Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
KARAOĞLAN H.R. Kahramanlık Dergisi Sayı 134 - Kurt Başlı Sancak (24.08.1966)
Aradaki büyük boşluk kapandı, toplamda serinin bitmesi için 13 sayı kaldı.
En mükemmel karaoğlan serisinde sona doğru bir adım daha...
Teşekkürler üstadım...
Sn. Vefalının paylaşımı da hayli kaliteli. İlginç. Görsel ve izlenim sel hafızası kuvvetli olmalı ki iki eşlenmiş, çağrışım ürünü olan resimleri hafızada bir araya getirip. Fotoğrafını bulup kıyaslamaya sunması şahane.
Hep derim bizim olan da bizim değil çünkü kolektif olanın ürünüyüz. Düşündüğümüz, söylediğimiz şiir, yazdığımız yazı anı ya da güzel bir söz bizm gibi dursa da hep bizden önce söylenmiş olandır. Biz hatırlarız.
Buraya kadar yanlış bir şey yok. Bizden öncesi olmakla Bizim olmayan bizimlere biz ne kattık? önemli olan o.
Değerli Yalaz üstadımız belli ki hayli okumuş bek raund edinmiş. Okur karşısına dinden eden yarım hoca, ya da candan eden yarım doktor olarak çıkmamış. Zaten eserleri ortada. Bu kıyaslama resim onun delilidir. Etkilenme kaçınılmazdır. Bilim de öyle, dinler de öyle, savaşsanatı da öyle, politkada öyle oyunculukta öyle.İnsana konu her şey öyle.
Şu var ki Sayın Yalaz sanatını, edindiği bek raundun üzerine taşımış. Karaoğlan da, gerçek ile gerçek üstülük, bir aradadır. Karaoğlan da hem herşeyde bir tutam var. Hem herşeyde olmayan bir fiske damak tadı var. İşte bu bir fiske olan Üstadı; bek raundunda ayırıp; üstadı üstad yapmaktadır kanaatimce.
Siz bu resme elli kez bakın. Karaoğlan'ın kapak benzerin de, Karaoğlan çağrışımları bulamazsınız. Hiç kuşkusuz ki ilusturasyon etkilenmesi bire bir aynı olan iki çalışmadan diğerini de okumuş olsaydım; diğerini de Karaoğlan da bulamazdım. İşte her ikisinde de farklı farklı olan bir fiske bal olmanın gerçeği, hem benzer ortaklığı ortaya koyar; hem de benzerlerin benzerler üzerinde ayrışmalarıdır.
İşte bu haliyle her çalışma hem bizim olanı ele verir; hem bizim olmayanı ele verir. İki çalışmanın içerik dokularında uzun yıllar içinde orjinden çıkan noktanın açı kolları uzaklaşmasıyla her iki sanatın ve karakterin de ortaya çıkması benzerliğin bu ayrışmasıyla olumuştur. Ki tek benzerlik sadece çalışma değildir.
Bu açıklama bilgimizle dayanarak tüm alanda tüm üstadlar gibi üstadımızın pek çok kaynak benzeşmelerinde referansları yaptığı açıktır olacaktır. Olmalıdır. Yoksa dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yoktur. Süreci önce bulacaksın . Süreci bulduğun yerde verdiğin katkılarla ileri taşıyacaksın. Olan bu.
Bir de Yalaz üstadımızı referans alıp, sanat dünyamıza yıldız gibi doğanları düşünün (bunları Karoğlan güneş serisi baskısındaki okur çizimlerinden biliyoruz. Burada isim belirtmeyeceğim. seçkin yetenekleri hep biliyoruz.
Sevgili Karaoğlan diyalektiğin yasasıyla bunu fevkalade güzel vurgulamış. Aynen katılıyorum. Kaos kuramına göre bütün süreçler kendisinin (geri bağlanım yasalarıyla öncesinin tekrarı olmakla farkları ortaya koyar. Aynı şeyi tekrar keşfetmemiş olur. Zamandan mekandan kazanır. Hem başlangıç koşullarına sıkı sıkı bağlıdır. hem şimdi olan başlangıç koşulları içinde olmayandır. Değerli Yalazın bek raunduna kıyasla bu yeteneğini canlı canlı görmek bana heyecan verdiği gibi hayranlığımı katladı.
Değerli üstadım tarama çalışmanız için teşekkürler.