Maus - Hayatta Kalanın Öyküsü

Hones

Guest
11 Nis 2009
3,043
10,274
23h2cmg.jpg


301lq4i.jpg



1948 Stockholm doğumlu ünlü çizer Art Spiegelman, Polonya gettolarından sağ kurtulabilen bir babanın oğlu. Halen New York'ta yaşayan Spiegelman Maus'da, babasının 'Ölüm Kampları'nda, 1939-1945 yılları arasında bir Yahudi olarak yaşadığı kabus dolu günleri, 'kedi'nin (Nazi) 'fare'yi-maus (Yahudi) kovalamasına benzettiği güçlü çizgileriyle bizlere aktarıyor. 'Maus' aynı zamanda başka bir kovalamacanın; babasının anılarını adeta bir kerpetenle sökercesine dinleyen ve kendi belleğini beslemeye yani hatırlama buyruğuna uymaya çalışan oğlun da hikayesi..

"Soykırım hakkında şimdiye kadar yapılmış en etkileyici ve başarılı anlatım."
-Wall Street Journal-

"Sessiz bir zafer, sürükleyici ve sade - tam olarak anlatmak imkansız, çizgi roman dışında herhangi bir ortamda yakalanması imkansız."
-Washington Post-

"Basit çizgilerle anlatılan büyük destan."
-New York Times-

"Etkisinde uzun süre kalınacak bir sanat eseri."
-Boston Globe-








Not : Kenarlardaki gölgeler sizi rahatsız ederse Photoscape ile parlatma işlemi yaparak ortadan kaldırabilirsiniz.​
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Melih41

Yönetici
4 Ağu 2012
3,715
49,423
Muhteşem paylaşımınıza teşekkürler Hones, okumaya başladım ve bitirmeden de
bırakamayacağım galiba. Dijitali senden olsun ama arşivim için kitabı da almayı ihmal
etmeyeceğim.
 

Gulyabani

Yönetici
15 Ara 2010
4,999
22,611
Sarıyer
Çizgiroman tek ama paylaşım kolaylığı olsun diye ikiye bölünmüş, paylaşımcımz da zamanının ruhunu uygun adlar vermiş linklere.

Yukarıda bulunan linkler hikayenin tümünü kapsıyor. Tek kelime ile muhteşem bir eser. Art Spiegelman, babası Vladek Spiegelman'ın hikayesini, öykünü yazıldığı tarihle, 2. Dünya Savaşı sırasında nazi zulmünün kol gezdiği zamanı harmanlayarak anlatıyor. Olay tamamen gerçek anılara dayanıyor ve sonuna kadar okuyunca savaş bitene kadar sağ kaldığı için Vladek'in en az "çok şanslı süper kahramanlar" olduğunu varsaydığımız Fumetti kahramanları kadar şanslı olduğunu görüyoruz, tabii ki hayatta kalma açısından, yoksa yaşadıkları insanın okurken bile tüylerini diken diken ediyor. Bence, mutlaka edinilmesi, okunulması hatta okutulması gereken bir eser.

Paylaşım için teşekkürler.
 
Üst