King Conan - The Conqueror 01 (of 06) (Ç&B)

ilkhantok

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
6 Ara 2010
1,981
30,411
Mersin
Bu mini seriyle külliyattaki 27 mini seriden 26.sınıda Türkçeyle buluşturuyoruz, ConanTheCıvılızed dostuma bu mini seri içinde teşekkür ederim
not: bu mini seri bir bakıma King Conan - The Hour of the Dragon mini serisinin devamı niteliginde buna başlamadan onu bir hatim ederseniz sizin yararınıza hahahaha

Tüm külliyat için buraya bakabilirsiniz : http://www.cizgidiyari.com/forum/conan/112241-orjinal-conan-serileri-ve-turkce-cevirileri.html





 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
775
5,745
Kdz. Ereğli
Ejderin saati'nden...

Gündoğumundan hemen sonra, Conan Argos sınırını geçti. Beloso’dan hiç iz görünmemişti. Komutan, ya kral baygın yatarken kaçmayı başarmış ya da Zingara ormanlarının zalim yamyamlarının ağına düşmüştü. Fakat Conan ikinci ihtimali gösteren bir emare görmemişti. Bu kadar uzun süre rahatsız edilmeden yatmış olduğu gerçeği, canavarların komutanın beyhude takibiyle meşgul olduğu gösterir gibiydi. Eğer adam yaşıyorsa, önündeki yol boyunca at sürdüğünden kesinlikle emindi Conan. Argos’a gitmeye niyetlenmemiş olsa, asla en baştan doğuya giden yolu seçmezdi.

Sınırdaki tolgalı muhafızlar Cimmerialıya soru sormadı. Tek bir gezgin paralı asker ne geçiş izni, ne de güven belgesi gerektirirdi, özellikle de süssüz zırhı, kimsenin hizmetinde olmadığını gösteriyorsa. Derelerin şırıldadığı, meşe koruluklarının ışık ve gölgeleriyle çayırları lekelediği alçak, çimenli tepeler arasında, önündeki mavi menzillerden vadi ve tepelerde inip çıkan uzun yolu izleyerek at sürdü. Poitain’den denize dek giden bu ana yol eski, çok eski bir yoldu.

Argos barıştaydı; yüklü öküz arabası katarları yol boyunca gurulduyor, çıplak, esmer, güçlü kollarıyla erkekler, yol kenarındaki ağaç dalları altında gülümseyerek yayılan meyve bahçeleri ve tarlalarda çalışıyordu. Geniş meşe dalları altındaki hanların önünde sıralarda oturan ihtiyarlar gezgini selamladı.

Tarlalarda çalışan adamlardan, köpüklü birayla dolu büyük deri tulumlarla susuzluğunu dindirdiği hanlardaki geveze ihtiyarlardan, yolda karşılaştığı keskin gözlü, ipek giyimli tüccarlardan malumat sordu Beloso’ya dair.

Hikâyeler ihtilaflıydı, ancak şu kadarını öğrendi Conan: tehlikeli kara gözleri ve batı halkının bıyıklarıyla, o ince, sırım gibi Zingaralı yolda, önünde bir yerlerdeydi ve anlaşılan Messantia’ya gidiyordu. Mantıklı bir hedefti bu; Argos’un tüm limanları, iç eyaletlerin tersine kozmopolit yerlerdi, Messantia ise hepsi arasında en çoklisanlı yerdi. Tüm denizci milletlerin gemileri limanına girer, birçok ülkeden mülteci ve kaçaklar orada toplanırdı. Kanunlar gevşekti; zira Messantia deniz ticareti ile gelişiyor, yurttaşları da denizcilerle işlerinde bir parça körlüğü kârlı buluyordu. Messantia’da dolaşan sadece kanuni ticaret değildi; kaçakçı ve yağmacılar da kendi rollerini oynuyordu. Bunların tümünü çok iyi biliyordu Conan; zira bir Baracha korsanı olduğu eski günlerde Messantia limanına gece vakti tuhaf yükler boşaltmamış mıydı? Baracha Adaları—Zingara’nın güneybatı sahili açıklarındaki ufak adalar—korsanlarının çoğu Argoslu denizcilerdi, dikkatlerini başka ulusların gemilerine yoğunlaştırdıkları sürece Argoslu yetkililer de deniz kanunlarını yorumlamakta titiz değildi.

Oysa Conan’ın faaliyetlerini Barachalılarınkilerle sınırlamamıştı. Aynı zamanda Zingaralı yağmacılarla, hatta uzak güneyden kuzey sahillerini yakıp yıkmak için sürüklenen vahşi kara korsanlarla bile yelken açmıştı. Bu da onu herhangi bir kanunun kabul edeceği sınırların ötesine koyardı. Eğer Argos limanlarının herhangi birinde tanınırsa, ona kellesini kaybettirirdi bu. Fakat hiç duraksamadan, sadece atını dinlendirmek ve birkaç kısa uyku anı kestirmek için durarak Messantia’ya ilerlemeyi sürdürdü.

Bu büyük ticaret merkezine sürekli girip çıkan kalabalıklara karıştı ve kente sorgulanmadan girdi. Messentia’yı surlar kuşatmıyordu. Deniz ve denizdeki gemiler koruyordu bu büyük güney ticaret kentini.

Conan rıhtıma inen sokaklarda acele etmeden at sürdüğünde akşam vaktiydi. Bu sokakların sonunda iskeleler ile gemilerin direk ve yelkenlerini gördü. Yıllardan beri ilk kez için tuzlu su kokusu alıyor, köpüklü dalgaları burnun ötesine yollayan rüzgârda halat donanımlarının tıngırtısı ve serenlerin gıcırtısını işitiyordu. Bir kez daha uzak yol arzusu sardı gönlünü.

Fakat rıhtımlara kadar gitmedi. Atını yana çevirdi ve enli, yıpranmış bir taş basamak dizisinden, süslü beyaz konakların aşağıdaki rıhtım ve limana hâkim olduğu geniş bir caddeye çıkardı atını. Burada zor kazanılan deniz gelirleriyle zenginleşen adamlar yaşıyordu—uzaklarda hazine bulmuş birkaç eski deniz kaptanı, sürüyle tacir ve ne çıplak güverteye ayak basmış, ne de fırtına veya deniz savaşının kükreyişini tanıyan bezirgânlar.

Conan atını bildik, altın işlemeli bir kapıya çevirdi ve bir kaynağın şırıl şırıl aktığı, güvercinlerin mermer suluklardan mermer döşemelere kanat çırptığı bir avluya girdi. Çentikli ipek etek ve çorap giymiş bir uşak, sorgularcasına öne çıktı. Messantia tüccarları, sürüyle tuhaf ve kaba karakterle iş görürdü ama bunların çoğu deniz izi taşırdı. Bir paralı asker süvarisinin bir ticaret beyinin avlusuna böyle serbestçe at sürmesi olacak iş değildi.

“Tüccar Publio burada mı yaşıyor?” Bu sorudan çok bir beyandı ve sesin tınısındaki bir şey uşağın eğilirken tüylü şapkasını çıkarıp öyle cevap vermesine yol açtı.“Evet, öyle kaptanım.”

Conan atından indi ve uşak aygırın dizginlerini almak için gelen bir seyise seslendi.

“Efendin içeride mi?” Conan zırh eldivenlerini çıkardı ve pelerin ve zırhından yolculuk tozlarını silkeledi.

“Evet, kaptanım. Kimin geldiğini bildireyim?”

“Ben kendim bildiririm,” diye homurdandı Conan. “Yolu gayet iyi biliyorum. Sen burada bekle.”



Sayın İlhan Tok, başarıyla çevirdiğiniz bu versiyon en iyi işlenmiş Ejderin Saati Çizgiroman versiyonu... Çabanız için sizi kutluyorum...
 
Son düzenleme:

bereket

Kıdemli Üye
30 Haz 2011
207
178
Conan çizeri büyük sanatçı...Şimdi bu sayfalar bir çizgi romandan mı yoksa başlı başına bir resim klasiği mi? teşekkür ederim.
 

berserk

Yeni Üye
16 Mar 2012
59
52
Sizler harikasınız! Bu seriye bu kadar güzel çeviri ve emekle ulaştığım için teşekkürler.
 
Üst