agartan
Onursal Üye
- 28 Haz 2019
- 1,220
- 11,307
agartan "Kara Filmler"
Önsöz:
Çizgi roman tutkunları için eşsiz bir kaynak olan Çizgi Diyarında bir kaç zaman önce, haklı bir eleştiride bulunan
sayın kudretsabancı'nın mesajını ve verilen yanıtları, çözüm önerilerini okudum.
Kişisel olarak, film sunumlarının çokluğundan rahatsız değilim.
Çok değiller; çünkü "çok" olmak şöyle olur:
Alfred Hitchcock filmlerini tamamlamak için bir gece içinde tam 12 film sunmuştum.
Bilmeyenler için yazıyorum, Alfred Hitchcock Filmografisi için: http://www.cizgidiyari.com/forum/yabanci-filmler/143612-alfred-hitchcock-filmografi.html
Ama, özensiz film sunulmasından rahatsızım.
Özensiz derken;
bir ölçü olarak film bilgi sitelerinin puanlamasına göre film seçimi yapılmalı diye düşünüyorum.
IMDb, Rotten Tomatoes, Metacritic baz alınabilir. Türkçe Altyazı sitesi bile baz alınabilir.
IMDb 3.2 puanı olan bir filmi sunmak için, çok önemli bir sebep olmalı.
Türk oyuncu olabilir, bir Türk romanından uyarlama olabilir, güzel ülkemizde çevrilmiş olabilir...
Sırf 'Türkçe' diye, film sitelerindeki şifreli / şifresiz filmlerin linklerini buraya aktarmak...
Şöyle düşünmek gerekir; bu film sinemada olsa, -zaman ve nakdi olarak- gidip izlemeye değer mi?
Burası film kısmı.
Sunumlarda künye mutlaka olmalı. Üyeler neyi indireceklerini bilmeliler.
Filmi paylaşanlar link kırılmasına karşı en az bir yıl garanti vermeli, link kırıldığında ilk işi yenilemek olmalı.
Filmin konusu, türü hiç önemli değil; ama film hakkında ilginç detaylar varsa, üşenmeyip yazmalı.
Ve elbette, sunumlarda iki / üç afiş veya görsel olmalı. Burası da sunum kısmı.
Çizgi roman sitesinde film paylaşımlarının çokluğuna dair eleştiri (hatta şikayet) yazılıyor,
ancak halen daha günde çift film paylaşılıyor. Hiç mi üstüne alınmıyorsun, bilader?
Rahatsızlık veriyorsun işte, daha nasıl anlatılsın?
Üyeler birbirlerine 'hırsızlık - dolandırıcılık' suçlaması yaparak tartışıyor.
Filmi paylaşıp sunduktan sonra, o artık kişisel değil, anonimdir. Ne hırsızlığı, ne dolandırıcılığı?
Bir üye demiş ki, "bunu video kasetten ben ripledim, başka yerde sunarken bari adıma bir teşekkür et"
Video kaset işi ben yapmadım, ama bir arkadaşım yaptı; her video kasette bir "telif" bulunduğu gibi,
"Başka bir platforma aktarılamaz" uyarısı hepsinde vardır. Kim hırsız, kim dolandırıcı?
Film sunumuma gelerek yorum yapan üye, film tavsiye ederken yanlış isim veriyor. Düzeltiyorum.
Bu sefer düzeltmeye bozuluyor, 'zaten burası çizgi roman sitesi... neyse' gibi alaycı, küçük gören imalarda bulunuyor.
Tartışmalarda öne sürülen argüman, herkes için kırılmaz / bozulmaz olmalı; böyle düşünüyorsan,
çizgi roman sitesindeki film sunumuna niye girip de yorum (üstelik yanlış!) yapıyorsun?
Benim rahatsızlık duyduklarım, bunlar.
Çünkü, ülkemizin en zengin çizgi roman kaynağı olan Çizgi Diyarı,
aynı zamanda paylaşılan ürün ile birlikte sunulan bilgi kalitesi,
üye kalitesi ve hitap, söylem kalitesi olarak da zirvede olmalıdır.
Bütün bunları görüp değerlendirdim ve kendimce uygulayabileceğim, şöyle bir çözüm buldum:
Bu konu başlığı altında en az 111 (yüzonbir) Film-Noir türünde film sunacağım. (nasipse)
ilgi için: http://www.cizgidiyari.com/forum/yabanci-filmler/159118-film-noir-kara-film.html
Her bir film için ayrı ayrı konu açmayacağım yani.
111 günde sunsam da, 1 günde sunsam da "Son Konular" sayfasında görünmeyecek.
Mesaj enflasyonunu da, teşekkür veya afili beğeni mesajlarını "beğen" tuşunu kullanarak azaltabiliriz.
Bu sayfada yalnızca Film-Noir türünde filmler yer alacak, diğer tür filmler için de böyle bir düzenleme yapabilirim.
agartan Bilim-kurgu & Fantastik Filmler,
agartan Savaş & Western Filmler,
agartan Suç, Gizem & Gerilim Filmleri... vb.
Uygulamak için bu sayfada bir kaç film sunayım, sonucu hep birlikte görelim.
* * *
The Mask Of Dimitrios (1944)
Yönetmen: Jean Negulesco
Senaryo: Frank Gruber, Eric Ambler
Müzik: Adolph Deutsch
Ülke: ABD
Tür: Suç, Dram, Kara Film
Vizyon Tarihi: 23 Haziran 1944 (ABD); Türkiye: 1948 (İzmirli Dimitriyos'un Maskesi)
Süre: 92 dk
Dil: İngilizce
Çekim Yeri: Burbank, California, ABD
IMDb Rating: 7.2
Sunum: 740 MB, Siyah - Beyaz 692*506 pxs, orijinal dil, Türkçe altyazı, çeşitli posterler
İzmirli Dimitriyos'un Maskesi:
*Link yenilendi*
Edebiyatta modern gerilim türünün mucitlerinden yazar Eric Ambler'in (1909-1998) 1939 tarihli yapıtından uyarlama,
1944 tarihli bir film The Mask Of Dimitrios.
Türkiye'de zamanında gösterime girdiği adıyla "İzmirli Dimitriyos'un Maskesi".
Filmin aslı 1938'de geçse de, 1922-1938 arası başka tarihleri de görüyoruz geçmişe dönüşlerle.
"Film Noir" izlemenin keyfine varılacak filmlerden birisi.
Filmin biz Türkler için en büyük özelliği, Türkiye'de başlaması ve
senaryo gereği sıklıkla Türkiye'ye ve bağlantılı öğelere atıfta bulunulması.
Gerçi az arşiv görüntüsü, bolca stüdyo çekimleri ile kotarılmış ama verilmek istenen atmosferi yakalamış.
Kadın oyuncular biraz geri planda kalmış öykünün gidişatı açısından...
Bu filme çok yakışan Peter Lorre ve Sydney Greenstreet döktürüyor.
Elbette bir "Maltese Falcon" (Malta Şahini) ayarında değil ama türün gönülden meraklıları için eşsiz bir hazine sayılabilir.
Serseri ruhlu maceraperest bir adam portresi çizen Dimitrios'un entrika, gizem, casusluk dolu yaşamından daha çok,
Dimitrios'un izini süren karakterler bizleri filme bağlıyor.
Greenstreet ve Lorre harika performanslar sergileyerek kendilerini filme eklemliyorlar.
Negulesco, "flash-back" kullanmanın ölçüsünü kaçırmış gibi dursa da,
filmin yapısı gereği senaryo bir romandan kotarılmıştı ve romanın özüne sadık kalması gerekiyordu.
Olağanüstü bir film olmasa da, türünün en iyi örneklerinden,
türüne özgü zengin klişe içerik örneklerini barındıran bir film İzmirli Dimitriyos'un Maskesi...
Film boyu kozmopolit tiplerle şehirden şehire, ülkeden ülkeye dolaşıyor, casusluk entrikalarına şahit oluyoruz;
hatta "flash-back" sekanslarıyla, zaman içinde de ileri-geri gidiyoruz.
Kurt Katch de (Albay Hakkı / Hakim / Haki?) ayrı bir tat vermiş, Türk Albay rolünü başarıyla canlandırmış...
Albay Hakkı karakterine Eric Ambler'in başka bazı romanlarında da rastlamak mümkün.
Eric Ambler'in bir başka eseri, bu filmden bir yıl önce Orson Welles ile filme alınmıştı.
Şurada: http://www.cizgidiyari.com/forum/yabanci-filmler/162530-estambul-1943-film-noir.html
Filmin 1944'te, henüz II.Dünya Savaşı sürerken çekilmesi, romanınsa 1938-1939'larda,
savaşın hemen öncesinde yazılışı, üzerinde önemle durulması gereken veriler.
Çok daha sonraları çekilen kimi filmlerde bile Türkiye sahnelerinde Osmanlı dönemi kılık-kıyafet, eski yazılar vb. görülürken,
dönemin tarihsel gerçekliklerine, azıcık bozulmalarla da olsa, sadık kalınmış oluşu takdire şayan.
Film veya romandan uyarlama senaryo, 1945'te Radyo Tiyatrosu olarak da dinleyicilerle buluşmuş...
"B sınıfı" filmleri ve "Film Noir" seven sinefillerin, (halen izlemedilerse) izlemelerinde yarar var.
Türü sevmeyenler içinse, anlamsız ve zaman kaybı diye nitelendirilebilir.
Saygılarımla.
*
Önsöz:
Çizgi roman tutkunları için eşsiz bir kaynak olan Çizgi Diyarında bir kaç zaman önce, haklı bir eleştiride bulunan
sayın kudretsabancı'nın mesajını ve verilen yanıtları, çözüm önerilerini okudum.
Kişisel olarak, film sunumlarının çokluğundan rahatsız değilim.
Çok değiller; çünkü "çok" olmak şöyle olur:
Alfred Hitchcock filmlerini tamamlamak için bir gece içinde tam 12 film sunmuştum.
Bilmeyenler için yazıyorum, Alfred Hitchcock Filmografisi için: http://www.cizgidiyari.com/forum/yabanci-filmler/143612-alfred-hitchcock-filmografi.html
Ama, özensiz film sunulmasından rahatsızım.
Özensiz derken;
bir ölçü olarak film bilgi sitelerinin puanlamasına göre film seçimi yapılmalı diye düşünüyorum.
IMDb, Rotten Tomatoes, Metacritic baz alınabilir. Türkçe Altyazı sitesi bile baz alınabilir.
IMDb 3.2 puanı olan bir filmi sunmak için, çok önemli bir sebep olmalı.
Türk oyuncu olabilir, bir Türk romanından uyarlama olabilir, güzel ülkemizde çevrilmiş olabilir...
Sırf 'Türkçe' diye, film sitelerindeki şifreli / şifresiz filmlerin linklerini buraya aktarmak...
Şöyle düşünmek gerekir; bu film sinemada olsa, -zaman ve nakdi olarak- gidip izlemeye değer mi?
Burası film kısmı.
Sunumlarda künye mutlaka olmalı. Üyeler neyi indireceklerini bilmeliler.
Filmi paylaşanlar link kırılmasına karşı en az bir yıl garanti vermeli, link kırıldığında ilk işi yenilemek olmalı.
Filmin konusu, türü hiç önemli değil; ama film hakkında ilginç detaylar varsa, üşenmeyip yazmalı.
Ve elbette, sunumlarda iki / üç afiş veya görsel olmalı. Burası da sunum kısmı.
Çizgi roman sitesinde film paylaşımlarının çokluğuna dair eleştiri (hatta şikayet) yazılıyor,
ancak halen daha günde çift film paylaşılıyor. Hiç mi üstüne alınmıyorsun, bilader?
Rahatsızlık veriyorsun işte, daha nasıl anlatılsın?
Üyeler birbirlerine 'hırsızlık - dolandırıcılık' suçlaması yaparak tartışıyor.
Filmi paylaşıp sunduktan sonra, o artık kişisel değil, anonimdir. Ne hırsızlığı, ne dolandırıcılığı?
Bir üye demiş ki, "bunu video kasetten ben ripledim, başka yerde sunarken bari adıma bir teşekkür et"
Video kaset işi ben yapmadım, ama bir arkadaşım yaptı; her video kasette bir "telif" bulunduğu gibi,
"Başka bir platforma aktarılamaz" uyarısı hepsinde vardır. Kim hırsız, kim dolandırıcı?
Film sunumuma gelerek yorum yapan üye, film tavsiye ederken yanlış isim veriyor. Düzeltiyorum.
Bu sefer düzeltmeye bozuluyor, 'zaten burası çizgi roman sitesi... neyse' gibi alaycı, küçük gören imalarda bulunuyor.
Tartışmalarda öne sürülen argüman, herkes için kırılmaz / bozulmaz olmalı; böyle düşünüyorsan,
çizgi roman sitesindeki film sunumuna niye girip de yorum (üstelik yanlış!) yapıyorsun?
Benim rahatsızlık duyduklarım, bunlar.
Çünkü, ülkemizin en zengin çizgi roman kaynağı olan Çizgi Diyarı,
aynı zamanda paylaşılan ürün ile birlikte sunulan bilgi kalitesi,
üye kalitesi ve hitap, söylem kalitesi olarak da zirvede olmalıdır.
Bütün bunları görüp değerlendirdim ve kendimce uygulayabileceğim, şöyle bir çözüm buldum:
Bu konu başlığı altında en az 111 (yüzonbir) Film-Noir türünde film sunacağım. (nasipse)
ilgi için: http://www.cizgidiyari.com/forum/yabanci-filmler/159118-film-noir-kara-film.html
Her bir film için ayrı ayrı konu açmayacağım yani.
111 günde sunsam da, 1 günde sunsam da "Son Konular" sayfasında görünmeyecek.
Mesaj enflasyonunu da, teşekkür veya afili beğeni mesajlarını "beğen" tuşunu kullanarak azaltabiliriz.
Bu sayfada yalnızca Film-Noir türünde filmler yer alacak, diğer tür filmler için de böyle bir düzenleme yapabilirim.
agartan Bilim-kurgu & Fantastik Filmler,
agartan Savaş & Western Filmler,
agartan Suç, Gizem & Gerilim Filmleri... vb.
Uygulamak için bu sayfada bir kaç film sunayım, sonucu hep birlikte görelim.
* * *
The Mask Of Dimitrios (1944)
Yönetmen: Jean Negulesco
Senaryo: Frank Gruber, Eric Ambler
Müzik: Adolph Deutsch
Ülke: ABD
Tür: Suç, Dram, Kara Film
Vizyon Tarihi: 23 Haziran 1944 (ABD); Türkiye: 1948 (İzmirli Dimitriyos'un Maskesi)
Süre: 92 dk
Dil: İngilizce
Çekim Yeri: Burbank, California, ABD
IMDb Rating: 7.2
Sunum: 740 MB, Siyah - Beyaz 692*506 pxs, orijinal dil, Türkçe altyazı, çeşitli posterler
İzmirli Dimitriyos'un Maskesi:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
*Link yenilendi*
Edebiyatta modern gerilim türünün mucitlerinden yazar Eric Ambler'in (1909-1998) 1939 tarihli yapıtından uyarlama,
1944 tarihli bir film The Mask Of Dimitrios.
Türkiye'de zamanında gösterime girdiği adıyla "İzmirli Dimitriyos'un Maskesi".
Filmin aslı 1938'de geçse de, 1922-1938 arası başka tarihleri de görüyoruz geçmişe dönüşlerle.
"Film Noir" izlemenin keyfine varılacak filmlerden birisi.
Filmin biz Türkler için en büyük özelliği, Türkiye'de başlaması ve
senaryo gereği sıklıkla Türkiye'ye ve bağlantılı öğelere atıfta bulunulması.
Gerçi az arşiv görüntüsü, bolca stüdyo çekimleri ile kotarılmış ama verilmek istenen atmosferi yakalamış.
Kadın oyuncular biraz geri planda kalmış öykünün gidişatı açısından...
Bu filme çok yakışan Peter Lorre ve Sydney Greenstreet döktürüyor.
Elbette bir "Maltese Falcon" (Malta Şahini) ayarında değil ama türün gönülden meraklıları için eşsiz bir hazine sayılabilir.
Serseri ruhlu maceraperest bir adam portresi çizen Dimitrios'un entrika, gizem, casusluk dolu yaşamından daha çok,
Dimitrios'un izini süren karakterler bizleri filme bağlıyor.
Greenstreet ve Lorre harika performanslar sergileyerek kendilerini filme eklemliyorlar.
Negulesco, "flash-back" kullanmanın ölçüsünü kaçırmış gibi dursa da,
filmin yapısı gereği senaryo bir romandan kotarılmıştı ve romanın özüne sadık kalması gerekiyordu.
Olağanüstü bir film olmasa da, türünün en iyi örneklerinden,
türüne özgü zengin klişe içerik örneklerini barındıran bir film İzmirli Dimitriyos'un Maskesi...
Film boyu kozmopolit tiplerle şehirden şehire, ülkeden ülkeye dolaşıyor, casusluk entrikalarına şahit oluyoruz;
hatta "flash-back" sekanslarıyla, zaman içinde de ileri-geri gidiyoruz.
Kurt Katch de (Albay Hakkı / Hakim / Haki?) ayrı bir tat vermiş, Türk Albay rolünü başarıyla canlandırmış...
Albay Hakkı karakterine Eric Ambler'in başka bazı romanlarında da rastlamak mümkün.
Eric Ambler'in bir başka eseri, bu filmden bir yıl önce Orson Welles ile filme alınmıştı.
Şurada: http://www.cizgidiyari.com/forum/yabanci-filmler/162530-estambul-1943-film-noir.html
Filmin 1944'te, henüz II.Dünya Savaşı sürerken çekilmesi, romanınsa 1938-1939'larda,
savaşın hemen öncesinde yazılışı, üzerinde önemle durulması gereken veriler.
Çok daha sonraları çekilen kimi filmlerde bile Türkiye sahnelerinde Osmanlı dönemi kılık-kıyafet, eski yazılar vb. görülürken,
dönemin tarihsel gerçekliklerine, azıcık bozulmalarla da olsa, sadık kalınmış oluşu takdire şayan.
Film veya romandan uyarlama senaryo, 1945'te Radyo Tiyatrosu olarak da dinleyicilerle buluşmuş...
"B sınıfı" filmleri ve "Film Noir" seven sinefillerin, (halen izlemedilerse) izlemelerinde yarar var.
Türü sevmeyenler içinse, anlamsız ve zaman kaybı diye nitelendirilebilir.
Saygılarımla.
*
Son düzenleme: