agartan
Onursal Üye
- 28 Haz 2019
- 1,222
- 11,304
Alfred Hitchcock's Torn Curtain 1966
Yönetmen: Alfred Hitchcock
Senaryo: Brian Moore, Willis Hall, Keith Waterhouse
Müzik: John Addison
Tür: Gerilim
Süre: 128 dk
Vizyon Tarihi: 01 Ocak 1970 Türkiye "Esrar Perdesi"
Dil: İngilizce, Almanca, İsveççe, Norveççe
Bütçe: $6 M
Çekim Yeri: Berlin, Almanya
IMDb Rating: 6.7
***
***
ekşi sözlük:
alfred hitchcock'un son filmlerinden. ne yazık ki aynı zamanda en kötü filmlerinden bir tanesi.
epey yaşlanmış olmasına rağmen son döneminde "marnie" gibi sağlam bir film ortaya koymayı başarmıştı.
gerçi hitch'in diğer son dört-beş filmi gibi "marnie"yi de başarılı bulmayanlar mevcut.
hitch 40'larda ve 50'lerde de kötü filmler çekti (ama sayıları çok az, bir kaç taneyi geçmezler).
ama en olumsuz eleştirileri son dönem filmleriyle topladı. "marnie" acımasızca eleştirilmeyi hak eden bir iş değildi kesinlikle.
lakin "torn curtain"e ne kadar vursak azdır, zira harbiden kötü bir film.
bu başlıkta bir ekşi sözlük yazarı filmin başrolü olan paul newman (rest in peace hacı, büyük bir aktördün, ne 90'larda ne de 2000'lerde senin gibisi gelebildi bu sektöre),
hitch'e filmin sorunlarını liste halinde sunmuş. daha doğrusu karakterin sorunlarını, ama zaten karakterde sorun varsa filmde de var.
ne derece doğru, bilmiyorum, hitch newman'a "işime karışma" demiş. doğru bir hikaye mi, bilmiyorum ama hitch'ten beklenebilecek bir davranış.
tipi hadren ile the birds'te bir hayli sorunlu bir ilişkisi vardı. keza "marnie"de de kavga etmişler. özellikle son döneminde hitch'in iyice huysuzlaştığı söyleniyor.
o yüzden newman'a böyle bir şey demişse şaşırmam.
film hakikaten kötü. geçenlerde q.tarantino "yakın zamanda sinemayı bırakacağım. yaşlanana kadar film çekmek istemiyorum.
bir kaç film daha çektikten sonra sinemayı bırakacağım. ancak çok sağlam bir senaryoyla karşılaşırsam dönerim sinemaya.
yaşlı yönetmenlerin filmografilerine baktığınızda en kötü filmlerini hep yaşlandıklarında, ölmeden önce çektiklerini görürsünüz.
kesinlikle böyle birisi olmaya niyetli değilim" demişti. evet, kendisi çok haklı. tabi ki istisnalar var, yaşlanmış olmasına rağmen hala sağlam filmler çekenler var.
ama genel için böyle bir cümle kurulabilir. hitch yaşlandığı için mi bu filmi bu denli kötü oldu, bilmiyorum.
ama "marnie"yi düşünürsek hitch'in son dört-beş filminin hepsinin kötü olduğunu söyleyemeyiz.
bu filmin çok eksikleri var. gizemden çok iyi anlayan hitch bu filmde bunu başaramamış.
film pek gizemli değildi. gizli bir örgüt, bu örgütün talimatıyla hitler almanyasına giden bir profesör, prof.'un gerçek kimliğinin açığa çıkması vs
buradaki bütün gizemler sözde/senaryoda kalmış. görüntülere taşınamamış bu gizemli olaylar, karakterler. ayrıca senaryo üzerinde gizemli olan olaylar
aslında senaryo üzerinde dahi pek de gizemli durmuyorlar. gerilimi de epey koftu. ki hitch'ten, gerilimin babasından bahsediyoruz.
ama neticede büyük bir yönetmen olsa da o da bir insan. her yönetmen gibi onun da kötü film çekme hakkı var.
gizem becerilmemiş, gerilim de pek becerilmemiş. asıl sorun hikayede. pek de sağlam temellere dayanmayan hikayeleri,
karakterleri ve kötü kahramanlarının sıradanlıkları ve olmamışlıkları
(gel de newman'a hak verme! adam karakteri için dediklerinde sonuna dek haklı. hakikaten de karakter epey yüzeysel çizilmiş),
90 dakikaya rahatça sığdırılabilecek bu hikayenin 120 dakika boyunca işlenmesi filmin eksileri.
sözün özü, kötü bir film
*
hitchcock, çektiği 50. film olan bu eserinden pek memnun kalmamış ve özellikle paul newman gibi
genç ve ukala bir starla çalışmakta zorlanmıştır. bu nedenle, sonraki filmlerinde asla amerikalı ünlü oyuncuları tercih etmemiştir.
buna karşın, filmde wolfgang kieling'in performansından son derece memnun kalmıştır. ayrıca filme ilham veren olay,
1951 senesinde ingiliz diplomatlar guy burgess ve donald maclean'in sovyet rusya'ya iltica etmeleridir.
sonuçta, 3 farklı oscarlı oyuncunun -paul newman, julie andrews ve lila kedrova- rol aldığı ve
oscar adayı efsanevi bir yönetmen tarafından -alfred hitchcock- çekilen unutulmaz bir klasiktir.
*
bu film hakkında bazı detay bilgiler şöyledir; (ekşi sözlük)
- filmin senaristi, kuzey irlanda asıllı kanadalı ünlü romancı brian moore'dur.
birçok önemli romanı olan moore, bu film için senaryoyu usta yönetmen alfred hitchcock'la beraber kaleme almıştır.
hitchcock, moore'dan önce bu filmin senaryosu için ünlü yazar vladimir nabokov'a bir teklif yapmış;
ancak nabokov, siyasi gerilim türünde eserler yazmak istemediğini belirterek teklifi reddetmiştir.
- filmleri için büyük özen gösteren usta sinemacı alfred hitchcock, moore'un senaryosunu geliştirmek ve diyalogları daha iyi hale getirmek için
keith waterhouse ve willis hall gibi bu işin ustası iki kişiyi de ücretli olarak tutmuştur.
- daha çok korku-gerilim filmleriyle tanınan alfred hitchcock, dr. no (1962) ve from russia with love (1963) filmleriyle birlikte james bond serisinin çok popüler olması
nedeniyle, 1960'larda hollywood'da "spy thriller" adı verilen istihbarat temalı filmler çekmeye başlamıştır.
hitchcock, zaten 1959 tarihli north by northwest filmiyle de bu türe erken bir giriş yapmıştır.
- alfred hitchcock'a bu filmi çekerken ilham veren olay, ingiliz diplomatlar guy burgess ve donald maclean'in 1951 yılında sovyetler birliği'ne iltica etmeleridir.
hitchcock, özellikle maclean'in karısı melinda marling'in kocasından bir yıl kadar sonra 3 çocuğuyla birlikte rusya'ya kaçmasından çok etkilenmiştir.
ayrıca soğuk savaş koşullarında değerlendirildiğinde, rusya adına amerika'da casusluk yapan rosenberglerin idamı nedeniyle abd'nin dünya kamuoyunda pek de
sevilmediği yıllarda çekilen bu film, abd'nin imajını düzeltmeye çalışmaktadır. zira filmde paul newman'ın canlandırdığı nükleer fizik profesörü michael armstrong,
iyi ve kahraman bir anti-komünist portresi çizmektedir.
- hitchcock, filmin başrolleri için başta cary grant ve eva marie saint'i düşünmüş, hatta onlarla görüşmeler dahi yapmıştır.
yapımcı universal pictures ise, usta yönetmene, popüler ve genç isimlerle çalışması konusunda baskı yapmıştır. sonuçta, lew wasserman'ın baskılarıyla paul newman ve
julie andrews gibi dönemin iki genç yıldızı başroller için seçilmişlerdir. hitchcock ise bu durumdan hiç memnun olmamış ve toplam birkaç milyon dolarlık
(farklı kaynaklarda 3 ile 5 arasında değişiyor) bütçe içerisinde bu iki oyuncuya 750.000'er dolar verilmesini müsriflik olarak değerlendirmiştir.
hitchcock, o yılların en büyük yıldızları olan bu iki genç oyuncu dışında, lila kedrova gibi zorba the greek filmiyle parlayan bir yıldızı daha cast ederek,
filmin oyuncu kadrosunu epey güçlendirmiştir. balerin oyuncu tamara toumanova, avusturyalı usta aktör ludwig donath ve hitchcock'un yeteneğine ve
uyumlu çalışmasına hayran kaldığı alman aktör wolfgang kieling'le birlikte, film, gerçekten de muhteşem bir oyuncu kadrosu oluşturmayı başarmıştır.
- filmin çekimleri 18 ekim 1965 tarihinde başlamış ve tam 3 ay sürmüştür. ayrıca paul newman'ın hastalığı nedeniyle çekimlere 2 hafta kadar kısa bir ara da verilmiştir.
1966 şubat'ında çekimler tamamlanmıştır.
- hitchcock, julie andrews'ün filmde başrolü almasından hoşnut olmasa da, ona karşı daima nazik davranmış ve ikili arasında ciddi bir sürtüşme yaşanmamıştır.
ancak hitchcock'un paul newman'la ilişkileri, film çekimleri süresince son derece gergin şekilde sürmüştür. cary grant ve james stewart gibi önceki jenerasyondan
jönlerle çalışmaya alışkın olan usta yönetmen, newman'ın senaryoya karışması ve hitchcock'un oyuncularını motive etmek için hiçbir çaba içerisine girmemesini
eleştirmesi nedeniyle onu hiç sevmemiştir. hatta hitchcock, bu filmden sonra amerikalı ünlü ve genç starlarla bir daha çalışmama kararı almıştır.
newman ise, method acting stiliyle oyunculuk yaptığı için, karakterinin gelişimi konusunda usta yönetmenden sürekli bir ilgi-alaka ve motivasyon talep etmiştir.
ancak hitchcock, bu taleplere, "motivasyon kaynağın maaşındır" şeklinde cevap vermiştir.
- andrews-newman ikilisiyle pek uyuşamayınca, alfred hitchcock, filmi iyi yapabilmek için yan karakterlere ağırlık vermeye başlamıştır.
bu nedenle, lila kedrova'nın canlandırdığı countess kutchiska karakterinin sahneleri neredeyse hiç kesilmemiş ve kedrova'nın filmde uzun süre yer alabilmesi sağlanmıştır.
- filmde wolfgang kieling'in canlandırdığı gromek karakterinin armstrong (paul newman) tarafından öldürüldüğü sahne, hitchcock tarafından bilinçli bir şekilde ölmenin ve
öldürmenin zorluğunu gösterir şekilde çekilmiştir. bunun sebebi, usta yönetmenin james bond benzeri spy thriller filmlerinde bu işin çok kolay bir iş gibi gösterilmesine
tepki duymasıdır. hitchcock, bunu arkadaşı olan ünlü yönetmen françois truffaut ile bir sohbetinde anlatmıştır.
- alfred hitchcock, her filminde olduğu gibi bu filmde de cameo yapmaktadır.
bu sahne x. dakikada geçmekte ve hitchcock bu sahnede otel lobisinde kucağında bebekle oturan adamı oynamaktadır.
- film için ilginç bir şekilde iki farklı ana tema müziği bestelenmiştir. ilk tercih olan bernard herrmann tarafından bestelenen şarkı usta yönetmen tarafından
yeterli bulunmayınca, hitchcock, john addison'dan yeni bir beste talep etmiş ve en az film kadar beğenilen tema müziği, addison tarafından bu sayede bestelenebilmiştir.
şarkı, hakikaten de soğuk savaş ruhuna uygun çok hoş bir eserdir. ayrıca doğu berlin'deki bale sahnelerinde, çaykovski'den francesca da rimini bestesi duyulmaktadır.
- film, gösterime girdikten sonra epey kâr elde etmesine karşın (toplam 13 milyon dolar), hitchcock'un ticari açıdan en başarılı filmlerinden birisi olmamıştır.
film, eski teknolojiyle çekilmesi ve klişelerle dolu olması nedeniyle eleştirilmiştir. ancak tüm eleştirilere rağmen,
bence bugüne kadar çekilmiş en iyi spy thriller filmlerinden birisi olmuştur.
***
agartan:
bağlantı adresinden indirebileceğiniz film 1,17 GB hacimde, 720p çözünürlük kalitesinde, orijinal dilde ve Türkçe altyazısı yanındadır.
"rar" şifresi: agartan
Keyifli seyirler dilerim.
Yönetmen: Alfred Hitchcock
Senaryo: Brian Moore, Willis Hall, Keith Waterhouse
Müzik: John Addison
Tür: Gerilim
Süre: 128 dk
Vizyon Tarihi: 01 Ocak 1970 Türkiye "Esrar Perdesi"
Dil: İngilizce, Almanca, İsveççe, Norveççe
Bütçe: $6 M
Çekim Yeri: Berlin, Almanya
IMDb Rating: 6.7
***
***
ekşi sözlük:
alfred hitchcock'un son filmlerinden. ne yazık ki aynı zamanda en kötü filmlerinden bir tanesi.
epey yaşlanmış olmasına rağmen son döneminde "marnie" gibi sağlam bir film ortaya koymayı başarmıştı.
gerçi hitch'in diğer son dört-beş filmi gibi "marnie"yi de başarılı bulmayanlar mevcut.
hitch 40'larda ve 50'lerde de kötü filmler çekti (ama sayıları çok az, bir kaç taneyi geçmezler).
ama en olumsuz eleştirileri son dönem filmleriyle topladı. "marnie" acımasızca eleştirilmeyi hak eden bir iş değildi kesinlikle.
lakin "torn curtain"e ne kadar vursak azdır, zira harbiden kötü bir film.
bu başlıkta bir ekşi sözlük yazarı filmin başrolü olan paul newman (rest in peace hacı, büyük bir aktördün, ne 90'larda ne de 2000'lerde senin gibisi gelebildi bu sektöre),
hitch'e filmin sorunlarını liste halinde sunmuş. daha doğrusu karakterin sorunlarını, ama zaten karakterde sorun varsa filmde de var.
ne derece doğru, bilmiyorum, hitch newman'a "işime karışma" demiş. doğru bir hikaye mi, bilmiyorum ama hitch'ten beklenebilecek bir davranış.
tipi hadren ile the birds'te bir hayli sorunlu bir ilişkisi vardı. keza "marnie"de de kavga etmişler. özellikle son döneminde hitch'in iyice huysuzlaştığı söyleniyor.
o yüzden newman'a böyle bir şey demişse şaşırmam.
film hakikaten kötü. geçenlerde q.tarantino "yakın zamanda sinemayı bırakacağım. yaşlanana kadar film çekmek istemiyorum.
bir kaç film daha çektikten sonra sinemayı bırakacağım. ancak çok sağlam bir senaryoyla karşılaşırsam dönerim sinemaya.
yaşlı yönetmenlerin filmografilerine baktığınızda en kötü filmlerini hep yaşlandıklarında, ölmeden önce çektiklerini görürsünüz.
kesinlikle böyle birisi olmaya niyetli değilim" demişti. evet, kendisi çok haklı. tabi ki istisnalar var, yaşlanmış olmasına rağmen hala sağlam filmler çekenler var.
ama genel için böyle bir cümle kurulabilir. hitch yaşlandığı için mi bu filmi bu denli kötü oldu, bilmiyorum.
ama "marnie"yi düşünürsek hitch'in son dört-beş filminin hepsinin kötü olduğunu söyleyemeyiz.
bu filmin çok eksikleri var. gizemden çok iyi anlayan hitch bu filmde bunu başaramamış.
film pek gizemli değildi. gizli bir örgüt, bu örgütün talimatıyla hitler almanyasına giden bir profesör, prof.'un gerçek kimliğinin açığa çıkması vs
buradaki bütün gizemler sözde/senaryoda kalmış. görüntülere taşınamamış bu gizemli olaylar, karakterler. ayrıca senaryo üzerinde gizemli olan olaylar
aslında senaryo üzerinde dahi pek de gizemli durmuyorlar. gerilimi de epey koftu. ki hitch'ten, gerilimin babasından bahsediyoruz.
ama neticede büyük bir yönetmen olsa da o da bir insan. her yönetmen gibi onun da kötü film çekme hakkı var.
gizem becerilmemiş, gerilim de pek becerilmemiş. asıl sorun hikayede. pek de sağlam temellere dayanmayan hikayeleri,
karakterleri ve kötü kahramanlarının sıradanlıkları ve olmamışlıkları
(gel de newman'a hak verme! adam karakteri için dediklerinde sonuna dek haklı. hakikaten de karakter epey yüzeysel çizilmiş),
90 dakikaya rahatça sığdırılabilecek bu hikayenin 120 dakika boyunca işlenmesi filmin eksileri.
sözün özü, kötü bir film
*
hitchcock, çektiği 50. film olan bu eserinden pek memnun kalmamış ve özellikle paul newman gibi
genç ve ukala bir starla çalışmakta zorlanmıştır. bu nedenle, sonraki filmlerinde asla amerikalı ünlü oyuncuları tercih etmemiştir.
buna karşın, filmde wolfgang kieling'in performansından son derece memnun kalmıştır. ayrıca filme ilham veren olay,
1951 senesinde ingiliz diplomatlar guy burgess ve donald maclean'in sovyet rusya'ya iltica etmeleridir.
sonuçta, 3 farklı oscarlı oyuncunun -paul newman, julie andrews ve lila kedrova- rol aldığı ve
oscar adayı efsanevi bir yönetmen tarafından -alfred hitchcock- çekilen unutulmaz bir klasiktir.
*
bu film hakkında bazı detay bilgiler şöyledir; (ekşi sözlük)
- filmin senaristi, kuzey irlanda asıllı kanadalı ünlü romancı brian moore'dur.
birçok önemli romanı olan moore, bu film için senaryoyu usta yönetmen alfred hitchcock'la beraber kaleme almıştır.
hitchcock, moore'dan önce bu filmin senaryosu için ünlü yazar vladimir nabokov'a bir teklif yapmış;
ancak nabokov, siyasi gerilim türünde eserler yazmak istemediğini belirterek teklifi reddetmiştir.
- filmleri için büyük özen gösteren usta sinemacı alfred hitchcock, moore'un senaryosunu geliştirmek ve diyalogları daha iyi hale getirmek için
keith waterhouse ve willis hall gibi bu işin ustası iki kişiyi de ücretli olarak tutmuştur.
- daha çok korku-gerilim filmleriyle tanınan alfred hitchcock, dr. no (1962) ve from russia with love (1963) filmleriyle birlikte james bond serisinin çok popüler olması
nedeniyle, 1960'larda hollywood'da "spy thriller" adı verilen istihbarat temalı filmler çekmeye başlamıştır.
hitchcock, zaten 1959 tarihli north by northwest filmiyle de bu türe erken bir giriş yapmıştır.
- alfred hitchcock'a bu filmi çekerken ilham veren olay, ingiliz diplomatlar guy burgess ve donald maclean'in 1951 yılında sovyetler birliği'ne iltica etmeleridir.
hitchcock, özellikle maclean'in karısı melinda marling'in kocasından bir yıl kadar sonra 3 çocuğuyla birlikte rusya'ya kaçmasından çok etkilenmiştir.
ayrıca soğuk savaş koşullarında değerlendirildiğinde, rusya adına amerika'da casusluk yapan rosenberglerin idamı nedeniyle abd'nin dünya kamuoyunda pek de
sevilmediği yıllarda çekilen bu film, abd'nin imajını düzeltmeye çalışmaktadır. zira filmde paul newman'ın canlandırdığı nükleer fizik profesörü michael armstrong,
iyi ve kahraman bir anti-komünist portresi çizmektedir.
- hitchcock, filmin başrolleri için başta cary grant ve eva marie saint'i düşünmüş, hatta onlarla görüşmeler dahi yapmıştır.
yapımcı universal pictures ise, usta yönetmene, popüler ve genç isimlerle çalışması konusunda baskı yapmıştır. sonuçta, lew wasserman'ın baskılarıyla paul newman ve
julie andrews gibi dönemin iki genç yıldızı başroller için seçilmişlerdir. hitchcock ise bu durumdan hiç memnun olmamış ve toplam birkaç milyon dolarlık
(farklı kaynaklarda 3 ile 5 arasında değişiyor) bütçe içerisinde bu iki oyuncuya 750.000'er dolar verilmesini müsriflik olarak değerlendirmiştir.
hitchcock, o yılların en büyük yıldızları olan bu iki genç oyuncu dışında, lila kedrova gibi zorba the greek filmiyle parlayan bir yıldızı daha cast ederek,
filmin oyuncu kadrosunu epey güçlendirmiştir. balerin oyuncu tamara toumanova, avusturyalı usta aktör ludwig donath ve hitchcock'un yeteneğine ve
uyumlu çalışmasına hayran kaldığı alman aktör wolfgang kieling'le birlikte, film, gerçekten de muhteşem bir oyuncu kadrosu oluşturmayı başarmıştır.
- filmin çekimleri 18 ekim 1965 tarihinde başlamış ve tam 3 ay sürmüştür. ayrıca paul newman'ın hastalığı nedeniyle çekimlere 2 hafta kadar kısa bir ara da verilmiştir.
1966 şubat'ında çekimler tamamlanmıştır.
- hitchcock, julie andrews'ün filmde başrolü almasından hoşnut olmasa da, ona karşı daima nazik davranmış ve ikili arasında ciddi bir sürtüşme yaşanmamıştır.
ancak hitchcock'un paul newman'la ilişkileri, film çekimleri süresince son derece gergin şekilde sürmüştür. cary grant ve james stewart gibi önceki jenerasyondan
jönlerle çalışmaya alışkın olan usta yönetmen, newman'ın senaryoya karışması ve hitchcock'un oyuncularını motive etmek için hiçbir çaba içerisine girmemesini
eleştirmesi nedeniyle onu hiç sevmemiştir. hatta hitchcock, bu filmden sonra amerikalı ünlü ve genç starlarla bir daha çalışmama kararı almıştır.
newman ise, method acting stiliyle oyunculuk yaptığı için, karakterinin gelişimi konusunda usta yönetmenden sürekli bir ilgi-alaka ve motivasyon talep etmiştir.
ancak hitchcock, bu taleplere, "motivasyon kaynağın maaşındır" şeklinde cevap vermiştir.
- andrews-newman ikilisiyle pek uyuşamayınca, alfred hitchcock, filmi iyi yapabilmek için yan karakterlere ağırlık vermeye başlamıştır.
bu nedenle, lila kedrova'nın canlandırdığı countess kutchiska karakterinin sahneleri neredeyse hiç kesilmemiş ve kedrova'nın filmde uzun süre yer alabilmesi sağlanmıştır.
- filmde wolfgang kieling'in canlandırdığı gromek karakterinin armstrong (paul newman) tarafından öldürüldüğü sahne, hitchcock tarafından bilinçli bir şekilde ölmenin ve
öldürmenin zorluğunu gösterir şekilde çekilmiştir. bunun sebebi, usta yönetmenin james bond benzeri spy thriller filmlerinde bu işin çok kolay bir iş gibi gösterilmesine
tepki duymasıdır. hitchcock, bunu arkadaşı olan ünlü yönetmen françois truffaut ile bir sohbetinde anlatmıştır.
- alfred hitchcock, her filminde olduğu gibi bu filmde de cameo yapmaktadır.
bu sahne x. dakikada geçmekte ve hitchcock bu sahnede otel lobisinde kucağında bebekle oturan adamı oynamaktadır.
- film için ilginç bir şekilde iki farklı ana tema müziği bestelenmiştir. ilk tercih olan bernard herrmann tarafından bestelenen şarkı usta yönetmen tarafından
yeterli bulunmayınca, hitchcock, john addison'dan yeni bir beste talep etmiş ve en az film kadar beğenilen tema müziği, addison tarafından bu sayede bestelenebilmiştir.
şarkı, hakikaten de soğuk savaş ruhuna uygun çok hoş bir eserdir. ayrıca doğu berlin'deki bale sahnelerinde, çaykovski'den francesca da rimini bestesi duyulmaktadır.
- film, gösterime girdikten sonra epey kâr elde etmesine karşın (toplam 13 milyon dolar), hitchcock'un ticari açıdan en başarılı filmlerinden birisi olmamıştır.
film, eski teknolojiyle çekilmesi ve klişelerle dolu olması nedeniyle eleştirilmiştir. ancak tüm eleştirilere rağmen,
bence bugüne kadar çekilmiş en iyi spy thriller filmlerinden birisi olmuştur.
***
agartan:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
bağlantı adresinden indirebileceğiniz film 1,17 GB hacimde, 720p çözünürlük kalitesinde, orijinal dilde ve Türkçe altyazısı yanındadır.
"rar" şifresi: agartan
Keyifli seyirler dilerim.