HİTLER'İ ÖLDÜRMEK
Uyarlama Resimli Roman Çalışması
Uyarlama Resimli Roman Çalışması
Merhabalar Sevgili "Diyar"daşlar...
Konuyu forumun doğru bir yerinde mi açtım bilemiyorum ancak en doğru yer burası gibi geldi bana.
Bu kez değişik bir içerik paylaşıyorum sizinle: Bir TV filminden uyarladığım 48 sayfalık ‘Resimli Roman’ çalışmam.
Sanırım uzunca bir yazı olacak. Okuyacak arkadaşlarıma sabırları için şimdiden teşekkür ederim.
Bir filmden ‘Resimli Roman’ yapma fikri çoktandır aklımda olan bir şeydi. Ancak doğru zaman neydi ve nerede paylaşacaktım?
Doğaldır ki paylaşmadıktan sonra üretmenin de bir anlamı yoktu...
İşte "Çizgi Diyarı" kafamdaki bu soruların yanıtı oldu...
Evet, uyarlamama konu olan TV dizisini çoğunuz hatırlayacaktır: "The Twilight Zone"... Bildiğimiz Türkçe adıyla "Alacakaranlık Kuşağı"... Dünya TV'lerinde 1959, 1985 ve 2002 yıllarında üç ayrı seri olarak yayınlanmış... Bizim öykümüz, 2002 yılında yayınlanan serinin, 5. Bölümü: "Cradle of Darkness" (Türkiye'de bu bölümler yayınlanmış mıydı çok net hatırlamıyorum)…
Filmin orijinal adını birebir Türkçeye çevirdiğimizde "Karanlığın Beşiği" gibi bir şeyler oluyor sanırım. Ancak Resimli Roman janrına daha uygun olması açısından ben öykünün adını "Hitler’i Öldürmek" olarak değiştirdim. Böylesi çok daha havalı ve ilgi çekici oldu sanki.
Orijinal filmimiz (elimdeki kopya) 16/9 geniş ekran formatında, 22 dakika ve standart bir çözünürlüğe (608x352 piksel) sahip. Aslında Full HD (1920x1080 piksel) bir filmden çalışmak (resimler daha büyük ve daha net olacağı için) işi kolaylaştırırdı, ama ben olayı biraz zora sokmak istedim .
Şaka bir yana, elbette öyküyü kişisel olarak sevmem seçimimde etkili oldu (Film, yapı olarak da böyle bir uyarlamaya uygundu)…
Ben şimdi (eğer ukalalık olarak görmezseniz, ilgi duyan arkadaşlarla paylaşmak adına) biraz çalışma aşamalarından söz edeceğim.
Eğer sıkılırsanız buraları es geçip "Son Söz" bölümüne atlayabilirsiniz...
Şaka bir yana, elbette öyküyü kişisel olarak sevmem seçimimde etkili oldu (Film, yapı olarak da böyle bir uyarlamaya uygundu)…
Ben şimdi (eğer ukalalık olarak görmezseniz, ilgi duyan arkadaşlarla paylaşmak adına) biraz çalışma aşamalarından söz edeceğim.
Eğer sıkılırsanız buraları es geçip "Son Söz" bölümüne atlayabilirsiniz...
ÇALIŞMA AŞAMALARI
Öncelikle, bu TV filmini okunabilir bir resimli roman haline getirmek için bir senaryoya ihtiyacım vardı.
Böylece taslak bir senaryonun çalışmalarına başladım. Filmin atmosferini eksiksiz aktarabilmek için bir sayfada hangi kareleri ve konuşma balonlarını kullanacağımı, ne gibi efektler uygulayacağımı falan hepsini bir bir not ettim.
Senaryo aşamasında, resimli öykümüzde kullanabileceğim film karelerini de tespit etmem gerekiyordu
Önce "VLC" adlı medya oynatıcısını kullanarak filmi durdura durdura resim seçmeyi denedim. Ancak çok geçmeden bunun çok zahmetli ve kullanışsız bir yol olduğunu gördüm. Bunun yerine Quick Time adlı medya oynatıcı programın "Movie to Image Sequence" seçeneği ile filmin bütün framelerini (karelerini) bir klasöre kaydettim. Filmimiz 23,976 fps (yani saniyede 23 kare hızında) olduğundan yaklaşık 30.000 kare çıktı ortaya...
"Ne yaptın sen, 30.000 kareyle uğraşılır mı?" dediğinizi duyar gibiyim. Ancak inanın böylesi çok daha kolay oldu.
Elde ettiğim kareleri "Windows Fotoğraf Görüntüleyicisi"yle açtıktan sonra, sağ-sol ok tuşlarını kullanıp ileri-geri hareket ederek istediğime en yakın karelere eriştim.
İşte bu kareleri taslak senaryomda (numaralarını yazarak) kullandım...
Şimdi sıra, seçtiğim kareleri sayfaya geçirmeden önce düşündüğüm konsept doğrultusunda işlemekteydi.
Bu işi de tahmin ettiğiniz gibi mucizevi Photoshop programıyla gerçekleştirdim.
Burada bir parantez açıp bu çalışmaya neden "Resimli Roman" dediğimi de aktarayım... Tabii ki bu bir çizgi-roman değil, ancak sanırım bir foto-roman da sayılmaz... Bunun iki nedeni var:
Birincisi, çoğu foto-romanlardaki durağan anlatım biçimine karşın, ben bu çalışmaya bir çizgi-romanın dinamik ve enerjik yapısını vermeye çalıştım.
İkinci neden ise, photoshop’taki işlemlerden sonra karelerin birer fotoğraf olmaktan çıkıp (bana göre) resme dönüşmesiydi.
RESİMLERİN İŞLENME AŞAMALARI
Video boyutumuz (dolayısıyla kaynak resimlerimiz) çok küçük ve kalitesi de vasat olduğundan, kabul edilebilir bir görüntüye ulaşmak için bir takım işlemler yapmak gerekiyordu. Bu işlemler aynı zamanda öyle olmalıydı ki; öykünün karanlık ve kasvetli havasını da desteklemeliydi. Şimdi anlatacağım işlem sırasını bir deneme-yanılma çalışması sonrasında oluşturdum.
(Aşağıdaki örnek resimler biraz küçültülmüştür.)
Öncelikle, bu TV filmini okunabilir bir resimli roman haline getirmek için bir senaryoya ihtiyacım vardı.
Böylece taslak bir senaryonun çalışmalarına başladım. Filmin atmosferini eksiksiz aktarabilmek için bir sayfada hangi kareleri ve konuşma balonlarını kullanacağımı, ne gibi efektler uygulayacağımı falan hepsini bir bir not ettim.
Senaryo aşamasında, resimli öykümüzde kullanabileceğim film karelerini de tespit etmem gerekiyordu
Önce "VLC" adlı medya oynatıcısını kullanarak filmi durdura durdura resim seçmeyi denedim. Ancak çok geçmeden bunun çok zahmetli ve kullanışsız bir yol olduğunu gördüm. Bunun yerine Quick Time adlı medya oynatıcı programın "Movie to Image Sequence" seçeneği ile filmin bütün framelerini (karelerini) bir klasöre kaydettim. Filmimiz 23,976 fps (yani saniyede 23 kare hızında) olduğundan yaklaşık 30.000 kare çıktı ortaya...
"Ne yaptın sen, 30.000 kareyle uğraşılır mı?" dediğinizi duyar gibiyim. Ancak inanın böylesi çok daha kolay oldu.
Elde ettiğim kareleri "Windows Fotoğraf Görüntüleyicisi"yle açtıktan sonra, sağ-sol ok tuşlarını kullanıp ileri-geri hareket ederek istediğime en yakın karelere eriştim.
İşte bu kareleri taslak senaryomda (numaralarını yazarak) kullandım...
Şimdi sıra, seçtiğim kareleri sayfaya geçirmeden önce düşündüğüm konsept doğrultusunda işlemekteydi.
Bu işi de tahmin ettiğiniz gibi mucizevi Photoshop programıyla gerçekleştirdim.
Burada bir parantez açıp bu çalışmaya neden "Resimli Roman" dediğimi de aktarayım... Tabii ki bu bir çizgi-roman değil, ancak sanırım bir foto-roman da sayılmaz... Bunun iki nedeni var:
Birincisi, çoğu foto-romanlardaki durağan anlatım biçimine karşın, ben bu çalışmaya bir çizgi-romanın dinamik ve enerjik yapısını vermeye çalıştım.
İkinci neden ise, photoshop’taki işlemlerden sonra karelerin birer fotoğraf olmaktan çıkıp (bana göre) resme dönüşmesiydi.
RESİMLERİN İŞLENME AŞAMALARI
Video boyutumuz (dolayısıyla kaynak resimlerimiz) çok küçük ve kalitesi de vasat olduğundan, kabul edilebilir bir görüntüye ulaşmak için bir takım işlemler yapmak gerekiyordu. Bu işlemler aynı zamanda öyle olmalıydı ki; öykünün karanlık ve kasvetli havasını da desteklemeliydi. Şimdi anlatacağım işlem sırasını bir deneme-yanılma çalışması sonrasında oluşturdum.
(Aşağıdaki örnek resimler biraz küçültülmüştür.)
(Resim 1) Orijinal video karemizin oransal olarak büyüklüğünü temsil ediyor.
(Resim 2) Photoshop’ta resmi 2 - 2,5 misli civarında büyüttüm. Tabi bu durumda vasat olan resim kalitesi daha da bozuldu.
(Resim 3) Önce resmi kullanacağım kare boyutuna göre kestim, ardından Level menüsünden rengini açarak kontrast verdim.
(Resim 4) Photoshop Filtre menüsündeki Filtre Galerisi'nden Artistic/Dray Brush efektini uyguladım. Resimlerin özelliklerine bağlı olarak 1 veya 2 pas uygulama yaptım.
Böylece örnek karemiz bir fotoğraf olmaktan sıyrılarak, yağlıboya resim etkisi almış oldu. (Örnekteki resme biraz yakın bakarsanız bu etkiyi göreceksiniz.) Bu efekt aynı zamanda büyütme sırasında oluşan bulanıklaşmayı da yok ederek resmi netleştirdi ve toparladı...
(Resim 5) Resim siyah-beyaz olarak kullanılacaksa Image/Adjustments/Desaturate seçeneği ile resmi siyah-beyaza çevirdim.
(Resim 6) Son olarak, yine Level menüsünden kontrast değerlerini (resimlerde istediğim havaya uygun olacak şekilde) arttırdım.
Her resmin ton değerleri farklı farklı olduğundan öykümüzde kullandığım her bir resim için ayrı ayrı bu işlem sırasını uyguladım.
Evet dostlar, işte bu nedenledir ki Çizgi Roman değil, Foto Roman da değil;
Bu bir 'Resimli Roman' diyorum...
PHOTOSHOP ÇALIŞMALARI
Burada bir parantez daha açayım...
Bu bir TV filmiydi sonuçta. Siz resimli romana çeviresiniz diye üretilmemişti.
Dolayısıyla resimli roman anlatımına uygun kareleri bulmak her zaman çok kolay olmadı. Kimi zaman üzerinde çalışarak, kimi zaman da montajlayarak istediğim kareleri benim oluşturmam gerekti... İşte size 2 değişik örnek:
Bu bir 'Resimli Roman' diyorum...
PHOTOSHOP ÇALIŞMALARI
Burada bir parantez daha açayım...
Bu bir TV filmiydi sonuçta. Siz resimli romana çeviresiniz diye üretilmemişti.
Dolayısıyla resimli roman anlatımına uygun kareleri bulmak her zaman çok kolay olmadı. Kimi zaman üzerinde çalışarak, kimi zaman da montajlayarak istediğim kareleri benim oluşturmam gerekti... İşte size 2 değişik örnek:
Örnek 1: (1) no'lu kareyi kareyi mutlaka kullanmam gerekiyordu fakat üzerine jenerik yazısı denk gelmişti. Ben de, üzerine yazı isabet etmeyen en yakın başka bir kareden (2 no'lu resim) kadın karakterin ellerini kopyaladım ve ilk kareye yapıştırdım. Geri kalan yazıları da stampa aracı ile temizledim ve resmi siyah-beyaza çevirdim. Sonuç olarak en sağdaki (3) kareyi elde ettim.
Örnek 2: Buradaki sorun daha bir başkaydı. Bana 1 no’lu resimdeki kadraj gerekiyordu; ancak kadın karakterin yüz ifadesi duruma uygun değildi... Buna karşın 2 no’lu resimde tam istediğim yüz ifadesi varken, onun da kadrajı kötüydü. Sonuç olarak, 2 no'lu resimdeki yüzü alıp 1 no’lu resme foto-montajladım. Böylece en sağdaki resmi elde ettim (3).
SIRA GELDİ SAYFA YAPIMINA
Photoshop işlemlerinden sonra sıra resimli roman panellerini (karelerini) ve konuşma balonlarını oluşturup, bu karelere resimleri yerleştirmeye gelmişti.
Photoshop gerçekten mucizevi bir program olmasına karşın bu iş için çok uygun değildi.
Ben de bu işlemler için "Comic Life" adlı programı kullandım.
Photoshop işlemlerinden sonra sıra resimli roman panellerini (karelerini) ve konuşma balonlarını oluşturup, bu karelere resimleri yerleştirmeye gelmişti.
Photoshop gerçekten mucizevi bir program olmasına karşın bu iş için çok uygun değildi.
Ben de bu işlemler için "Comic Life" adlı programı kullandım.
Comic Life, panelleri ve panellerin içine resim yerleştirmeyi; ayrıca konuşma balonlarını oluşturma işini hayli kolaylaştırdı.
Ancak tüm bu iyi özelliklerine ve basit bir ara yüzü olmasına karşın programın halen çok fazla eksiği var. Ayrıca ortalamanın üzerinde bir makineniz yoksa bilgisayarı da çok kasıyor...
Öykü panellerini hazırlarken kullandığım bir üçkağıt!
Resimli öykümüzü okurken belki dikkatinizi çekecektir; bazı karelerdeki konuşma balonları karenin tam genişliğinde kullanılmıştır. Kimi yerde pek hoş durmayan bu balonlama şeklini biraz da zorunluluktan dolayı uyguladım. Şöyle ki:
Ancak tüm bu iyi özelliklerine ve basit bir ara yüzü olmasına karşın programın halen çok fazla eksiği var. Ayrıca ortalamanın üzerinde bir makineniz yoksa bilgisayarı da çok kasıyor...
Öykü panellerini hazırlarken kullandığım bir üçkağıt!
Resimli öykümüzü okurken belki dikkatinizi çekecektir; bazı karelerdeki konuşma balonları karenin tam genişliğinde kullanılmıştır. Kimi yerde pek hoş durmayan bu balonlama şeklini biraz da zorunluluktan dolayı uyguladım. Şöyle ki:
(1) numara, kullanacağım resimli roman karesinin boyutunu temsil ediyor. Ben, (2) no’lu resmi bu karenin içinde kullanmak durumundayım.
Eğer resmi birebir kareye pas edersem durum şekil (3)deki gibi oluyor. Yani, karenin içinde fazla ayrıntı veremediğim gibi, konuşma balonlarını kullanabileceğim alan da kalmıyor.
Ancak resmin boyutunu biraz küçültürsem, hem karenin içinde daha fazla ayrıntı sergilemiş oluyorum, hem de üst kısımda bana konuşma balonları için bir alan açılmış oluyor (4) .
(5) numara ise panelimizin kullanılan son halini gösteriyor.
Bu balonlama şeklini bütün gerekli olan yerlerde uyguladım. Tabi kimi karelerde çok da estetik durmadı… Ancak, yukarıda da dediğim gibi bu ‘üç kağıdı’ yapmam bir zorunluluktu…
Eğer resmi birebir kareye pas edersem durum şekil (3)deki gibi oluyor. Yani, karenin içinde fazla ayrıntı veremediğim gibi, konuşma balonlarını kullanabileceğim alan da kalmıyor.
Ancak resmin boyutunu biraz küçültürsem, hem karenin içinde daha fazla ayrıntı sergilemiş oluyorum, hem de üst kısımda bana konuşma balonları için bir alan açılmış oluyor (4) .
(5) numara ise panelimizin kullanılan son halini gösteriyor.
Bu balonlama şeklini bütün gerekli olan yerlerde uyguladım. Tabi kimi karelerde çok da estetik durmadı… Ancak, yukarıda da dediğim gibi bu ‘üç kağıdı’ yapmam bir zorunluluktu…
Son bir-kaç not daha verip yazıyı noktalayalım…
Öykümüz karanlık ve kasvetli bir havaya sahip olduğundan sayfa fonunun beyaz olması bana çok doğru gelmedi... Bu yüzden atmosfere uygun bir arka fon kullanmayı tercih ettim.
Balon oluşturma aşamasında, balonların rengini önceleri beyaz olarak uygulamayı denediysem de, özellikle siyah-beyaz sayfalarda çok fazla göz aldığını fark ettim ve balonların fonuna %15 siyah renkten oluşan hafif bir grilik verdim. Böylesi çok daha iyi oldu.
Sonra konuşma balonlarını doldurdum ve resimli roman tarzına uygun olarak gerekli gördüğüm yerlere durum anlatan tekstler ekledim...
Resimli romanın genelinde ana yazı karakteri olarak bir kez daha (favori fontum) CCComicrazy’i, 9 punto boyutunda kullandım. “Çat-Pat-Ah-Oh!” gibi efektler için ise çeşitli büyüklüklerde değişik bir-iki font daha devreye girdi tabi.
Tüm öykü bittikten sonra da bütün sayfaları tek tek elden geçirip gereken yerleri Photoshop programıyla rötuşladım. Ve sonuçta resimli romanımız ortaya çıktı.
Zor olacağını tahmin etmiştim ancak benim gibi detaycı biri için sandığımdan da uğraştırıcı oldu bu çalışma… Daha yazacak birçok ayrıntı varsa da, şimdilik bu kadarı yeterli sanırım.
SON SÖZ
Eh, şimdi çalışmamın görücüye çıkma zamanı gelmiştir.
Hepinize iyi okumalar, dilerim beğenirsiniz…
(Not: Aşağıda filmin elimdeki kopyasının linkini de paylaştım.
Böylece resimli romanla filmi karşılaştırma olanağı bulabilirsiniz.)
Öykümüz karanlık ve kasvetli bir havaya sahip olduğundan sayfa fonunun beyaz olması bana çok doğru gelmedi... Bu yüzden atmosfere uygun bir arka fon kullanmayı tercih ettim.
Balon oluşturma aşamasında, balonların rengini önceleri beyaz olarak uygulamayı denediysem de, özellikle siyah-beyaz sayfalarda çok fazla göz aldığını fark ettim ve balonların fonuna %15 siyah renkten oluşan hafif bir grilik verdim. Böylesi çok daha iyi oldu.
Sonra konuşma balonlarını doldurdum ve resimli roman tarzına uygun olarak gerekli gördüğüm yerlere durum anlatan tekstler ekledim...
Resimli romanın genelinde ana yazı karakteri olarak bir kez daha (favori fontum) CCComicrazy’i, 9 punto boyutunda kullandım. “Çat-Pat-Ah-Oh!” gibi efektler için ise çeşitli büyüklüklerde değişik bir-iki font daha devreye girdi tabi.
Tüm öykü bittikten sonra da bütün sayfaları tek tek elden geçirip gereken yerleri Photoshop programıyla rötuşladım. Ve sonuçta resimli romanımız ortaya çıktı.
Zor olacağını tahmin etmiştim ancak benim gibi detaycı biri için sandığımdan da uğraştırıcı oldu bu çalışma… Daha yazacak birçok ayrıntı varsa da, şimdilik bu kadarı yeterli sanırım.
SON SÖZ
Eh, şimdi çalışmamın görücüye çıkma zamanı gelmiştir.
Hepinize iyi okumalar, dilerim beğenirsiniz…
(Not: Aşağıda filmin elimdeki kopyasının linkini de paylaştım.
Böylece resimli romanla filmi karşılaştırma olanağı bulabilirsiniz.)
Sevgili Profesör'ün nezdinde
Tüm Karargâh Ekibine ithafen...
Tüm Karargâh Ekibine ithafen...
MEDIAFIRE Linkleri:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Son düzenleme: