24 Ekim Ve Günler Yürümeye Başladı, Müzikli Resimli Edebiyat Takvimi

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,141
77,485
hiçbiryerde :)
www.youtube.com/watch?v=bCAoW_gMMjo
tuyetreyw37645326_77.jpg

tuyetreyw37645326_116.jpg

tuyetreyw37645326_117.jpg

029_agorrte45r_kl_73.jpg

030_agorrte45r_kl_73.jpg

031_agorrte45r_kl_73.jpg
 
Son düzenleme:

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,210
75,907

Gençliğimizde sürekli olarak magazinin gündeminde olan ve rahatsız edici bir biçimde isimleri kulağımızda vızıldayıp duran birkaç yabancı modacı ve kozmetikçi vardı. Bunlardan biri "Christian Dior" (Fransız, erkek, modacı) diğerleri de "Elizabeth Arden" (Amerikalı, kadın, kozmetik üreticisi) ve "Max Factor" (erkek, kozmetik üreticisi). Bunların bazı ürünleri ülkemizdede vardı galiba, isimleri bu kadar sık telaffuz edildiğine göre.

1960'larda yabancı dil de öğreniliyor ya, illâ ki o dilde de kelime oyunları yapılacak. Yabancılardan mı bize aktarıldı, bizimkiler mi uydurdu hiç bilmiyorum, ama şöye bir tekerleme söylenirdi:
"What happeden to Elizabeth Arden? Max Factor! Christian Dior" Cümle ilk bakışta anlamsız gibi.
Açılımı/meali: (Sahi) Elizabeth Arden'a ne oldu? (Pek ortalarda görünmüyor da). Max f****d her! Christian diyor! (Ondan duydum yani)"

Espri tamamen Max Factor'ün okunuşundaki anlam kayması üzerine oturtulmuş (f**k, filmlerde, çizgi romanlarda sıkça karşımıza çıkan, ama Türkçeye nedense hep "kahretsin", "lanet" filan gibi çevrilen "lanetli" bir sözcük). Ee ortaokul talebesi ne yapacak, güzel bir orijinallik, büyük bir marifet yapmış gibi karnını tuta tuta gülecek, güldürecek!
(Bu iğrenç espriden yıllarca utandım, ama sonradan Elizabeth Arden'ın hayvanlar üzerinde deney yaptığını öğrenince "oh olsun", iyi ki bu espiriyi yapmışız zamanında dedim!)

 

kadirnip

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
21 Kas 2014
4,653
22,389
Adana
Valla elizabeth arden'in max'i da, mad max olmasin ??? Topraği bol olsun, christian dior'muştu zamaninda :)
güzel ve leziz paylaşimlar için, çok teşekkürler sevgili dostlar... Ellerinize sağlik...
 

Lichtenberg

Aktif Üye
16 Tem 2011
471
1,696
m535AV.jpg


bu barışın asıl önemi ise, aslı itibariyle kontrolden çıkmış uzun ve kanlı bir mezhep çatışması olan 30-Yıl-Harbini bitirmesidir. Üzerinde anlaşdıkları, bugünkü din ve vicdan özgürlüğü anlayışından çok uzak, ama o günlerde başarı ve ileri adım olarak görülen kural ise "cuius regio, eius religio" kuralıydı. Türkçesi "kimin toprağı, onunu dini" demek olan bu kural, bir beldenin veya şehirin eğemeni, hakimi, derebeyi hangi dine (din derken, hıristiyanlığın hangi mezhebine) mensup ise, oranın ahalisi de o dine tabii olmak veya göç etmek zorunda olduğunu ifade eder.
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,141
77,485
hiçbiryerde :)
m535AV.jpg


bu barışın asıl önemi ise, aslı itibariyle kontrolden çıkmış uzun ve kanlı bir mezhep çatışması olan 30-Yıl-Harbini bitirmesidir. Üzerinde anlaşdıkları, bugünkü din ve vicdan özgürlüğü anlayışından çok uzak, ama o günlerde başarı ve ileri adım olarak görülen kural ise "cuius regio, eius religio" kuralıydı. Türkçesi "kimin toprağı, onunu dini" demek olan bu kural, bir beldenin veya şehirin eğemeni, hakimi, derebeyi hangi dine (din derken, hıristiyanlığın hangi mezhebine) mensup ise, oranın ahalisi de o dine tabii olmak veya göç etmek zorunda olduğunu ifade eder.

Bulunduğumuz coğrafyanın resmi:
Ya bendensin ya düşman!
Umarım farklı kültürlerin bir arada eşit şartlarda
yaşamayı "öğrenmesi" için dört yüzyıl gerekmez...
 
Üst