Cuma günü gösterine giren ‘The Wolverine’in yıldızı Hugh Jackman, demir pençeleriyle hem mutantlara hem samuraylara saldırıyor. Londra galasında buluştuğumuz oyuncu film için nasıl 11 kilo ‘kas’ aldığını anlattı: “Canım çıktı ama değdi”
Bir röportajınızda “Bu rolü oynamak için 12 yıl bekledim” dediniz. Sizi bu kadar çeken ne oldu?
- Japon kültürü sanırım. Wolverine onların ‘şeref, onur’ anlayışını öğreniyor. Onun yapısında olmayan kurallarla tanışıyor. Aynı zamanda filmde testosteron patlaması yaşatan dövüş sahnelerinin yanı sıra, kadınlarla da ilişkileri çok ilgi çekici. Yani herkese hitap etmesi de etkiledi beni. Aynı zamanda serinin diğer filmlerinden daha farklı, çok fazla mutant görmüyoruz. Samuraylarla dövüşüyor, farklı tekniklerle karşı karşıya kalıyor. Bunları öğrenmesi gerekiyor. Canım çıktı o koreografileri yaparken. Fırsatını bulduğum her anda şikayet ediyorum bu konu hakkında.
Filmde Wolverine’in daha insani tarafıyla da tanışıyoruz…
-O, diğer süper kahramanlara kıyasla daha insani zaten. Demir pençeleri filan var ama uçma özelliği ya da demirden bir kostümü yok. Iron Man’le dövüşmesi gerekse, Iron Man beş metre öteden kafasına ateş topu atabilir. Wolverine’in gücü ise, içinde patlama yaşatan öfkesi. Yani Iron Man onu sinirlendirirse, her türlü teçhizatına rağmen çok kötü dayak yer. Bu da Wolverine’i ‘cool’ yapan özelliği. Dirty Harry ya da Mad Max gibi bir karakter o. Ama ölümle de yüzleşmek durumunda bir de, o yüzden belki daha da insani.
Kaşlarınızı kaldırdığınız ‘klasik Wolverine bakışı’ da bolca var…
-İnanın ki o ifadeleri bilinçli olarak yapmıyorum. Geçen gün bir arkadaşım“yine Wolverine bakışı yaptın” dedi. O zaman fark ettim böyle ifadeler yaptığımı. Bazen kaşlarımı o kadar çok kaldırıyorum ki, alnım Sharpei cinsi köpeğe benziyor, 10 kat oluyor. Ama özdeşleşti artık benimle.
BIKTIM TAVUK YEMEKTEN!
Wolverine’in aşırı gelişmiş kaslı vücudu en çok konuşulan konulardan biri. Sizin gibi bir vücuda sahip olmak için ne yapmak lazım? -18 ay öncesinden rejime başlamıştım ama son 6 ayda ünlü spor hocası Dwayne Johnson’la özel bir antrenman programı uyguladık. Her gün 3 saat spor yaptım: sabah 2, öğle 1. 11 kilo aldım, ama sırf kas olarak. Günde 6 bin kalori alıyorum. Ama kafanıza göre yiyemiyorsunuz, sıkı bir rejim var. Ağırlıklı olarak tavuk ve ıspanak yeniyor. En son ne zaman hamburger yediğimi hatırlamıyorum bile. O kadar çok tavuk yedim ki, bir ömür görmek istemiyorum. Ama devam filmi için formda kalmalıyım, mecburen tavuğa devam! Diğer X Men’lerde hiç bu kadar çok çalışmamıştım. Tamamen değişti vücudum.
Film Japonya’da geçiyor. Peki ileride çekilecek diğer projeyi de başka bir ülkeye taşımayı düşünür müsünüz? Mesela Türkiye’de geçse?
Bu işler genelde senaryo ekibi ve film stüdyosunun kararına bağlı. Değişik kültürlerle çalışmak çok zevkli, Türkiye de kulağa iyi geliyor. Senaryo yazıp yollayın, hikayeyi beğenirlerse gelip çekeriz.
Bir sonraki Wolverine’de neler göreceğiz?
- Çok fazla detay paylaşamam ama zamanda seyahat ediyor. Çok iyi yazılmış bir senaryosu var. Farklı zamanlardaki mutantlarla tanışacağız. Çok keyifli olacak.
AĞIRLIK KALDIRANLARA SALAK DERDİM
Şöhretle baş etme konusunda iyi misiniz? -Çok sorun yaşamadım o konuda. Ünlü olduğumda zaten 30 yaşındaydım, 18 yaşındakiler gibi sapıtma ihtimalim yoktu. Yapabileceğim tüm aptalca şeyleri yapmıştım. Evliydim, oturmuş bir düzenim, bir dünya görüşüm vardı. Bir gecede şöhret de olmadım. İlk X Men çekildiği zaman insanlar beni sokakta tanımıyordu. Bir seferinde Wolverine olduğumu kanıtlamak için ehliyetimi göstermek zorunda kaldım. Şimdi paparazzi deli gibi peşimde ama fazla malzeme vermiyorum, çünkü sıkıcı bir özel hayatım var. Ailemi uzak tutmak istiyorum bu karmaşadan, çocuklarımı rahatsız eden, Wolverine pençeleriyle tanışır.
Spor konusunda saplantılı mısınız?
-Alakası yok. Gençliğimde dört yıl spor salonunda çalıştım, bir kere ağırlık kaldırmadım. Aynada pazularını sıkıp, kendini parçalayarak ağırlık kaldıranlara da ‘salak’ gözüyle bakardım. Yani, aynı hareketi yaparak amaçsızca yaparak 30 kilo kaldırıp indirmekteki mantık nedir? Ama film yüzünden ben de onlardan biri oldum. Sürekli şikâyet ederek hafifletiyorum acımı. Sefiller’de Jean Valjean’ı canlandırırken, çok sıkı bir rejimle 10 kilo vermiştiniz. Hemen sonrasında ise Wolverine diyeti…
Kendinizi zorlamaktan hoşlanıyor musunuz?
-“Daha fazla kendimi ne kadar zorlayabilirim?” fikri benim motivasyonum çoğu zaman. Sette salaklık etmiyorum, ilk önce hareketi dublörlerime yaptırıyorum. Sonra “ben de yaparım bunu” diyerek kendim çekiyorum o sahneyi. Sonuçta hep sınırlarını zorladıkça gelişirsin. Çok disiplinli olduğum için zorlanmıyorum kilo alıp verirken de.
Bu disiplinin kaynağı ne?
-Babam. İşkolik bir babayla büyüdüm, bağımlılık derecesinde çalışıyordu. Alın işte size başlık çıktı: “Babam bir bağımlıydı” Şaka bir yana, adamın beş çocuğu vardı, ne yapsın çalışmayıp. Ben onun gibi değilim, özel hayatıma zaman ayırmasını bilirim.
Bir önceki Wolverine’in ham hali çalınarak korsana düşmüştü. Filmin yapımcılarında da biri olarak bu sefer böyle bir durum yaşamamak adına önlem aldınız mı?
- Yapımcısı olduğum halde, ben bile filmin tamamlanmış halini dört gün önce özel bir salondas izledim. Dışarı kesinlikle çıkmadı. Eskiden DVD olarak yollarlardı, bilgisayarımda izlerdim. Filmin galasında yapım şirketimizin CEO’su bile şüpheli gözlerle davetlileri kesiyordu, cep telefonuyla çeken var mı diye. Tabii geçen sefer çektiklerimiz yüzünden paranoyak olduk.
Röportaj: Aslı Barış
Hürriyet'ten alıntıdır.
Moderatör tarafında düzenlendi:
