Düşman Yolları Kesti - 1959

tancel

Aktif Üye
21 May 2020
150
1,149
Zwoo9D.jpg


YÖNETMEN
Osman Seden
ZwoxRF.jpg


OYUNCULAR
ZwouA1.jpg


VCDRip
1064 Mb
1h 34min
942x703
Türkçe seslendirme
mkv
imdb 6.9
Dram, Savaş​

KONUSU
Kurtuluş savaşı yıllarıdır. İstanbul'dan Anadolu'ya gereken cephane ve mühimmat sevkiyatı padişah casuslarınca ortaya çıkartılır, Ethem ve Hulusi beyler kurşuna dizilir. Alınan yeni tedbirler çerçevesinde ve harekat planlarında iletişimi sağlamak üzere özel görevle Yüzbaşı Nazmi Anadolu'ya gönderilir. Yanında teşkilattan Makbule hanım ve aslında bir işbirlikçi olan Dahiliye nezaretinden İdris bey vardır. İşte, çıkacakları bu çetin yolculukta, filizlenen bir aşkla yerine getirilmesi gereken kutsal bir görevin, her an fırsat kollayan ihanetle nefesleri kesen sinsi mücadelesi hikaye ediliyor.

FİLM İNCELEMESİ
Sahip olduğu tarihsel geçmişi ve coğrafi koşulları ile Kastamonu, 1959 yılında çekilen ve Türk Sineması’nın en önemli kült yapımlarından olan “Düşman Yolları Kesti” filmi için bir plato olarak kullanılmıştır.
Osman F. Seden tarafından çekilen film, Milli Mücadele yıllarındaki İstanbul’dan Anadolu’ya olan cephane sevkiyatını konu almaktadır. Mustafa Kemal ve Anadolu’nun özgürlüğü yanlısı MİM Örgütü üyelerinin İstanbul ve Anadolu bağlantısı için yürüttüğü istihbarat ve ulaşım çabaları ile Padişah yanlısı işbirlikçilerin mücadelesini konu alan film Milli Mücadele yıllarını mikro bir anlayışla, psikolojik bağlamda ele almakta.
Film, İstanbul’da başlamasına karşın, Milli Mücadele neferlerinden Nazmi Bey’in (Eşref Kolçak) ve Makbule Hanım’ın (Nurhan Nur) yanlarında İstanbul Hükümeti ajanı olan İdris Beyle (Sadri Alışık) olmasına karşın, çok önemli istihbarat belgelerini Ankara’ya ulaştırmak için çıktıkları yolculuk nedeniyle genellikle yollarda ve kırsal arazide devam etmekte. Bu belirsiz bir coğrafya gibi görünen yol sahnelerine karşı sinema tarihçilerinin bilgilerine göre filmin İstanbul dışındaki bölümleri Kastamonu köylerinde ve coğrafyasında çekilmiştir.
Filmin konusu gereği İnebolu ve Kastamonu’daki cephane ve mühimmatından sıklıkla bahsedilse de ve hatta çekimlerin çoğu Kastamonu’da yapılsa da tek bir kare bile Kastamonu merkezinde yer almaz!.. Buna karşın film ekibi uzun zaman Kastamonu’da kalmıştır. Hatta sinema tarihçilerinin bilgilerine göre ünlü tiyatro ve sinema sanatçısı Çolpan İlhan, filmin çekimleri sırasında Kastamonu’ya, sevgilisi Sadri Alışık’ı ziyarete gelir ve çekimler arasında çiftin nişanı Kastamonu’da kıyılır.
Her ne kadar görüntü bazında Kastamonu’nun görüntüsüne rastlamasak da filmde geçen repliklerde, Karadeniz’deki sevkiyat engelleniyor, İnebolu’ya ulaşmak çok güç; Kastamonu’ya ulaşan kara yolları padişah yanlısı güçler tarafından kesildi; Miralay Osman Bey tutsak düşürüldü (Mustafa Kemal tarafından Kastamonu’ya gönderilen Kuvvacı subay olarak gerçek bir kişiliktir); İnebolu Sevkiyatının teşkilat sorumlusu Miralay Hüsnü Bey (Malta sürgünü olarak adlandırılan Türk Aydınlarını İnebolu’da karşılayan tarihsel şahsiyet)” gibi isimlerin geçmesiyle Kastamonu yine filmin ana odaklarından biri durumundadır da.
Film aslında Milli Mücadele yıllarını oldukça güzel ele alan ama aynı zamanda Kastamonu olarak sahiplendiğimiz ve göğsümüzün üzerinde gururla taşıdığımız bir madalya gibi taşıdığımız İstiklal Yolu’na (İstanbul’dan başlayıp birçok tali yolla birlikte İnebolu-Ankara hattı gibi ana koldan devam eden cephane ve mühimmat sevkiyatı) en detaylı bakan sinema filmidir.
Türk sinemasına birçok yapım kazandıran Osman F. Seden’in yönetmenliğini yaptığı “Düşman Yolları Kesti” filmin senaristi Tarık Dursun Kakınç’tır. Başrollerde, Esref Kolçak, Sadri Alışık, Nurhan Nur, Kadir Savun, Yılmaz Gruda, Hulusi Kentmen, Nubar Terziyan, Ertuğrul Bilda, İlhan Hemşehri, Kemal Ergüvenç gibi dev oyuncular paylaşır.
Film Kurtuluş Savaşı yıllarını anlatmaktadır. İstanbul’dan Anadolu’ya giden cephane ve mühimmat sevkiyatının padişah casuslarınca öğrenilmesi ve bu sevkiyatı sağlayan bazı kuvvacı isimlerin ortaya çıkarılmasıyla Ethem ve Hulusi Beyler kurşuna dizilirler. Alınan yeni tedbirler çerçevesinde ve harekât planlarında iletişimi sağlamak üzere Yüzbaşı Nazmi Anadolu’ya gönderilmek üzere görevlendirilir. Yanında teşkilattan Makbule Hanım ve aslında saray işbirlikçisi olan Dâhiliye Nezaretinden İdris Bey vardır.
Filmin bu ana kurgusu içinde bu üçlü yola çıkarken Nazmi Bey ile Makbule Hanımın aşklarının filizlenmesi, sürekli casus olduğundan şüphelendikleri İdris Beye karşı verilen psikolojik savaş ve yol boyunca düşmanın ve çetelerin baskısıyla, Anadolu köylerinde yaşanan yıkım ve kıyım, gerilimli, kesintisiz bir heyecan ve ihanet ile gurur duygularının yansımasında nefesleri kesen bir öyküsüdür.
Türk Sinemasının en önemli oyuncularından olan Sadri Alışık’ın sinema hayatı boyunca oynadığı tek kötü karakter bu filmde can bulmuştur. Kendisi Kuvvacı kuvvetlere karşı istihbarat toplayan ve faaliyetleri engelleyen padişah yanlısı casusu oynamaktadır.
Film, Kastamonu olarak bizim yaklaşık son on yıldır üzerine düştüğümüz İstiklal Yolu’nun başlangıç noktası ve devamındaki yol güzergâhındaki koşullar, hanların kullanımı, cephanenin kaçırılışı, eşkıyalar, Anadolu yaşanan zorluklar gibi birçok unsuru içermektedir.
Filmin ilk sahnesi gece karanlığında Milli Mücadele yanlısı subayların denetiminde Hamal Loncası tarafından İstanbul’daki depolardan silah ve mühimmatın kaçırılması ile başlar. Keza, tarihsel gerçeklere dayanan senaryodaki gibi bizim bugün İstiklal Yolu dediğimiz netameli güzergâh nereden başlıyordu derseniz İnebolu’dan önce İstanbul denmesi gerekmektedir. Hamal Loncasın üyelerince kıyıya getirilen cephaneler, İnebolulu hemşehrilerimizce oluşturulan Mavnacılar Loncasının mavna ve tekneleri ile boğazlardan hayatlarını tehlikeye atarak gizlice Karadeniz’deki büyük vapur ve gemilere ulaştırılmaktaydı.
Bu muhteşem yapımdan yola çıkıldığında Kastamonu Tarihi’nin en destansı sayfalarından biri olan Milli Mücadele Yılları ve İstiklal Yolu olgusu kesinlikle çok kaliteli bir sinema projesi olarak hayata geçirilebilir olduğunu düşünüyorum. 1959 yılında “Düşman Yolları Kesti” filmi ile bu olgunun nasılda dramatik bir biçimde aktarılabileceği gösterildiğine göre günümüz şartları ile çarpıcı bir şekilde sinema perdesine aktarılabilir. Her ne kadar basılı kitapları, parkur yürüyüşü, panel, konferans gibi ulusal nitelikte İstiklal Yolu çalışmaları olsa da geniş kitlelere ulaşmak, bir dönemin hakkının verilmesi açısından böyle projelere ön ayak olmak, istemek gibi seçenekler de düşünülmelidir.
Alıntı: Murat Karasalihoğlu


 
Üst