuncusu)
Binemeciyanlar adlı tiyatrocu ailenin en ünlü üyesidir. İstanbul’da bir Ermeni ailenin çocuğu olarak doğdu. Hepsi de tiyatrocu olan Rupen ve Agavni Zabel Binemeciyan’ın kızı, Onnik Binemeciyan’ın kardeşidir. Nötre Dame de Sion Fransız Kız Okulu’nda okudu. Annesi ile babası Mınakyan Tiyatrosu’nun önde gelen oyuncularından oldukları için tiyatro çevresi içinde büyüdü. Daha on yaşına gelmeden Mınakyan Tiyatrosu’nda küçük kız ve oğlan rollerine çıktı. Profesyonel oyunculuğa 1908’de Ermeni gençlerin kurduğu Serbest Sahne’de başladı. Bir süre sonra Mınakyan Tiyatrosu’na geçti ve ünlü bir tiyatro oyuncusu oldu.
1912’de Eliza’nın babası Rupen Binemeciyan öldü. Annesi Agavni Zabel Binemeciyan, Hekimyan ve Kınar Hanımlarla birlikte yeni topluluklar kurduysa da bunlar uzun ömürlü olmadı. 1915’te Agavni Zabel de öldü, bunun üzerine oğlu Onnik Binemeciyan Amerika’ya gitti ve kendisinden bir daha haber alınamadı.
Eliza Binemeciyan Donanma Cemiyeti Heyeti Temsiliyesi ve Yeni Sahne’de, daha sonra yeni kurulan Darülbedayi’de önemli rollere çıktı. 1921’de ilk kez, 1924’te de artık dönmemek üzere ikinci kez Paris’e gitti. Raşit Rıza’nın daveti üzerine 1926’nın Ramazan ayında Fransız Tiyatrosu’nda oynamak için Türkiye’ye geldi; sezon bitince yine Paris’e döndü ve bir daha geri gelmedi. II. Dünya Savaşı yıllarını Londra’da geçirdi, 1946’da Fransa’ya döndü. 1981 ’de Toronto’da öldü.
Oynadığı oyunlarda baş kadın ve genç kız rollerine çıkardı. Vücudunun zarif görüntüsünü kullanarak hafif şehla gözlerinin getirdiği sakıncayı gidermesini bilmişti. Raşit Rıza ile çok uyumlu bir ikili oluşturmuşlardı. Osmanlı Tiyatrosu’nda sahneye çıkan Ermeni oyuncuların en yeteneklilerinden birisiydi. (Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 17. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983)
FİLMLERİ:
Casus (1917)
Pençe (1917)
Binnaz (1919)
Yönetmen: Ahmet Fehim, Fazlı Necip
Senaryo: Münif Fehim (Yusuf Ziya Ortaç'ın manzum oyunundan)
Görüntü Yönetmeni: Fuat Uzkınay
Oynayanlar: Mille Blanche, Hüseyin Kemal Gürmen, Rana Dilberyan, Hakkı Necip Ağrıman, İsmail Zahit, Eliza Binemeciyan, Ekrem Oran, Ahmet Fehim, Raşit Rıza Samako
Yapım: Malul Gaziler Cemiyeti
Konu: Lale Devri'nin ünlü güzellerinden Binnaz'la onu elde etmek için birbirleriyle yarışan Efe Ahmet ve Hamza'nın aşk öyküsü.
Not: İlk başarılı ticari film. O yıllarda 1.500 Osmanlı Lirasına mal olan film, 5.500 Osmanlı Lirası hasılat topladı.
Nureddin Şefkati
Babası: Sadaret müsteşarı Şefkati Efendi
Doğum: 1866 – İstanbul
Ölüm: 15 Ekim 1938 – İstanbul
Rüsumat dairesinde memur iken 1908 yılında “Menfaati milliye” adlı komisyonun düzenlediği oyunlarda sahneye çıkmaya başlamıştır. İlk defa “Vatan” piyesinde “İslam Bey” rolünü oynamıştır. Daha sonra değişik gruplarda sahneye çıkmaya devam etmiştir.
Sedat Simavi’nin yönettiği “Pençe” ve “Casus” filmlerinde oynamıştır.
Nureddin Şefkati’nin evliliğinden bir kızı vardır.
Hakkında, Hikmet Feridun’un 1935 yılında sanatçıyla yapmış olduğu söyleşiden başka detaylı bilgi bulamadım.
FİLMLERİ:
Casus (1917)
Pençe (1917)
Bican Efendi Vekilharç (1921)
Yönetmen ve Senaryo: Şadi Fikret Karagözoğlu (Daniel Riche'nin "Le Pretexte-Bahane" ile İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci'nin "Hisse-i Şayia" adlı oyunundan)
Görüntü Yönetmeni: Fuat Uzkınay
Oynayanlar: Şadi Fikret Karagözoğlu, Şehper Karagözoğlu, Vasfi Rıza Zobu, İ. Galip Arcan, Behzat Butak, Nurettin Şefkati
Yapım: Malul Gaziler Cemiyeti
Konu: Bir köşkte vekilharç olarak görev yapan Bican efendinin acıklı öyküsü.
Not: Kısa öykülü film. Şarlo filmlerinin etkilerini taşıyan ilk "sinema tipi" dizisi.
Raşit Rıza Samako
Doğum: 1890 - İstanbul
Ölüm: 25 Şubat 1961 - İstanbul
Eğitim Durumu: Hukuk Fakültesi (İstanbul)
(Cumhuriyetin ilk yıllarının önemli tiyatro ustasıdır)
Üniversite öğrencisiyken Ahmet Fehim Efendi Tiyatrosu’nda sahnelenen Vatan Yahut Silistre oyununda ilk kez 1908 yılında sahneye çıktı. Bir süre bu toplulukla birlikte turnelerde yer aldı. Onunla Selanik turnesine çıktı, Üsküp ve Manastır’a gitti. 31 Mart Vakasından sonra Ahmet Fehim Efendi ile birlikte Samsun’da Meşrutiyet Tiyatrosu’nu kurdu. Topluluk dağıldıktan sonra, farklı tiyatro topluluklarıyla turnelere katıldı.
I. Dünya Savaşı başlayınca İstanbul’a döndü ve 1915’te Darülbedayi’ye girdi. Kısa sürede oyunculuk yeteneğiyle dikkatleri çekti; özellikle Eliza Binemeciyan’la oluşturdukları ikili, halk tarafından çok tutuldu. Her rolünü içten yorumlaması, düzgün fiziği ve konuşmasıyla sevilmiştir.
1917 yılında Casus ve Pençe filmlerinin ardından 1919 yılında Mürebbiye filminde rol aldı. 1920’de Darülbedayi’den ayrılarak kendi adıyla bir topluluk kurdu ve Anadolu’nun çeşitli yerlerine turneler düzenledi.
Bir süre Ankara Halkevi’nde yönetmen olarak çalışan ve Ankara Şehir Tiyatrosu müdürlüğü de yapan Raşit Rıza, 1950’de, ölümüne değin oyuncu ve yönetmen olarak çalıştığı İstanbul Şehir Tiyatrosu’na geçti.
Uzun sanat yaşamında üstlendiği her rolü başarıyla canlandıran Raşit Rıza, oyunculuğuyla olduğu kadar yönetmenliğiyle de dönemin en başarılı tiyatrocularındandı.
FİLMLERİ:
Casus (1917)
Pençe (1917)
Binnaz (1919)
Mürebbiye (1919)
Yönetmen ve Senaryo: Ahmet Fehim (Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın romanından)
Görüntü Yönetmeni: Fuat Uzkınay
Oynayanlar: Raşit Rıza Samako, Behzat Butak, Ahmet Fehim, Madam Kalitea, İsmail Zahit, Bayzar Fasulyeciyan
Yapım: Malûl Gaziler Cemiyeti
Konu: Bir Türk ailesinin yanına mürebbiye olarak girip, köşkteki erkekleri baştan çıkaran Fransız yosması Anjel'in öyküsü.
Not: Türk sinemasında kadın kişiliği üzerine kurulan ilk film denemesi. Sansüre uğrayan ilk filmdir. Konunun ahlaksız bir Fransız mürebbiye üzerine kurulu olması nedeni ile İstanbul'daki İşgal Kuvvetleri Kumandanı General Franchet d'Esparay tarafından Anadolu'da gösterimi yasaklandı.
Burhanettin Tepsi
Babası: Hariciye Hukuku Muhtelite Müdürü Yusuf Neyyir Bey
Doğum: 1882
Ölüm: 20 Şubat 1947 - İstanbul
Eğitim: Galatasaray Lisesi
Aslen Tarsuslu olup, Mısrîzadeler olarak anılan Mısır göçmeni geniş bir ailedendir. Burhanettin Tepsi, babasının 28 yaşında ölümünün ardından, 1902 yılında Galatasaray Lisesi’ni bitirdi.
Bab-ı Ali’de çevirmen olarak çalışmaya başladı. Ardından Sadaret (Başbakanlık) tercümanlığına yükseldi. Ancak Sadaretteki görevinden istifa etti ve Tarsus’a gidip ailesine ait mülkleri elden çıkardıktan sonra Mısır’a kaçtı. Oradan da Fransa’ya geçerek uzun bir süre Fransa’da tiyatro eğitimine devam etti.
Burhanettin Tepsi, Meşrutiyetin ilanından (1908) hemen sonra İstanbul’a geri döndüyse de ilk başta Ermeni aktör ve aktrislerin çoğunlukta olduğu İstanbul sahnelerinde bir süreliğine küçük rollerle yetinmek zorunda kaldı. Sonra bir “Heyeti Edebiye” kurarak Abdülhak Hâmit (Tarhan)’in eserlerinden kimi parçalar sahneleyip aktörlüğe başlayarak kumpanyalar kurdu, yerli ve yabancı eserler sahneledi.
Kurduğu tiyatroda Behzat Butak, Muhsin Ertuğrul, Muvahhit Rafet, Şadi, Nureddin Şefkati, Kemal Emin, Galip Arcan, Hüseyin Kami, Doktor Neşat Halil, Emin Beliğ gibi sanatçılarla çalıştı. Sahnede ilk heyecan yılları içinde bazı başarılı işler yaptı. Fakat dengeyi koruyamadı.
Burhanettin Bey bir Fransa ziyaretinde kendinden 28 yaş küçük Saniye Hanımla tanışıp evlendi. I. Dünya Savaşı yıllarında ayrıldığı Türkiye'ye II. Dünya Savaşı başladığında tekrar döndü ve kurduğu Burhanettin - Saniye Tepsi Tiyatrosuyla sahne aldı. Ancak tam bir hüsrana uğrayarak, 1940 yılında Muhsin Ertuğrul ve arkadaşlarının düzenlediği jübileyle sanat hayatına son noktayı koydu. 1947 yılında da, çok erken denilen bir yaşta, kalp krizinden hayatını kaybetti.
Bu büyük ve yakışıklı aktörden geriye, Türk tiyatrosunu uzun bir süre öncülük etmiş, kendi kendini yetiştirmiş ve çevresindeki genç yetenekleri toplayarak tiyatro toplulukları kurmuş unutulmaz bir Burhanettin Tepsi ismi kalmıştır. Afife Jale, Behzad Butak, İsmail Galip Arcan ve Muhsin Ertuğrul gibi tiyatrocuların yetişmesinde büyük katkısı vardır.
İstanbul Belediyesinin kurduğu ve 1914'de açılan Darülbedayi-i Osmani'nin ilk öğretmelerinden olması yanında belki de ülkemizin ilk diplomalı aktörüdür. Fransa'da iken yazdığı "İstanbul Çiçeği' adlı bir tiyatro oyunu ile ödül kazanan sanatçıya LAUREAT de L'ACADEMIE payesi verildi. Bir ara sinemada da çalışan Burhanettin Tepsi Sedat Simavi'nin yönettiği Alemdar Mustafa paşa adlı filimde başrol oynadı.
FİLMLERİ:
Alemdar Mustafa Paşa "Alemdar Vak'ası yahut Sultan Selim-i Salis" (1918)
Jaima La Double “İkiz Jalma” (1928)
Yönetmen: Roger Goupillières
Senaryo: Jean-louis Bouquet , Roger Goupillières
Eser: Paul D'ivoi
Ülke: Fransa
Oynayanlar: Burhanettin Tepsi, Acho Chakatouny, Raoul Chennevières, Lucien Dalsace, Hugues de Bagratide, Georges Deneubourg, Brindusa Grozavescu, Huguette Hefti, Marcel Lesieur, Émile Mylo, Georges Tourreil
Konu: V. Murat'ın torunu Jalma'yı (Selma Sultan ) 2. Abdülhamit'in elinden kurtarmak isteyen iki Fransızın öyküsü.
Not: 1- 1927 de Fransızların tüm dış sahnelerini İstanbul'da sessiz olarak çektikleri film. Filmde Padişah V. Murat'ı Türk Aktör Burhanettin Tepsi canlandırmış.
2- Selma Sultan'ın öyküsünü Paris'te yaşayan Kızı Kenize Murad 2000 lerde yayınladığı "Saraydan Sürgüne " adlı romanında anlatmış.
SAYGILAR!..