Makale - Maynuşların dünyasına düşen Madrid bombası - Sevil Atasoy

toxine

Onursal Üye
11 Mar 2013
1,002
3,303
Tespit edilemedi

Maynuşların dünyasına düşen Madrid bombası: 191 ölü, 2000 yaralı ve
bir pardon

Sevil Atasoy
25 Eylül 2005

Prof. Dr. Sevil Atasoy kimdir?


İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi’nden mezun oldu. Biyokimya
alanında uzmanlık ve tıp bilimleri doktorası yapan Sevil Atasoy, 1976
senesinde biyokimya uzmanı oldu. İstanbul Üniversitesi Adli Tıp
Enstitüsü öğretim üyesi görevi yaptı.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde öğretim üyeliğinin yanı sıra, 1980-93
arasında Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Kimyasal Tahliller İhtisas
Dairesi başkanlığı, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nün 1987-
2005 yılları arasında müdürlüğünü yürüttü. Ayrıca 2009 senesine
kadar öğretim üyeliğini sürdürdü.

Sevil Atasoy, 2005-10 arasında Birleşmiş Milletler Uluslararası
Uyuşturucu Kontrol Kurulu'nun başkanlığını yaptı.

2016 senesinin Nisan ayında 2017-2022 dönemi için Uluslararası
Uyuşturucu Kontrol Kurulu üyeliğine tekrar seçildi.

Kitapları:
Bu Ayak İzi Senin DR. Watson
Labirent/ Adli Bilimlerin Gizemli Dünyası
Karanlığa Yolculuk
Yeraltındaki Melekler Yerüstündeki Şeytanlar
Her Çikolata Yenmez ve Başka Tatsız Öyküler
Acayip İşler

2005-2009 yılları arası, Hürriyet gazetesinde haftalık adli bilim
yazıları kaleme aldı. İngilizce, Almanca ve Fransızca bilen Atasoy,
Hürriyet gazetesinin Pazar ekinde “Delil Avcısı” adlı sayfada 250
kadar gerçek suç öyküsü yayınladı.

---


Delil Avcısı
Maynuşların dünyasına düşen Madrid bombası: 191 ölü, 2000 yaralı ve
bir pardon


25 Mayıs 2004 günü ABD Federal Soruşturma Bürosu FBI’ın yaptığı
basın açıklaması sadece iki satırdı ama, duyunca başımdan aşağıya
kaynar sular döküldü.

‘Bay Mayfield ve ailesine vermiş olduğumuz rahatsızlık nedeniyle özür
dileriz. Parmak izi incelemelerinde kullandığımız yöntemleri gözden
geçireceğiz.’ Gerçi geçen yüzyılın başından bu yana, dünyanın dört bir
yanında, zengin, fakir, gelişmiş, gelişmemiş ülkede failin kim olduğunu
bulmak üzere gerçekleştirilen milyonlarca parmak izi karşılaştırmasında
zaman zaman sorunlar yaşanmıyor değil. Bu sorunların, uzun yıllar
suçsuz yere cezaevlerinde yatmaya yol açtığı da bizce malum. Ancak
2004 yılında FBI Parmak İzi Birimi, tarihinde ilk kez ‘pardon’ demişse,
bu kıyamet alametidir. Hele ki pardon denilen, gerisinde 191 ölü ve
2000 kadar yaralı bırakan Madrid bombacılarından biri olduğu
iddiasıyla 2 haftadır tutuklu, Amerikan vatandaşı, İslamiyet’i kabul
etmiş, 37 yaşındaki avukat Brandon Mayfield ve ailesi ise.

4 UZMAN VE 1 SANIK

Her şey, 11 Mart 2004 tarihindeki Madrid bombalamalarından saatler
sonra, Alcala de Henares tren istasyonu yakınlarında bulunan beyaz
renkte çalıntı Renault Kangoo araçtan, plastik mavi bir poşet, bu
poşetten de 7 adet detonatörün çıkması ile başladı.

Poşet üzerindeki kısmi parmak izleri görünür hale getirildikten sonra
fotoğrafı çekildi.

İspanyol polisince oluşturulan dijital görüntüler, incelenmek üzere başka
polis teşkilatlarına, bu arada Quantico, Virginia FBI parmak izi
laboratuvarına da elektronik posta ile gönderildi.

Bu görüntüler, FBI’ın entegre otomatik parmak izi idantifikasyon
sistemi (IAFIS) veritabanında bulunan milyonlarca kişiye ait parmak izi
ile karşılaştırıldı. Sistem, incelenen parmak izlerinden birine uyan 5
olasılık sıraladı. Uzman Terry Green, gözle yaptığı karşılaştırma
sonucunda, bunlardan dördüncü sıradaki kişinin, Madrid’den gönderilen
parmak izlerinden birinin yüzde 100 ihtimalle sahibi olduğunu saptadı.
Bu kişi Brandon Mayfield’di ve parmak izlerinin veritabanında
bulunmasının nedeni, 1984 yılında 17 yaşındayken karıştığı bir hırsızlık
olayıydı.

Bu bulgu, önce amiri Michael Wieners, daha sonra 30 yıllık parmak izi
deneyimi olan uzman John T. Massey ve nihayet mahkemenin
görevlendirdiği ünlü parmak izi uzmanı Kenneth Moses tarafından da
onaylandı. Hatta Moses, parmak izinin Mayfield’ın sol işaret parmağına
ait olduğunu bile öne sürdü.

Sadece bir tek parmağının izine dayanılarak Madrid tren
bombalamalarının sanığı haline dönüşen avukat Mayfield, çıkarıldığı
mahkemede 10 yıldır Amerika’dan ayrılmadığını, pasaportunun bile
olmadığını söylediyse de, dikkate alınmadı.

SUÇA UYGUN BİR GEÇMİŞ

Yerel gazete ve televizyonlar, internet haber portalları ve chat grupları,
Mayfield’ın tutuklanmasının arkasında başka meseleler olduğunu iddia
etmeye başladılar. Bir kere, Hırıstiyan iken Müslümanlığı seçmişti.
Mahallesindeki camiye düzenli olarak gidiyordu. Portland’daki avukatlık
bürosunun ilanını, terörizm ile bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir
yayın organına vermişti. Mısırlı karısı Mona, teröristlerle bağlantılı
olduğundan şüphelenilen İslami bir yardım örgütüne bir kez telefon
etmişti. Ayrıca, bir velayet davasında avukatlığını üstlendiği müvekkili,
davanın bitiminden çok sonra El Kaide ve Taliban’a yardım ettiğini ikrar
etmişti. Bilgisayarın ‘benziyor’ diye sıraladığı 5 kişi arasından
Mayfield’ın seçilmesini, bu kötü (!) geçmişine bağlayan çok oldu.

AYAĞI BÜYÜK BİR AJAN

Mahkeme kayıtlarına göre, FBI ajanları, Madrid bombalamasından 15
gün sonra Mayfield’ı izlemeye aldılar ve kabul edilen Yurtseverlik
Yasası’na (Patriot Act) dayanarak haber vermeden evine girdiler.

‘Habersizce eve girdikleri nasıl anlaşılmış?’ diye soracak olursanız,
hemen açıklayayım: Evden çıkarken kapının üzerindeki iki kilitten sadece
birini çevirdiler. Bu kilit, ailenin her zaman kapıyı kilitlemek için
kullandığı kilit değildi.

İkincisi de, kapının önünde bırakılan ayakkabı izlerinden biri, aile
fertlerinin hiçbirinin sahip olduğu ayakkabıların izini tutmadı.

FBI ajanları, bir sonraki girişlerinde, Mayfield’ın bilgisayarını, kasa
anahtarını, antetli kağıtlarını, DNA analizi amacıyla 6 sigara izmaritini,
Kur’an fotokopilerini ve ‘İspanyol dokümanlarını’ götürdüler. ‘İspanyol
dokümanları’nın Mayfield’ın oğlunun İspanyolca dersine ait ev ödevi
olduğu sonradan anlaşıldı.

PARMAK İZLERİ BAŞKASININ

Nisan ayının ortalarına doğru, İspanyol makamları, poşet üzerinden
alınan orijinal görüntülerin FBI’ın gönderdiği Mayfield’ın parmak izlerini
tutmadığını bildirdiler.

Dijital görüntü üzerinden inceleme yapmış olan FBI kararında ısrar etti
ve Mayfield’ı suçlamayı sürdürdü.

Mayısın sonuna doğru, İspanyol polisi, parmak izlerinin Cezayirli
Ouhnane Daoud’un sağ elinin orta ve baş parmaklarına ait olduğunu ilan
etti.

FBI uzmanları Madrid’e giderek poşet üzerindeki parmak izlerinin
orijinallerini incelediler ve İspanyollara hak verdiler. Parmak izi,
Mayfield’a ait değildi.

Hatayı yapan 3 FBI elemanı görevden alındı. Son iki yıl içerisinde
vermiş oldukları raporlar yeniden inceleniyor. 10 kişilik uluslararası bir
komisyon, benzeri bir hatanın FBI ya da dünyanın bir başka parmak izi
bürosunda yapılmaması için alınacak önlemleri içerir bir belge hazırladı.

Bildiğim kadarıyla, parmak izinin gerçek sahibi Ouhnane Daoud ise, hálá
kırmızı bültenle aranıyor.

Parmak izinden patlıcanlı kebaba giden yol

Görünmeyen parmak izleri, çeşitli tozlar, sıvılar, buharlarla
renklendirilerek ya da lazerler, alternatif ışık kaynakları, morötesi ışık
kaynakları tutularak ‘görünürleştirilir’. Kimi koşullarda pütürlü yüzeyler,
düz kumaşlar, hatta insan vücudu üzerinden bile parmak izi elde edilir.

Parmak izi dünyasında araştırmalar bitmez. Bunlardan en yenisi, kısaca
MXRF olarak adlandırılan mikro-X ışını fluoresans tekniğidir. Kaliforniya
Üniversitesi’nden Christopher Worley ve arkadaşlarının Los Alamos
Ulusal Laboratuvarları’nda geliştirdiği bu teknik, gerek terle salgılanan,
gerekse parmaktaki diğer kalıntılarda bulunan sodyum, potasyum klorür
tuzları ile eser elementlerin ince bir X-ışını huzmesi ile
görünürleştirilmesine dayanıyor.

Bu teknikle sadece parmak izlerinin değil, parmak ucundaki eser
miktardaki patlayıcı madde, toprak ya da yiyeceklerin dahi
saptanabilmesi umut ediliyor. Şimdilerde cihazın fiyatı 175 bin dolar ve
henüz çok büyük. Ama bir sonraki CSI-Miami bölümünde, olay yerindeki
parmak izine taşınabilir MXRF cihazını yaklaştırdıktan sonra, katilin
arka mahalledeki Alaaddin’in Lokantası’nda patlıcanlı kebap yediğini
anlarlarsa sakın şaşmayın.

MAYNUŞYALAR: Parmaktaki küçük ayrıntılar

Suçluların parmak izlerinden teşhisi, modern kriminalistiğin miladıdır.
Parmak izinin kişiye özgü oluşunu, tipi ve özellik noktaları belirler.
Özellik noktaları için, Latince ‘küçük ayrıntılar’ anlamına gelen
maynuşya (minutiae) sözcüğünü kullanıyoruz.

Maynuşyalar, biten hat, çatal hat, ada, kısa hat ve yakın hat bitişi
özelliklerini gösterir. Parmak izleri ana karnında 7 aylıkken oluşmaya
başlar ve tek yumurta ikizlerinde bile farklıdır. Yapılan araştırmalara
göre, her beş uzmandan dördü bu farkı kolayca saptayabilir.

O halde, bu denli güvendiğimiz bir delilde, üstelik bu denli önemli bir
olayda ‘pardon’ların yaşanmaması gerekirdi. Öyleyse, ne olmuştu da,
daha 1924’te dünyanın ilk parmak izi veritabanını kurmuş olan ve
milyonlarca parmak izini dakikalar içinde tarayabilen FBI yanılmıştı?

Meselenin izahı aslında basit. Evet, yeryüzünde parmak izi birbirine eşit
iki insan yoktur. Ama benzeyen çok insan vardır.

Nitekim FBI uzmanı, poşet üzerinden alınan ve Madrid İnterpol’ü
üzerinden gelen dijital parmak izi görüntüsünün önce tipini, daha sonra
belirlediği maynuşyaları, veritabanındaki 50 milyon civarındaki örnek ile
karşılaştırdı. Sistem, bu özellikleri tutan 5 kişiyi sıraladı.

Veritabanındaki parmak izi sayısı milyarları bulsaydı, ‘benzeyen’ sayısı
bundan çok daha yüksek olacaktı.

Buradan sonraki adım, insan beyninin her türlü insan icadından daha
üstün olduğunu kabul etmek ve bilgisayarın ‘benziyor’ dediklerini uzman
gözü ile karşılaştırmaktır.

Nitekim dünyanın tüm polis teşkilatlarında, bu arada 2.5 milyon kadar
parmak izinin depolandığı ülkemizde de, parmak izi otomatik teşhis
sistemi olarak adlandırılan yüz binlerce dolarlık veritabanlarının
‘benziyor’ diye sıraladığı sonuçlar, parmak izi uzmanlarının onayından
mutlaka geçer.

Karşılaştırılan parmak izlerinin görüntü kalitesi yetersiz ise, bazı
özellikleri kaybolur ve veritabanı ya da uzmanın gözleri yanılabilir.
Amerikan vatandaşı avukat Mayfield’ı Madrid bombacısına dönüştüren
aksilik de, büyük bir olasılıkla incelenen dijital görüntü rezolüsyonunun
düşüklüğünden kaynaklandı.

Her 1000 karşılaştırmadan 25’i hatalı mı?

İki kişinin katili olduğu halde önce beraat eden, daha sonra tazminat
ödemeye mahkum edilen ünlü Amerikalı sporcu O.J.Simpson’un davaları,
dikkatsiz bir olay yeri incelemesinin ve titizlikle yapılmayan DNA
incelemelerinin nelere mal olduğunu, hepimizin kafasına vura vura
öğretmiştir. ‘Kafamıza vuruldu da ne değişti?’ diyenlerden olabilirsiniz,
ama inanın pek çok ülkenin polisi bundan büyük dersler çıkardı.

Pek çok ülke, olay yeri inceleme personelinin eğitim ve donanımına
bütçesinden daha fazla pay ayırdı. Kriminal laboratuvar
akreditasyonunun, yani kalite güvencesinin vazgeçilmezliğini anladı.
Binlerce savcı, hakim ve avukat, olay yeri incelemeleri ile DNA
analizlerinde yapılabilecek hataları öğrendi.

Simpson davası ile masaya yatırılan DNA, 10 yılda ancak ayağa
kalkabildi. Temmuz ortalarında başlayan, Mayfield’ın Amerikan Adalet
Bakanlığı ve FBI aleyhine açtığı tazminat davasında ise, 100 yıldır
dünyanın her yerinde kullanılan parmak izi incelemeleri sorgulanıyor.

Adalet Bakanlığı, parmak izlerinin güvenilirliğine ilişkin bir araştırma
başlattı ve üyesi bulunduğum Amerikan Standartlar Enstitüsü’nün de
görüşünü istiyor. Parmak izlerindeki hata oranlarını hesaplayan ilk yayın,
Kaliforniya Üniversitesi’nden Simon Cole’e ait. Cole, çeşitli
nedenlerden kaynaklanabilecek hataların, binde 2 ile binde 25 arasında
değiştiğini bildiriyor.

MADRİD KRİMİNAL’İN MÜDÜRÜNDEN DİNLEDİM

Olaydan aylar sonra Madrid Polis Kriminal Laboratuvarı müdürü Jose
Miguel Soriano ve meslektaşları ile Lahey’de beraberdim. Patlamalardan
sonraki incelemelerin polis video kayıtlarını, bu arada Renault Kangoo
araçtaki ünlü mavi poşetin bulunuşunu, 50 kadar meslektaşla birlikte
seyrettim. Madrid polisi çalışmalarının, ders kitaplarına ‘örnek olay yeri
incelemesi’ olarak geçeceğinden hiç kuşkum yok. Daha sonra, FBI
tarafından Brandon Mayfield’e ait olduğu sanılan parmak izini
tartışmaya başladık. Patlama sonrasının her karesini defalarca
seyrettikleri halde, detaylar geçtikçe gözleri dolan, hatta yüksek sesle
ağlayan İspanyollar, söz poşetteki parmak izi meselesine gelince, bir
anda boğayı tek kılıç darbesiyle yere seren gururlu matadorlara
dönüştüler.

---

Prof. Dr. Sevil Atasoy - Delil Avcısı - Önceki Makale
Zor ve gizemli bir dünyaya hoş geldiniz
Prof. Dr. Sevil Atasoy - Delil Avcısı - Sonraki Makale
Pensin ucundaki 5.2.1.1 kodlu pubik kıl

---
 
Son düzenleme:
Üst