1950-TARİH DÜNYASI sayı-15 ( 15 Kasım 1950)

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,886
5,169


Sayın murtaza5 ;

TARİH DÜNYASI okuma günlüğü [ 7 Nisan 2024 ] : TARİH DÜNYASI OKU(YORUM) :
[ Tarih Dunyasi (1950.11.15) Sayi -015 -44s (Abdulhamid) ]


Daha ilk sayfada "Coğrafya Dünyası" diye bir dergi de yayınladıklarını duyuruyorlar... Demek "Tarih Dünyası" tutunca böyle bir derginin de yayınına gitmişler. Hiç görmediğim bir dergi.. İlginç içeriğe sahip...



"II. Sultan Abdülhamit'in saltanad devrinin nihayet bulduğu tarihtenberi aradan yarım asra yakın bir zaman geçmiş olmasına rağmen çirkin, kerih olduğu kadar
da meş'um olan hafiyelik ve curnalcılık sanaat ve mesleğinin o devirde pek revaç bulmuş bulunduğununu hatırlayanlar çoktur. Hatta sademesine uğramış olanlardan elan hayatta bulunanlar da olsa gerekir.
O zamanlar, ikinci meşrutiyetin ilanı tarihinden yani, 1908 senesinden evvel curnalcılığın Sarayın lütuf ve iltifatına mazhar olmak, mem,muriyet , terfi ve nasıl olursa olsun bir menfaat elde etmek veya rakibini yere vurmak için, ihtiyar ve irtikab olunan vicdansızlık ve hayasızlıkların, bir çok kereler nefret
uyandıracak cinayet ve alçaklıklar dereceesine vardırdığı vaki idi."

Bu satırlar Emekli Tümgeneral Halil Sedes'in "Abdülhamit II. ve Vilhelm" adlı yazısından...
Dedo11 Yorumu : Osmanlı devletinin en eleştirilecek ve sevilmeyecek tiplerinden biridir II. Abdülhamit ama gel gör ki muhafazakarlar , dindarlar , milliyetçiler (MHP) Abdülhamit'i yere göğe sığdıramaz... Hele son dönemde TV de adına dizi yapılıp dünyadaki bütün üstün özelliklere sahipmiş gibi gösterilir?
Yüzyüze geldiğim bütün MHP'lilere ve dindar arkadaşlara hep şuna benzer sorular sordum ?
"Siz Abdülhamit'in ;
-- Osmanlı devletinin ne kadar çok büyük toprak kaybettiğini biliyor musunuz?

( Çok yakınlarda en tepedeki "Abdülhamit zamanında 1 cm kare toprak kaybedilmemiştir." diyor...
Doğru Abdülhamit döneminde 1 cm kare toprak kaybedilmemiştir ; 1.592.806 kilometrekare toprak kaybedilmiştir.
-- Abdülhamit size göre aynı zamanda HALİFE , değil mi? Peki islama göre içki haram mı ( benim düşüncem değil ) ? Peki Abdülhamit'in şişesini cebinden eksik etmediği KANYAK içtiğine ne diyeceksiniz.
-- Siz hem Namık Kemal'i seveceksiniz hem de onu hapis eden süren Abdülhamit'i seveceksiniz ,
Siz hem ona "MELUN" diyen Mehmet Akif'i seveceksiniz hem de Abdülhamit'i seveceksiniz,
Bu ne tutarsızlık....
-- Osmanlı döneminde en baskılı , en zulümle yöneten padişah olduğunu biliyor musunuz?
-- Osmanlı döneminde SANSÜRÜN en zirvede olduğu dönem olduğunu biliyor musunuz? Gazetenin basılmadan sansürden geçirilip sansürlenen bölümlerin boşluk halinde yayınlandığını , hatta bazı KELİMELERİN yasak olduğunu biliyor musunuz?
-- Tebaayı birbirini jurnalleyen yaratıklar sürüsüne dönüştürdüğünü biliyor musunuz?
-- Liyakat diye bir şey kalmadığı sadece biat eden ve onu bunu yalandan ve de iftira atarak jurnalleyenlerin en iyi makamlara getirildiği , onlara olağanüstü çıkarlar sağlandığnı bilmiyor muydunuz?
-- Abdülhamit'in Tebaayı hayvan yerine ( koyun ) koyup ben de onların çobanıyım dediğini biliyor musunuz?
-- İlk darbeyi yapan kişi olup MECLİSİ KAPATTIĞINI biliyor musunuz?
-- En korkak ve en Paranoyak bir padişah olup cebinde tabancayla gezdiğini biliyor musunuz?
-- Londra borsalarında oynadığını biliyor musunuz?

-- Osmanlı tarihinde ilk kez Filistindeki toprakları Yahudilere satan kişi olduğunu biliyor musunuz?

Bu liste bitmez. Ben burada keseyim.
Soruyorum böyle birini neden seviyorsunuz? Sizin kahramanınız böyle biri demek.... Bundan utanmıyor musunuz?





632. sayfada "Ahmet Bedevi Kuran" ın "İttihat ve Terakki Hükümeti Nasıl Devrilecekti?" yazısı bir hayli önemli ve ilginç...



635. sayfada Sadi Andiç'in çevirisi ile Mis Pardoe'nin "130 Yıl Önce Boğaziçi Yalıları" okunacak önemde...





"Halet Efendi gaddardı. Bir gün bir delikanlının idamına hükmolunmuştu. Bazı şefaatçileri Halet Efendiye yalvarmışlar, Efendi şu cevabı vermiş :
-- Birine gençtir yazıktır, ötekine yazıktır dersiniz, her vakit orta yaşlıyı nereden bulalım"

Bu yazı 642. sayfadaki "Tarihten Fıkralar" köşesinden...





BU SAYIDA OLTAMA TAKILAN KELİMELER ( SÖZCÜKLER ) :

Onlar "nihayet bulduğu" diyor , biz "sona erdiği" diyoruz...
Onlar "kerih" diyor , biz "iğrenç, tiksinç, tiksindirici" diyoruz...
Onlar "meşum" diyor , biz "kötü , uğursuz" diyoruz...
Onlar "revaç" diyor , biz "istenme" diyoruz...
Onlar "mazhar" diyor , biz "erişmiş" diyoruz...
Onlar "ihtiyar" diyor , biz "razı olmak, katlanmak, seçmek" diyoruz...
Onlar "irtikab" diyor , biz "çıkar sağlama" diyoruz...
Onlar "hükmolunmuş" diyor , biz "karar verilmiş" diyoruz...


Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...





 
Üst