Amelie - 2001 (imdb 250)

tancel

Aktif Üye
21 May 2020
150
1,150

rinle8k.jpg




YÖNETMEN
Jean-Pierre Jeunet
le4b8pp.jpg


OYUNCULAR
dfoe2ci.jpg


BRrip
919 Mb
2h 2min
1920x816
Tam uyumlu türkçe altyazılı
mkv
imdb 8.3
Komedi, Romantik
5 Oscar adaylığı, 56 farklı ödül ve 62 adaylık.

KONUSU
Çok garip bir anne baba tarafından büyütülen Amelie, gündüzleri Paris'te bir kafede garson olarak çalışırken akşamlarını küçük apartman dairesinde yalnız olarak geçirmektedir. Hiçbir arkadaşı ve hayattan beklentisi olmayan bu utangaç ve sevimli genç kadının hayatı kısa zaman içinde değişmek üzeredir.
Banyosunda yıllar öncesinden kalma bir kutu bulan Amelie, sahibini bularak kutuyu ona verir. Böylece çevresindeki insanlara yardım ederek yaşamlarını iyileştirmeye karar verir. Bu arada karşılaştığı Nino adlı bir adamdan çok hoşlanır ama onunla konuşmaya cesaret edip kendi hayatını da değiştirebilecek midir?

FİLM İNCELEMESİ
Amélie, 2001 yılında Fransız yönetmen Jean-Pierre Jeunet tarafından yönetilmiştir. Romantik komedi türündeki kült filmlerden biridir. Sayısız ödüle aday gösterilmiş ve bunların çoğunu kazanmış olan Amélie’de filminin başrollerini Audrey Tautou ve Mathieu Kassovitz paylaşıyor. Filmin tamamı Fransız oyunu Jeu de L’oie’dan esinlenilmiştir. Tıpkı bu oyunda olduğu gibi filme de bir koşuşturma hakimdir. Bu koşturmaya ise muhteşem müzikleri ile müzisyen Yann Tiersen eşlik ediyor. Filmin üstüne kurulu olduğunu söylediğimiz Jeu de L’oie oyununda amaç, yaşamın kaynağına ulaşmaktır. Orijinal adı Le Fabuleux Destin d’Amélie Poulain olan bu film de, bizleri yaşamın kaynağına ulaştıracak, kolay ve oldukça etkili sırlar veriyor.
“İnsan zamanı durdurmak istediği yere aittir.”
Filmin açılış kısmında Amélie’nin çocukluğuna döneriz. Bu kısımda Amélie bulutları hayvanlara benzetir, parmaklarından çilek yer, domino taşları ile oynar. Giriş kısmı, filmin geri kalanında da kullanılacak tonları belirler. Film, Paris’in ressamlar tepesi olarak bilinen, aynı zamanda Jeu de L’oie oyunun başlangıç noktası kabul edilen Montmarte bölgesinde çekilmiştir.
Masumiyet ve umudun simgesi haline gelmiş olan Amélie, macerasına mavi bir sineğin peşine düşerek başlar. Mavi rengi sanat tarihinde ve edebiyatta umudun simgesi olarak kullanılır. Bu durumu göz önünde bulundurursak aslında daha filmin ilk sahnesinde bir umut metaforunun bulunduğunu görürüz. Amélie ise film boyunca bu metaforun peşinde koşacaktır. Bunun yanında filmdeki bazı sahnelerde Amélie’nin kameraya bakması bizlere tıpkı Barok ve Rönesans resimlerinde, ressamın kendisini tablonun bir köşesine resmedip doğrudan o tabloyu inceleyen kişiye bakmasını hatırlatır. Bu ressamın öznel bir güç olarak ortaya çıkmasının tezahürüdür. Amélie de bu noktada filmdeki en güçlü özne haline gelir. İşte yaşamın kaynağı tam da burada gizlidir.
Filmdeki karakterlerin ve balığının isimlerinden tutun, tablolardaki hayvan figürlerinin hepsinin birer anlamı vardır. Örneğin ‘Poulain’ iyilik ve saflık gibi anlamlara gelir. Nino’yu çalıştığı yerde yönlendiren Eva’nın isminin anlamı ise ilk kadındır. Bahsettiğimiz Fransız oyunu Jeu de L’oie‘da karşılaştığımız hayvan figürlerini zaman zaman film içerisinde, tablolarda görürüz.
Filmde karşımıza çıkan ilk karakter, hikayenin başrolü Amélie’dir. Amélie annesini travmatik bir olay sonrası kaybeder. Bu yüzden babası ile baş başa kalmıştır. Oldukça yalnız bir çocukluk geçirmiştir. Babası, Amélie ile nadiren temasa geçer. Bu yüzden temasa geçtiklerinde Amélie’nin kalbi hızlı atmaya başlar. Bu durum, babasının Amélie’ye yanlış bir kalp hastalığı teşhisi koymasına sebep olur. Bu nedenle yaşıtlarından izole sürdürdüğü hayatında annesinin acı kaybından sonra daha da yalnızlaşmış, babasının sevgisinden mahrum kalmıştır. Bunların hepsi Amélie’yi kendi iç dünyasına yöneltmiş ve onun hayal gücünü geliştirmiştir. Büyüyüp evden ayrılma vakti geldiğinde ise Amélie hala çocukluğunda yaşadığı travmatik olayların izlerini taşımaktadır.
“Zaman hayalperestler için zordur.”
Babasının evinden ayrıldıktan sonra kalmaya başladığı evde yaşadığı ilginç olay Amélie’nin hayatını değiştirir. Bu olay onu insanların hayatına dokunmaya iter. Amélie kendisini iyilik yapmak için Paris sokaklarında dolaşırken bulur. Jeunet’in yönetmenliği Paris’i, Amélie’nin spiritüel keşfi için bir oyun parkı haline getirir.
Masalsı diye andığımız ve aşıklar şehri olarak tarif ettiğimiz Paris’in büyüsüne müzisyen Yann Tiersen’in dehası da eklenince izleyici adeta büyülenir ve Paris sokaklarında gezintiye çıkar. Görsel efektler ve zaman zaman kullanılan kameranın serbest hareketleri, filmin anlatısına hizmet eder. Sahnelerdeki renk uyumları, Amélie’nin masalsı dünyasını yansıtmak için oldukça başarılı bir şekilde kullanılmıştır. Filmde kullanılan renk paleti filmin anında tanınmasına yardımcı olur. Kırmızı, yeşil ve sarı renkleri, filmi izledikten sonra akıllara Amélie’yi getirir.
Filmin vermek istediği mesaj, yapılan küçücük bir iyiliğin bile insanı mutlu etmek için yeterli olabildiğidir. Amélie hayatını buna adar. Fakat sonunda kendisinin ne kadar yalnız olduğunu fark eder. Peki kendi yalnızlığı için ne yapıyor dersiniz? Bu sefer onu, ilk görüşte aşık olduğu Nino’nun peşine düşerken görürüz. Fakat bu kez, Amélie’nin önceki başarısız denemelerinde olduğu gibi bir sonuçla karşılaşmayız. Çünkü türlü oyunlar ve maceralar ile Nino’yu kendine çekmeyi başarır. Sonunda kendi içinde mutluluğu bulan Amélie, hem yalnızlıktan kurtulur hem de amacına ulaşır.
“Kemiklerin camdan değil ama hayat senide kırabilir.”
Film gösterime girdikten bir süre sonra kültürel duyarsızlık gibi birçok konuda tartışmalara yol açsa da, Fransız Yönetmen Jean-Pierre Jeunet’in ilk stüdyo dışı çekimi ile gerçekleştirdiği Amélie’nin masalsı kaderini izlemek yıllar sonra bile etkileyici bir deneyim sunuyor.
ALINTI: Cansu KARABULUT


 
Üst